Mehmet GÜLSEVER
İki Sütunlu Kürd Meselesi
İslam coğrafyası kaynıyor.
“Sınırları yeniden çizme cetvelleri” mahir haritacıların ellerine tutuşturuldu bile…
Dört bir yanımız yanıyor.
Irak Kürdleri bağımsızlık için referanduma hazırlanıyor. Alınan karar BM'nin itirazına takılmadı.
Suriye'de Vahşi Batı(ABD)'nın en büyük silahşörü olma rolünü kapmış “çakma kovboy” PYD dünyanın Süper gücü ile ittifak yapmış.
Herkesin gözünün içine bakıla bakıla kendisine silahlar taşınmakta. Herkes aval aval bakıyor.
“Fırat'ın bu yanı o yanı” kavramı kavramsal özelliğini yitirmiş durumda.
Barzani Akdeniz'e uzatılmak istenen ve kendisi için hayır olmadığını bildiği “Kürd Koridoru”nun bir parçası olmamak için büyük bir ön görü ile bu şer formülün dışında kalmaya çalışıyor.
İçerde yine Vahşi Batı'nın planlaması, CHP'nin desteği, PDY'nin imkanları ile HDPKK yeni bir konsepte hazırlanıyor.
Herkes PYD'nin uzun vadede elde edeceği konumun aslında PKK'nin hanesine yazılacak bir kazanım olacağını biliyor. PKK'siz PYD'nin bir güç olamayacağı da biliniyor. Zira zaten PKK'nin kolu ve kandilden yönetiliyor.
Bu kadar çetin ve çetrefilli bir süreçten geçildiğinin farkında olan “bağrı yanıklar” daha iyi bir sürece evrilecekleri umuduyla kendilerinden ödünler verme pahasına Cumhurbaşkanı'na destek
Buna rağmen çok muktedir görünen iktidarın aslında bir adama ve bu bağlamda bir “nefese” bağlı olduğu ve belki de pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeği gözlerimizi kapatsak ta gözden kaçmıyor.
PKK önemli oranda bastırılmış durumda.
Halk kamu güvenliğinin önemli oranda sağlanmış olmasına destek olmakta.
Yine halk, devlet eliyle gelecek anasının ak sütü gibi helal haklarına kavuşacağına dair büyük umutlar beslemekte.
İşte böyle bir konjonktürde Başbakan Diyarbakır'a gelmekte.
Ne beklersiniz?
Gerek PYD gerekse KDP'nin hamlesini boşa çıkaracak büyük bir hamle…
Üç parçanın da bu ana parçaya özeneceği ve meyledeceği bir çıkış… bir başlangıç… bir milat… bir manifesto… bir kardeşlik tablosu…
Ama heyhat! Tık yok!
Zaten herkesçe bilinen başta 6-8 ekim vahşeti olmak üzere, zalim örgütün çirkinlikleri anlatıldı. Yetersiz anlatılsa bile.
Beklenilen büyük ekonomik hamlelerden de tık yok.
Avrupa'ya direk uçak sözü gibi sadra şifa olmaz vaatler…
Bu gidişle Üniter yapı içerisinde haklarını alamamış Kürdleri Ünite'nin dışına çıkma seçeneğine mecbur etmiş olursunuz.
PKK'nin kamu güvenliği, kanun, kural, hak-hukuk tanımaz yapısına karşı elbette güvenlik tedbirleri önemlidir ve alınmalı.
Ama aynı zamanda Kürt meselesinde hem Örgüt'ün hem de Vahşi Batı'nın bütün argümanlarını elinden alacak, “hakların iadesi” hususunda devrimsel hamleler yapılmalı. İslami sorunlarımız ortak sorun olmakla birlikte Kürtlerin birbirinden ayrışmaz iki temel sorununu var; “haklar” ve “ekonomik refah”. Bu iki sorun behemehal çözülmeli.
Değilse halkı ne Vahşi Batı'dan ne de maşaları durumunda olan hain örgütlerden kurtaramazsınız. Başınız da dertten asla çıkmaz. Her hamlenizde geri adım attıracak kamburunuz olur.
Görece durgunluk ancak bir aldatmacadır.
Unutmayalım terörist “Vahşi Batı” dün terörist dediğiyle bir gün sonra ortak askeri tatbikat yapıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.