İDEV Şanlıurfa'da Sosyal Medya konulu seminer düzenledi
İdeal Eğitim Vakfı Şanlıurfa İl Temsilciliği tarafından düzenlenen seminerde, sosyal medyanın doğru kullanımı ile ilgili bilgiler verildi.
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) Şanlıurfa İl Temsilciliği tarafından İdeal Eğitim Seminerleri kapsamında “Sosyal Medya” konulu seminer düzenlendi.
Sunuculuğunu Müslüm Yıldız’ın yaptığı, İbrahim Durmaz tarafından okunan Kur’an’ı Kerim ile başlayan program, Şair Nabi Kültür Merkezi’nde düzenlendi.
Selamlama konuşması için sahneye davet edilen İdeal Eğitim Vakfı Şanlıurfa İl Temsilcisi Mustafa Durmaz ideal eğitim ile ilgili bilgi verdi.
Durmaz, “Eğitim hiç kuşkusuz insanın dolayısıyla toplumun temel ihtiyacıdır. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla yapılan çalışmalarda eğitim kalitesi ne kadar yüksek olursa toplumun medeni seviyesi de o kadar yüksek olur. Bize göre ideal eğitim; insan davranışlarına müspet anlamda şekil verme eylemidir. İdeal eğitim; hayatın her hakikatını idrak eden, rabbini tanıyan, kendini bilen, ahlaklı, kendisine, ailesine ve topluma faydalı olmaya çalışan şuurlu insanların yetişmesi için programlı bir çalışma sürecidir.” ifadelerini kullandı.
Selamlama konuşmasının ardından Muhammed Kaya tarafından; Sosyal medyanın tanımı, İslam’da sosyal medyanın hükmü, sosyal medyaya İslam’ın bakış açısı, sosyal medyanın bilinçli kullanılması, doğru kullanılmadığı takdirde sosyal medyanın doğuracağı zararlar ile ilgili bilgiler verildi.
İslam’da amaç ve araç ilişkisi hakkında bilgi veren Kaya, “Eğer İslam bir şey hakkında açıkça bir hüküm vermemişse bunun aslı helal olmasıdır. İslam bununla da yetinmez. Yine bir kaide ve kural koyar. ‘Vesileler amacının hükmünü alır’ yani bir aracın hükmü, sosyal medyayı da bir araç olarak görüyoruz. Sosyal medya araçsa aracın hizmet ettiği amaca göre sosyal medyanın hükmü ortaya çıkar. Bizlerin sosyal medya ile ilgili helal ya da haram, doğru ya da yanlış diyebilmemiz için esasında bunun amacına bakmamız lazım. Ulema diyorki, ‘harama götüren her yol haramdır, helala götüren her yol helaldır, mekruha götüren her yol hoş degildir’ bu anlamda İslam bize bir araçla ilgili amaca bakmamızı emrediyor.Bir sosyal medya kullanıcısı olarak araç olarak kulladığımız sosyal medyayı amaca giderken yaptığım şeyler haramsa o zaman sosyal medya benim için haramdır. Ben sosyal medyayı kullanamam. Sosyal medyanın kullanımı ancak helal olan şeylere hizmet ederse helaldır. Sosyal medyayı gayri İslam’i yollarda kullanırsam o zaman bu doğru değildir.” diye konuştu.
Eğitimci Medeni Taş ise konuşmasında sosyal medyanın beşeri, toplumsal ve eğitimsel yönüyle ilgili bilgiler verdi.
Sosyal medya ile igili yaklaşım sorunu olduğun belirten Taş, “Meselenin anlaşılabilmesi, net bir şekilde ortaya konulabilmesi için her halde yaklaşımımızın doğru olması gerekir. Biz eğitimde buna ‘yaklaşım’ diyoruz, İslami terminoljide buna ‘niyet’ diyoruz. Niyet hayır olursa akıbette hayır olur. Onun için biz meseleyi irdelerken bir sıkıntımız var. Bir sorun ile karlaştığımız zaman o problemi çözmek için ne yaparız? Problemi sümenaltı mı ederiz yoksa bu problemi ilerde daha büyük bir probleme dönüşmeden çözermiyiz? Bu soru ile ilgili bir anket yapılsa bir çoğu şunu söyleyecektir. ‘Sorunun çözümü için ciddi bir adım atarım’ Yaklaşım noktasında ciddi eksikliklerimiz var.” şeklinde konuştu.
İlk çıktığı dönemde Müslümanların televizyon ile ilgili yanlış bir yaklaşım sergilediğine vurgu yapan Taş, “Televizyonun yeni yeni ortaya çıktığı günlerde abid ve zahid dedelerimiz, nenelerimiz televizyonun olduğu ortama girmezdi. Televizyon için ‘şeytan işi’ , ‘deccal’ derlerdi. Televizyona sırtalarını çevirirlerdi. Tabiki bu onların takvası ile alakalıydı. İslam alimlerinin, Devlet yetkililerinin ve Müslüman camiaların yaklaşımlarının daha çok maslahat olması gerekirdi. Fakat bu konuda yanlış yaklaşımlarımız oldu. Televizyona şeytan işi deyip sırtımızı dönerken daha sonra yüzümü televizyona bir döndük, birde baktık ki Yeşilçamlarla, filimlerle zihinlerimizi, gönüllerimizi, ailemizi ve çocuklarımızı ifsad ettiler. Ahlakımızı bozup, fikriyatımızı zedelediler.” ifadelerini kullandı.
Daha sonra Müslümanların televizyon konusunda öz eleştiri yaptığını hatırlatan Taş, “ Dedilerki, ‘aslında bu o kadar da korkulması gereken bir mesele değildir.Müslümanların televizyon kanallarının da olması lazım. Televizyonun bir çok imkanında istifade edebiliriz.’ Bu konuda bazı İslami camialar, bazı sermayalerle TV’ler kurdular. Maalesef o dönemde istenilen bir verim alınamadı. Niçin? Çünkü ‘geç başlayan geç kalır’ bu her zaman böyledir. Biz televizyonun farkına vardığımızda bazıları çok ciddi ataklarda bulunmuştu. Bugünde internet için aynı yaklaşımın olduğunu görüyoruz. Açık bir şekilde izah etmek gerekirse internet daha yeni popüler olmaya başladığı zaman alimlerimiz başta olmak üzere, İslami camiaların önde gelenleri, anne ve babalar çocuklarını internetten ve sosyal medyadan uzak tutmaya çalıştılar. Biz sonra yine aynı hataya düştük. Bugün geldiğimiz noktada birileri internet imkanını kullanarak bilimlerini geliştirdiler, teknolojiler ürettiler. Üretmiş oldukları bu silahları Müslümanlara doğrultular. İnancımıza saldıran siteler kurarak bununla geçliğimizin akidesini ciddi manada zedelediler. Hadis-i Şerif’te Allah Resulu, ‘ Bir mü’min aynı delikten ikinci kez ısırılmaz diyor.’ Bazen treni kaçırıyoruz. Meselenin önemini geç anlıyoruz. Bu anlamda bakış açımızla ilgili bir problem var.” dedi.
Program, Muhammed Emin İdem tarafından yapılan dua ile sona erdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.