Peşinen söyleyeyim: “En güvenilir ikinci adam”dan kastım Ertuğrul Kürkçü’dür.

İmralı talimatıyla HDP’nin Genel Başkanlığına getirilen Ertuğrul Kürkçü.

“Nasıl en güvenilir ikinci adam” oluyor diyorsunuz sanırım. Haklısınız, izahı gereken bir konu. Ama konunun anlaşılması için önce “En güvenilir birinci adam”dan söz etmemiz gerekir sanırım.

Biraz geriye gideceğiz. 1970’li yıllara…

Türk solu sivil-asker ortaklığıyla bir darbe hazırlığı yapmaktaydı.

27 Mayıs darbesinde çok önemli görevler ifa etmiş olan; ama sonra bazı askerlerle uyuşamadığı için emekli olan asker kökenliCemal Madanoğlu ile tarihçi ve gazeteci olan Doğan Avcıoğlu öncülüğünde bir darbe teşebbüsü oldu.

Darbe son anda önlendi.

Yıllar sonra darbeyi önleyen kişinin darbecilerin arasına sızmış olan MİT’çi Mahir Kaynak olduğu söylendi.

İlginç bilgiler ve hatıralar yansıdı kamuoyuna.

‘Cemal Madanoğlu, ordu içerisinde sol görüşlü kişilerden oluşan bir grup kurar ve kendi evinde çeşitli toplantılar düzenleyerek darbe hazırlığı yapar. Bir toplantıda içeriden bilgi sızdığını ve içlerinde bir hain olduğunu söyler Madanoğlu. En güvendiği adamına kendisi dâhil herkesi araması için talimat verir.

Herkes aranır, fakat bir şey bulunamaz. Oysa dinleme cihazı herkesin üzerini arayan kişide yani MİT ajanı Mahir Kaynak’ın üzerindedir. Daha sonra oluşum deşifre edilir ve darbe önlenir.’

Toplantıdaki “En güvenilir adam” Mahir Kaynak’tır.

Darbe önlenir ve birçok kişi “Ziverbey Köşkü”nde işkenceye maruz kalır.

Gelelim günümüze.

Ertuğrul Kürkçü ismi birçok insana hemen Kızıldere’yi hatırlatıyor.

12 Mart 1971 muhtırasından sonra yakalanan komünistlerden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam cezasına çarptırıldı. İdamları engellemek için 27 Mart 1972’de Ünye’deki NATO üssündeki yabancı devlet görevlilerini kaçıran Türkiye Halk Kurtuluş Partisi kurucularından Mahir Çayan ile Dev-Genç Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü’nün de aralarında bulunduğu 11 kişi, üç yabancı rehine ile birlikte Kızıldere Köyü’ne gizlendiler. Bir vesile ile yerlerini tespit eden jandarma operasyon düzenledi. Militanlar, operasyon başlayınca üç yabancı teknisyeni öldürdüler.

Operasyonun sonunda 11 kişiden 10’u ölü olarak ele geçirildi. Bir kişi sağ olarak (yaralı bile değil) yakalandı. Yakalanan kişi Ertuğrul Kürkçü idi.

Sonraları operasyonda sağ olarak iki kişinin daha yakalandığı, ama sonradan infaz edildiği söylendi.

Ertuğrul Kürkçü’nün “Gizlendim, o yüzden vurulmadım” şeklindeki açıklamaları birçok kimseyi tatmin etmedi, ama o bunun rantını yıllarca yemeye devam etti.

Çok sonra bir daha ortaya çıktı Kürkçü.

PKK hareketinde Yalçın Küçük ile Doğu Perinçek’in boşluğu hissediliyordu. Onların yerini dolduramamıştı kimse. Bu yüzden Türk solundan alınan Akın Birdal gibi isimler hemen tasfiye edildi.

Kürkçü, Türk solundan arkadaşları ile birlikte PKK’nin siyasi uzantısı olan BDP listelerinden bağımsız olarak milletvekili seçildi.

Kürkçü ve iki arkadaşında solun klasik antiemperyalist söyleminden çok “eşcinsellerin hakları” gündeme oturuyordu. Tüm eşcinsel toplantılarına katılıyor, protestolarda beraber görünüyorlardı.

Sonra HDP kuruldu.

Partinin başına “En güvenilir ikinci adam” getirildi. Birincisinin Mahir Kaynak olduğunu hatırlayın.

Görev aynı, ama konum farklı tabii ki. Mahir Kaynak o sırada “devlet görevi” yapıyordu.

Kürkçü ise göründüğü kadarıyla kısmen tasfiye edilmiş olan “derin yapı”nın adamı.

Ergenekon hapiste de olsa işlerini yürütüyor.

Aslında yazının başlığını “İkinci en güvenilir adam vakası ya da ciğeri kediye teslim etmek” diye atacaktım, ama uzun oluyor diye vazgeçtim.

Ama siz yine de ciğerin kediye teslim edildiğini unutmayın.

Kürkçü, Perinçek’ten devraldığı görevini layıkıyla yerine getiriyor.

Batman’a gidip açıklamalar yapmış.

Fitneye dikkat etsin herkes.