Hakka Davet Derneği öncülüğünde İdeal Eğitim Vakfı tarafından verilen eğitim seminerleri kapsamında Denizli’de “Bilinçli Toplumun İnşası” temalı program gerçekleştirildi.

Denizli’nin merkez Merkezefendi ilçesinde özel bir salonda gerçekleştirilen program Hafız Sulhattin Çiftçi’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Programda selamlama konuşmasını yapan Hakka Davet Derneği üyelerinden Abdüsselam Aslan organize edilen seminerin önemine değindi. Seminerin ana temasını oluşturan bilinçli toplumun inşası konusunu iki boyutta ele alacaklarını belirtti.

Bilinçli toplumun inşasının insani boyutuna ilişkin sunum yapan eğitimci Mahmut Aytekin, “İnsanoğlu tarihine bakıldığında yaşamın olduğu yerlere peygamberler gönderilmiştir ve toplumlara kanun getirmişlerdir. İşte o kanunlarınla bilinçli toplum oluşturulmuştur. Aslında bilinçli toplum demek bireyin kendisinin varlığının farkında olması demektir.” dedi.

Aytekin, “Bilinçli toplumun özelliklerinden biri emretmek kötülükten alıkoymaktır. Çünkü bir toplumu ıslah edebilmek için öncelikle belli bir fikre yönelik bilinç olması gerekmektedir. Bilinç bahar mevsimine benzer. Nitekim kışın insanlar havanın soğukluğundan yakınır iken yazın gelmesini, yaz mevsiminde de aşırı sıcaklardan dolayı kışın gelmesini ister. Fakat kimse baharın hava şartlarından şikâyetçi olmaz. İşte aynı bu şekilde bilinçli bir toplumdan kimse zarar görmediği için hiçbir zaman bireyler,  bilinçli toplumdan şikâyetçi olmaz.” ifadelerini kullandı.

Bilinçli toplum kavramına farklı örnekler vererek konuyu zenginleştiren Aytekin, “Bilinçli toplum tıpkı zemzem suyu gibidir. Nasıl ki bir kova suya damlayan bir damla zemzem tüm suyu kendine benzetebiliyor ise dolayısıyla bilinçli toplum da topluma benzeyen değil toplumu kendine benzetendir.” şeklinde konuştu.

Bilinçli toplumu İslami açıdan ele alan ilahiyatçı Cemil Genç ise gerçekleştirdiği sunumda şu ifadelere yer verdi:

“Aslında bilinçli toplum çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu topluluklardır. Çünkü bilinçli insan İslam'a göre yönetilen topluma denir. Mesela İslam’a göre yönetilen bir topluma ‘namaz kıl, zekat ver, kardeşine maddi-manevi yardımcı ol’ denilir ve bu şekilde insanlar arasında birliktelik, yardımlaşma bilinci oluşur. Ama bu şekilde yönetilmeyen bir toplumda ise tam aksine namaz kılmayıp zekat vermeyen, iyiliği emretmek yerine kötülüğü yayan bir toplum ortaya çıkar. Böyle bir durumda da bilinçli bir toplumdan bahsetmek imkânsızdır.”

İLKHA