Mısır'da Müslüman Kardeşler Teşkilatı'ndan (İhvan) yapılan yazılı açıklamada, Batılı siyasetçiler, insan hakları kuruluşları ve hatta Birleşmiş Milletler'in (BM), Ukrayna'da güvenlik güçlerinin hükümet karşıtı göstericileri hedef alan saldırıları üzerine derhal harekete geçtiği, Obama yönetiminin, olaylara müdahil olmaması konusunda Ukrayna ordusuna uyarıda bulunduğu, diğer yandan ABD ve Avrupa Birliği'nin de Kiev'e yönelik yaptırım tehdidinde bulunduğu hatırlatıldı.

Ukrayna'daki krize verilen bu tepkinin, insan hakları ilkeleri ve vicdani sorumluluğun gereği olduğuna işaret edilen açıklamada, bununla beraber aynı hassasiyetin, darbenin ardından güvenlik güçlerinin sivillere yönelik kanlı saldırıları ve katliamlarına sahne olan Mısır'daki gelişmeler için gösterilmemesi eleştirildi.

"Mısır'da generallerin, demokrasi ve anayasal meşruiyete karşı kanlı ve hainane bir darbe gerçekleştirdiğine, halk iradesi ve demokrasiyi çiğnediğine, anayasayı ve parlamentoyu feshederek seçilmiş sivil cumhurbaşkanını kaçırıp rehin aldığına ve ardından bütün darbe karşıtlarına yönelik savaş açtığına" işaret edilen açıklamada, bu sürecin, halka açık meydanlarda binlerce kişinin hayatını kaybettiği tarif edilemez katliamlara yol açtığı hatırlatıldı.

Aynı dönemde aralarında itibarlı politikacılar, akademisyenler, iş dünyasından önde gelen isimler, kadınlar ve hatta çocukların da bulunduğu yaklaşık 21 bin kişinin keyfi olarak tutuklandığı, kötü muamele ve sistematik işkenceye maruz kaldığı ifade edilen açıklamada, yargı karşısına çıkarılan bu kişiler hakkında ağır hapis ve para cezaları verilmeye başlandığı kaydedildi.

İhvan'ın açıklamasında, Batı'nın Mısır ve Ukrayna krizlerine verdiği tepkinin uygulanan çifte sandardı da ortaya koyduğu belirtilerek, "Ukrayna'da işlenen suçlar kesin olarak kınanmakla beraber hacmi itibarıyla Mısır'da darbe yönetiminin işlediği suçlarla mukayese edilemez. Ancak Batı hükümetleri ve politikacılarından bu suçlara yönelik sözde eleştirilerden başka birşey görmedik. Diğer yandan, pratikte darbe yönetimiyle ortak hareket edilerek, sözkonusu yönetimin ayakta kalması ve daha da güç kazanması için her şekilde destek verilmiştir. Bu tavır, darbe yönetimine, kendi halkına ve insanlığa karşı işlediği suçları devam ettirme konusunda cesaret vermektedir" ifadelerine yer verildi.

Uygulanan çifte standardın, Batı'ya yönelik olumsuz yargılara zemin teşkil ettiği vurgulanan açıklamada, "Tavrınız, baskıcı bir darbe rejimini cesaretlendirmekle kalmıyor, Mısır halkına karşı işlenen suçlara tamamen iştirak etmek anlamına da geliyor" denildi.