Biliyorsunuz, hükümetin yeni 12 yıllık kesintili eğitim sistemi teklifi yasalaştı. Böylece 28 Şubat darbesinin eğitim-öğretimle ilgili despotça uygulaması büyük ölçüde sonlandırılmış oldu. Bunun için emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Meclise, bu yasaya ek olarak, Orta ve Liselerde Kur’an eğitimi ve Peygamberimiz (s.a.v)’in hayatının seçmeli ders olarak okutulması hususu da teklif edildi. Teklif kabul edildi.

Teklif Ak Parti ve MHP’den geldi. MHP’nin ayrıca ilmihal dersinin de seçmeli olarak okutulması teklifi de vardı. Ancak bu, yasaya giremedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu’nda 4+4+4 eğitim sisteminin kabul edilmesinden sonra AK Partili milletvekillerine hitaben, “Sizler bugün Türkiye’de bir dönemi kapattınız. Sizler bugün 28 Şubat’ın son izini sildiniz” dedi. Aynı konuşmada Kemal Kılıçdaroğlu’na da seslenerek “Kur’an bir süs eşyası değildir. Kur’an bir ilham kaynağıdır” gerçeğine vurgu yaptı.

Gerçekten Kur’an bir ilham kaynağı bir yaşam rehberi ve bir hayat düsturudur. Onun için 4+4+4 sisteminde birinci 4’ten sonra dışarıdan okuma imkânının sağlanması gerektiğine vurgu yapmış aksi halde Kur’an eğitimi ve hafızlık sisteminin zarar göreceğini ifade etmiştik. Şimdi Kur’an dersi seçiciliğiyle bir nebze de olsa bu açığın önüne geçilebilecek, ancak hafızlık sistemiyle ilgili gerçekten büyük problem hala çözülmeyi bekliyor.

‘İkinci 4 yıldan sonra yani 14. Yaştan itibaren başlayabilir’ derseniz, ben o zaman, ‘siz niye diğer eğitimi 7’den 6’ya çekiyorsunuz da Kur’an öğrenimini 11’e, hafızlık eğitimini ise 14 yaşa erteliyorsunuz. Oysaki en iyi hafızlığa başlama yaşı, buluğ çağına girmeden küçük yaşta olanıdır’ derim.

Okula başlamayla Kur’an dersi de başlamalıydı. Hafızlık dersi halel görmesin diye de birinci 4’ten sonra dışarıdan okuma olanağı verilmeliydi. Çünkü gerçekten o bir ilham kaynağı ve bir huzur reçetesidir. Hayırlılarımız, onu öğrenen ve öğretenlerimizdir… İlham almanın yolu onu gereği gibi okuyup okutmaktan geçer.

Mehmet Akif, “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” derken Muhammed İkbal da; “Yol kesenler, Kur’an okuyup öğrenince, yol gösterici oldular” diyor. Gerçekten Akif ve İkbal Kur’an’ın o büyük, ulvi yönüne işaret buyurmuşlar.  Allah ikisine de rahmet eylesin.

Kur’an-ı Kerim oylamasında CHP’nin tavrına denecek bir şey yok, çünkü onlar kendilerine oy verenlerin bir anlamda temsilciliğini yaptılar. Ancak Müslüman Kürt halkı adına orada bulunduklarını söyleyenlerden sadece 5 tanesinin kabul oyu vermesi, Müslüman Kürt halkının gözünden kaçmamıştır. Yoksa Kur’an öğrenimini de ‘özgür vatan’dan sonraya mı bırakmak istediler…

Bu yasayı elbette ki benimsiyorum ve önemsiyorum ancak eksiktir ve daha iyisini yapmak varken bununla iktifa etmemek gerektir. Mustafa Kamalak’ın da ifade ettiği gibi Kur’an dersi 1.sınıftan başlatılabilirdi.

Sormadan geçemeyeceğim bir husus daha var: Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatının okutulacağı okul ve sınıflara Kur’an emri gereği örtünen kız ve bacılarımız alınmamaya devam edecek mi? Umudum o dur ki bu yasayla bu tipten keyfiliklere de son verilmiştir. Yine de bakalım, bütün bunları zaman gösterecek. Eğer bu keyfiliklere son verilmezse, doğal olarak niyet sorgulaması olacaktır. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, denilecektir. Kur’an-ı Kerim’i tercih eden bir kızın başını açtırtmak bu sefer başka bir zulüm olacaktır; şimdiden duyurmuş olalım.

Nusaybin’de kutlu doğum heyecanı

Birçok yerde olduğu gibi geçtiğimiz hafta Nusaybin’de de kutlu doğum heyecanı yaşandı. Salavat ve tekbirler arş-ı alaya yükseldi. Kur’an-ı Kerim ve mevlidi şerif okundu. Allah, programı düzenleyen Düşünce-Der yetkilileri başta olmak üzere, katılım ve ilgi gösteren herkesten razı olsun.

Ancak bu programı hazmedemeyenlerin, provakatif hareketlerde bulunarak çocukların elleriyle taş attırdıklarını duydum. Peygamber aşkı için toplananlara taş attıran cahillere hidayet ve basiret duasını ederken, Peygamber ve Kur’an aşıkları olarak o çocukların taş tutan ellerine de bizim, Elif-Ba cüzü vermek gibi önemli bir görevimizin olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Yukarıda da ifade ettiğim gibi o zaman, yol kesenler (taş atanlar) yol gösteren olacaktır, inşallah.

Selam ve dua ile…

Doğruhaber Gazetesi