İDEV ve Peygamber Sevdalıları Vakfı'ndan "Neslin Muhafazası" etkinliği
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) ve Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Batman'da "Neslin Muhafazası" temasıyla bir seminer gerçekleştirildi.
İl Kültür Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen seminerde yapılan konuşmalarda, İslam düşmanlarının Müslüman neslin çoğalmasının önüne geçmek, aileyi parçalamak amacıyla her türlü yola başvurduğuna vurgu yapıldı.
Yoğun katılımın olduğu seminere; HÜDA PAR Batman Merkez İlçe Başkanı Şerif Durmaz, STK temsilcileri, âlimler ve vatandaşlar katıldı.
Sunuculuğunu Osman Demir'in yaptığı seminer, Hafız İbrahim Topkan'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Peygamber Sevdalıları Vakfı Batman Koordinatörü Nurettin Teymur'un selamlama konuşmasının ardından kürsüye gelen Eğitimci Mehmet Emin Sütçü, "Neslin Muhafazası"nın insani boyutu ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.
Televizyon yoluyla basit komplo ve iftiralarla ümmete yön verecek şahsiyetlerin yıpratılmaya çalışıldığını belirten Sütçü, "Bunu daha etkin bir şekilde sinemalarda, televizyon filmlerinde işleyerek kullanmaktadırlar. Güvenilmez profiller üreterek bütün öncü şahsiyetlere karşı bir çekingenlik oluşturmaya çalıştılar. Çünkü İslami terbiyenin temel kaynaklarından birisi bu öncü şahsiyetlerdir, âlimlerdir, imamlardır, önderlerdir. Şayet bu şahsiyetlerle nesil arasında bağ koparılırsa birinci raundu kazanmış olacaklar." dedi.
"Asırlardır aile kurumunu yıkmaya çalışıyorlar"
Özellikle aile kurumunun hedef alındığına dikkat çeken Sütçü, "Aile kurumunu yıkacağız, demişlerdi ve bunu asırlardır uyguluyorlar. Özellikle 'Müslüman nüfusu nasıl azaltabiliriz'in derdine düşülmüş, bunun için sağlık örgütleri kurulmuş. Çalışmalarında bize öncelikle doğum kontrolünün gerekliliğini aşıladılar. Çeşitli aşılarla, ilaçlarla doğum kontrolünün ne kadar gerekli olduğuna, gelişmişliğin bir göstergesi olduğuna inandırdılar. Ümmetinin çokluğuyla övünen bir Peygambere inat, 'bu ümmeti nasıl azaltırız'ın derdine düştüler ve bunu çok büyük masraflar harcayarak ciddi oranda da gerçekleştirdiler." diye konuştu.
"Her yıl doğum oranlarında azalma oluyor"
Konuşmasının devamında Sütçü, şunları söyledi:
Sizin ıslahınız için çalışıyoruz, dediler ve ailenin temeline dinamit koydular. 2017'de Türkiye'de 296 bin doğum gerçekleşmiş. Bir yıl sonra sayı 249 bine düşmüş. Her sene en az 100 bin yavruyu daha doğmadan (kürtaj yoluyla) anne karnında katlediyoruz. Türkiye'nin yaşadığı en büyük felaketlerden birisi neydi? 1999 Marmara Depremi… 17 bin küsur insanımızı kaybettik. Ama her sene 5 Marmara Depremi felaketini yaşıyoruz, yaşatıyoruz. Maalesef bu durum kimsenin umurunda değil.
"Kısırlaştırıcı özelliği olan mısır üretmeyi başardılar"
Müslüman neslin önünü kesmek amacıyla farklı projelere başvurulduğunu vurgulayan Sütçü, "Kadınlarda gebeliği engelleyen ve erkeklerde ise kısırlaştırıcı özelliği olan mısır üretmeyi başardılar. Yetmedi… Sezaryen doğumlarının ne kadar arttığına hepimiz şahidiz. Ne oldu da bu kadar arttı bu doğumlar? Yine arkasında bilinçli bir el var. Her iki çocuktan biri sezaryen ile doğmuş. 2014 yılında doğan çocukların yüzde 51'i sezaryen ile doğarken, 2015-2016'da bu oran yüzde 53'e yükselmiş. Sebep neslin önünü kesmektir." ifadelerini kullandı.
"Her dört çiftten biri boşanıyor bu memlekette"
Evliliğe giden yolların önünün kapatılmaya çalışıldığını söyleyen Sütçü, konuşmasına şöyle devam etti:
Evlilik yaşını yükseltelim, erken evlenmesinler, dediler ve önümüze nice nice hedefler, kariyer hesapları koydular. Kızlarımızı kariyer peşinden koşturarak evlilik yaşını olabildiğince ileri yaşlara ertelediler. 2016 yılında Türkiye'de ortalama evlilik yaşı erkeklerde 27 buçuk, kadınlarda 24 buçuk. 2018 yılında erkeklerde evlilik yaş oranı 30,2'ye ulaştı. Kadınlarda da 26 buçuğa ulaştı. Bir de 'Evliliğe giden yolları zorlaştıralım, boşanmaya giden yolları ise kolaylaştıralım.' dediler. Evlilik için maddi, manevi öyle engeller konuldu ki artık evlenmeyi düşünen insan kara kara düşünmekte. Ama boşanmak bir dilekçeye bakar hale getirildi. Bunun sonucu olarak her dört çiftten biri boşanıyor bu memlekette.
