Bu ülke çok büyük iki değer yetiştirdi. Saideyn… İki Saîd insan… Şeyh Said Hazretleri ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi… Bu topraklarda bu iki zat gibi çok az insan gelip geçti. Her biri birer Allah dostuydu. Birer veli kuldular. Müslüman halkın gönlünde taht kurmuşlar, onların sevgilisi olmuşlardı.

Allah’ın yüce dinini ihya etmek için her türlü fedakârlığı göğüsleyen, büyük acılara katlanan, ilim, irfan, takva sahibi bu şerefli insanlar halkın diniyle, değerleriyle sorunları olan, İslam’dan hazzetmeyen egemenlerin gazabına uğradılar. Biri katledildi, şehadet şerbeti içerek bu dünyadan ayrıldı. Diğeri ise son nefesine kadar zalimlerin baskı ve zulmünden kurtulamadı. Ömrünü hep sürgünlerde, zindanlarda, muhaceratta geçirdi.

Bu iki Saîd insanın tek suçu vardı; halkın dinine sahip çıkmak, İslam’ın izzetini korumak, emperyalist güçlerin kuklası yöneticilerin asimilasyoncu siyasetleri karşısında dik durmak… Zulüm ve küfür karşısında mazlumların feryadı olmak…

İktidar gücünü ellerine geçiren İslam düşmanları bu yüce insanlara birer mezarı bile çok gördüler. İstediler ki adları silinip gitsin. Müslüman halkın kalp ve zihninde yaşamasınlar. Ama bunu başaramadılar. Bu yüce mazlumların, halkın arasından çıkan bu onur kaynağı Allah dostlarının gönüllerdeki muhabbeti daha da arttı. Her geçen gün onlara olan sevgi, aşk, muhabbet daha da katlandı.

Artık halka yakın durduğunu, halkın dinini önemsediğini, halkın değerlerine saygı duyduğunu iddia eden bir iktidar var. Madem öyle, bu halkın onur kaynağı yüce zatlara itibarları iade edilmeli. Mazlumiyetleri ilan edilip onların gerçek temsilcileri ve takipçileri olan Müslüman halktan özür dilenmeli.

Ve her şeyden önemlisi son derece aşağılayıcı bir davranış olan mezar yerlerini gizleme zulmünden vazgeçilmeli. Halkla bu aziz insanların arasındaki ayrılık acısı hiç olmazsa mezarları ortaya çıkarılarak azaltılmaya çalışılmalı. On yıllardır süren bu hüzün, acı, aşağılama bitsin artık.

İktidar gerçekten halka değer verdiğini iddia ediyorsa bu talebi cevapsız bırakmamalı. Dikta yanlılarının, azgın laikçilerin, darbecilerin, hak ve halk düşmanlarının bu zulmüne daha fazla ortak olmamalı.

Daha önce HÜDA PAR’ın sayısız defa dile getirdiği bu talep son günlerde başka STK’lar tarafından da dile getirilmeye başlandı. Halkın bu konudaki ısrarı ise gün geçtikçe daha da artıyor. Hükümet bu çağrılara ses vermeli.

İki Said insanın mezar yerleri bir an önce açığa çıkarılsın. Bu zulme son verilsin. Bu iş hükümet için hiç de zor değil. Bu büyük zatların mezar yerleri devletin gizli arşivlerinde kayıtlı… Ortam ve şartlar da müsait. Bu mesele hükümetin önünde duran önemli bir imtihan vesilesi…

Hükümet, iktidar, bu konudaki tavrıyla halk yanlısı mı yoksa bir asra yakındır Müslüman Türkiye halkına yaşatmadıkları zulüm kalmamış olan vesayet odaklarından taraf mı olduğunu izhar etmiş olacak.