İlimlerini tamamlayan alimler icazetlerini aldı
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) bünyesinde Tepâ Barava Medresesinde İslami ilimlerini tamamlayan alimlere düzenlenen törenle icazetleri verildi.
Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Tepe Mahallesinde bulunan Tepâ Barava Medresesinde ilmi tedrisatını tamamlayan talebeler için Selahaddin Eyyubi Camiinde tören düzenlendi.
Düzenlenen törene İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, yönetim kurulu üyeleri, Bismil İlçe Müftüsü Ahmet Durmuş ve medrese öğrencileri ile aileleri katıldı.
Molla Muhammed Beşir Varol
Törende selamlama konuşması yapan İTTİHADUL ULEMA üyelerinden Molla Muhammed Beşir Varol, dünya hayatının imtihan süreci olduğunu hatırlatarak, bu süreçte Allah'ın emir ve yasaklarına uymayanlara Allah'ın ceza vermeye muktedir olduğunu söyledi. Yapılan yanlışlardan dolayı af dileyenler için de Allah'ın rahmet kapısının her daim açık olduğunun altını çizdi.
"Kulluk görevini doğru bir şekilde yerine getirebilmek için medreselere ihtiyacımız var"
Varol, "Hayat iki merhaleden oluşuyor. Kişi tüm kötülükleri işlemesine rağmen bu dünya hayatında başına hiçbir bela ve musibet gelmez. Bunun yanında kişi, tüm ömrünü güzel amellerle donatmasına rağmen bir mükafat aldığını da göremiyoruz. Bu iki durumun da böyle neticeleneceği zannedilmesin. Şayet bu şekilde kalırsa Allah'ın adaletine leke gelir. Hiç kimse bir iyiliği karşılıksız bırakmadığı gibi düşmanını da cezasız bırakmaz. Günümüzde de bunun tam tersini gördüğümüz de anlıyoruz ki bu dünya imtihan, cennet-cehennem ise mükafat ile ceza yeridir." dedi.
Varol, "Dünya hayatına imtihan yeri olarak baktığımızda zenginliğin de fakirliğin de sürecin bir parçası olduğunu bilmeliyiz. Bu imtihanın da özünde ibadet vardır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de belirtildiği üzere bizler sadece Allah'a kulluk etmek için yaratılmışız. Bu kulluğumuzu icra edebilmemiz için bizlere Peygamberler gönderilmiş, Kur'an-ı Kerim indirilmiştir. Kur'an'ı anlamamız ve bizden istenilen kulluk vazifesini yerine getirmeyi öğrenebilmek için medreseler vardır. Bu medrese kültürü de Peygamberimizin oluşturduğu ve içinde ilim ve zikir halkalarının da yer aldığı Suffe Medresesinden gelmektedir." ifadelerini kullandı.
"Kimimiz malıyla kimimiz çocuklarımızı göndererek medreselerimizi ayakta tutmalıyız"
Medrese kültürünün devam etmesi için Müslümanların üzerine düşen sorumluluklara değinen Varol, "İlim yuvası olan medreselerimizin ayakta kalabilmesi için kimimiz malıyla kimimiz çocuklarımızı göndererek destek olmalı ve diğer şekillerde elimizden ne geliyorsa katkı sunmalıyız. Şayet bu medreselerimiz ayakta kalmazsa öğrenmemiz gereken ilimde yetersiz kalır Allah'a olan kulluk vazifemizi yanlış şekillerde yerine getirmiş oluruz." şeklinde konuştu.
İslami ilimlerin yayılmasında alimlerin fedakarlıklarından örnekler vererek İslam ümmetinin ilimden mahrum kalmaması yönünde niyazını dile getiren Bismil İlçe Müftüsü Molla Ahmet Durmuş, ilmi alanda fedakârlık yapan alimler ve desteklerini esirgemeyen hayırsever için dua etti.
Durmuş'un ardından konuşan İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın, takva ve ilmin önemine vurgu yaptı.
"İbadetin doğru yapılabilmesi için ilim lazım gelir"
İslam'ın ilme verdiği öneme dikkati çeken Yalçın, "Oku" emrini hatırlatarak "bizler madem Allah'a kulluk etmek için yaratılmışız öyleyse ibadet etmemiz gerekir. İbadetin de doğru yapılabilmesi için ilim lazım gelir. İmam-ı Şafi'nin de belirttiği üzere 'Hayat ilim ve takvadır'. İlim karanlığı aydınlatan bir nurdur. İşte o aydınlık kişiyi tüm tehlikelerden korur. İlim sahiplerinin de ilmin kendilerine verdiği izzeti muhafaza etmelidirler." diye belirtti.
Molla Ömer'in okuduğu kasidenin ardından katılımcılara hitapta bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, Peygamberimizin veda hutbesindeki sözlerini hatırlatarak "Peygamber Efendimiz bizlere Kur'an-ı Kerim ve sünnetini miras bırakmıştır. Allah-u Teala'da bizlere Allah'a, Resul'üne ve ulu-l emr'e itaat etmemizi istiyor. Rabbimizi ve Peygamberimizi göremiyoruz fakat Kur'an-ı Kerim'i okuyabiliyoruz. Nitekim O Kur'an ki aradan bin 400 yıl geçmesine rağmen tek bir harfi dahi tahrif edilmemiş, edilememiş. Çünkü o kitap Allah'ın koruması altındadır. İşte Kur'an mahşer gününde kendisini okumayanlardan şikayetçi olacaktır." dedi.
"İlmi, dünyevi çıkarlar için değil Allah'ın dinini yaymak için öğrenmeliyiz"
Kur'an-ı Kerim'i insanlara öğretip aktaracak olanlarında alimler olduğuna vurgu yapan Kılıçarslan, "Alimler peygamberlerin varisleridirler. O peygamber ki İslam davasını terk etmesi karşılığında tüm dünyevi çıkarlar kendisine teklif edilmesine 'Sağ elime güneşi diğer elime ayı da verseniz ben bu davadan vazgeçmeyeceğim' diyerek reddetmiştir. Biz alimler dünyada edindiğimiz bilgileri dünyevi çıkarlar için edinirsek hadisi şerifte belirtildiği üzere cennetin kokusunu dahi alamayız." ifadelerini kullandı.
Kılıçarslan, "Günümüz alimleri acaba edindiği ilmi; dünyevi çıkarları için mi, Allah'ın dinini insanlara aktarmak için mi yoksa toplumda ırkçılık duygularını körüklemek için mi tahsil etmiş. Toplumumuzda daha önce Allah'ı inkar eden tek bir kişi dahi bulunmazken bugün yapılan araştırmalara göre Rabbini inkar eden en çok topluluk doğu-güneydoğu bölgesinden olduğu tespit edilmiş. Bölgemizde hayasızlıktan eser yokken bugün ne hale geldiğimize bakalım. Yahudisi hristiyanıyla birleşmiş bizleri dinimizden uzaklaştırmaya çalışıyor. Onun için alimlerimiz üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeli." şeklinde konuştu.
Konuşmalardan sonra alimlere verilen icazetin ardından tören yemek ikramıyla sona erdi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.