"İzlediğimiz filmler, sözde eğlenceler, yarışmalar ifsat projesinin temel ayaklarıdır"
İfsat projelerine karşı Müslümanların uyanık olması ve bilinçlenmesi gerektiğini ifade eden Sütçü, "İzlediğimiz filmler, sözde eğlenceler, yarışmalar tamamen bu ifsat projesinin temel ayaklarıdır. Bunlarla ahlaksızlığı yaygınlaştırdılar. Bu dizilerle, filmlerle en çarpık ilişkileri bize normal gösterdiler. Artık cinsiyeti belli olmayan tipler önümüze model olarak sunulmaya başlandı. Bunlar dünyanın starları haline getirildiler. Bir şeyi muhafaza etmek için saldırının nereden ve nasıl geldiğini bilmek gerekir. O yüzden şunu iyi bilelim; düşman topyekûn saldırıyor. Demek ki nesli muhafaza etmenin şartı; nasıl saldırdıkları ve nesli nasıl bozmaya çalıştıklarını anlamaktan geçer." dedi.
Daha sonra İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, "Neslin Muhafazası"nın İslami fıkıh boyutu hakkında bir konuşma yaptı.
"Allah'ın gösterdiği yolda yürürsek İslam düşmanları bize zarar veremeyecektir"
Müslümanların Allah'ın emir ve yasaklarına göre hareket etmesi gerektiğini belirten Şimşek, "Kâinatın tümü insan için yaratılmıştır. Allah'ın melekleri de insanlar için hizmet etmektedirler. Allah bu kadar kıymetli olan insanı yalnız ve sahipsiz bırakmamıştır. Hem dünyada huzurlu bir hayat geçirmemiz hem de ahirette ebedi huzura varabilmemiz için Allah bize vahiy, Peygamberler ve kitaplar gönderdi. 124 bin Peygamber; insanın huzuru, saadeti için yeryüzüne gönderildiler. Peygamberler; insanların yeryüzünde ve ahirette güzellikler görmesi için gönderildiler. Bundan dolayı her şey bizim elimizdedir. Eğer ki bizler bu Peygamberlere ve onların getirdiklerine kulak verirsek, Allah'ın bize gösterdiği yolda yürürsek inşallah İslam düşmanlarının hileleri bize zarar veremeyecektir." şeklinde konuştu.
"İnsanın huzuru; dinin, aklın, malın ve neslin muhafazası ile mümkündür"
Neslin muhafazasının büyük önem arz ettiğini dile getiren Şimşek, "İnsanların huzuru için Allah birkaç hususu çok önemli görmüştür. Bunlar; dinin, aklın, malın ve neslin muhafazasıdır. İnsanın huzuru bunlarla temin edilir. Nesil de ancak bu çerçevede muhafaza edilir. Bir hayat sürdüğümüzde ve o hayatta din, namus, hayat, akıl ve can tehlikede değilse o zaman hayat hayattır. İslam da bunların muhafazası için ehemmiyetle bunların üzerinde durmuştur ve buna yönelik tedbir almıştır." ifadelerini kullandı.
"Ehemmiyetle aile üzerinde durmalıyız"
İslam düşmanlarına karşı Müslümanlara önemli tavsiyelerde bulunan Şimşek, son olarak şunları kaydetti:
İslam düşmanları bir toplumu bozmak için önce nesilden başlıyor. Eğer ki nesil giderse her şey gider. Nesil de aileden oluşmaktadır. Neslimiz ve çocuklarımız için Allah'ın istediği gibi bir hayat onlara temin edilirse hem dünyamız hem de ahiretimiz kurtulur. Neslimiz temiz olursa toplumumuz da temiz olur. İslam düşmanları da toplumu bozmak için neslimizle uğraşmaktadır. Bu kale bozulursa toplum bozulacaktır. Böylece hem dünyamız bozulacak hem de ahiretimiz elimizden gidecektir. Bundan dolayı neslimizin üzerinde ehemmiyetle durmaktadırlar, tüm projelerini onların üzerinden yapmaktadırlar. Bu nedenle biz anne ve babalar uyanık olmalıyız. Eğer bizler işimizi bilirsek düşmanlarımız bize zarar veremeyecektir. Aileye ehemmiyet vermeliyiz. Ailemiz çok sağlam olmalıdır.
Seminer, yapılan duanın ardından son buldu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.