İlk ahlaki öğreti; Allah sevgisi

İlk ahlaki öğreti; Allah sevgisi

Dünyanın küçük bir köy halini aldığı günümüzde toplumlar, egemen güçlerin ve onların çarpık ahlâk ve yaşam tarzlarının etkilerini kıramaz hale getirilmiştir.

Dünyanın küçük bir köy halini aldığı günümüzde toplumlar, egemen güçlerin ve onların çarpık ahlâk ve yaşam tarzlarının etkilerini kıramaz hale getirilmiştir. Her geçen gün, etkilenme oranı daha fazla artmaktadır. Bu nedenle duyarlı Müslümanlar, çocuklarının İslam’ı öğrenme ve Müslüman’ca yaşamalarını nasıl sağlayacaklarını kara kara düşünmektedirler.

Biz toplum olarak İslam’ı kendimiz için din olarak kabul etmişsek de bunu bir yaşam tarzı olarak yaşayamamaktayız.. Oysa İslam dini, asli manası ve hedefi itibariyle yaşam tarzıdır. Aksi halde Hıristiyanlığın bugünkü anlayışı gibi hayat üzerinde hiçbir etkinliği olmayan bir ruhbanlık sistemi olmaktan öteye geçemez. İslam’ın yaşanmadığı toplumlarda yetişen çocuklar, okul ve çevrenin menfi etkisiyle İslam dışı alışkanlık ve ahlâkı kolayca kazanabilmektedirler. Bugünün teknolojik ve modern yaşantısı çocukları anne- babalarının tavsiyelerine karşı çıkmaya, başkaldırmaya ve ailelerinin her şeylerini sorgulamaya teşvik etmektedir. Bu şekilde yeni nesil kendi kültürlerine , inançlarına, adetlerine, yabancı ve savaşır bir şekilde büyümektedir. Günümüzde İslam ümmetinin en büyük sancısı budur. Bu açıdan çok zor ve çetin bir zamanda yaşıyoruz.

Ancak; çocuklarını İslam’ı bilen ve yaşayan bir mü’min olarak eğitip terbiye eden anne-babaların Allah’ın nezdinde ki mükafatları da o denli büyük ve görkemli olacaktır inşaallah. Ebeveynin daha baştan çocukları kuşatan olumsuz ortamı düşünerek en verimli ve uygulanabilir yöntemlerle eğitmeleri en isabetli tutum olacaktır.

Tekrarlanan hareketleri daha mükemmel yapmaya yarayan, fert tarafından kazanılması bir yeti (İbn-i Haldun) olarak tarif edilen alışkanlık; alıştırma ve tekrarlatmaya dayalı, görsel bir yöntem olduğundan en verimli, en basit, kolay hazmedilir bir üsluptur çocuklar için. Allah Resulünün de büyük bir hassasiyetle uyguladığı bu yöntemden bizler de mutlaka istifade etmeliyiz. İyi ahlak; kısmen fıtrat ve tabiat, kısmen iyi işleri alışkanlık haline getirme, kısmen de iyi insanların beğenilen işlerini davranışlarını, sözlerini görüp, dinleyip benimsemekle kazanılır. (İ.Gazali, ibn-i Miskeveyh , Ulvan) 6-7 yaş ve sonrasında çocuk, artık büyüklerinin tutum ve fiillerini benimseyip kendine mal ettiği dönemlerdir. Artık bundan sonra büyüklerine benzeme, benimsediği şeyleri birebir uygulama noktasında çocuk büyük bir gayret içerisinde olacaktır.

Peygamber efendimiz;

“Bir kimsenin çocuğunu terbiye etmesi; sadaka vermesinden daha hayırlıdır”. (Tirmizi, Birr 33)

“Çocuklarınıza güzel davranın. Onları iyi terbiye edin” (İbn-i Mace, Edep:3) buyurarak onlarla gerektiği şekilde ilgilenilmesini emrettiği gibi söz ve davranışlarıyla da onlara güzel ahlak ve terbiye kurallarını aşılamıştır.

Allah Resulü (sav) evvela Allah sevgisini aşılamaktan başlamış, bunu listenin başına koymuştur. Zira insanların Allah’ın emir ve buyruklarını dikkate alıp kıymet verebilmeleri için evvela Allah’u teala’yı kalben sevmeleri ve O’nu gönüllerinde uluhiyyet mertebesinde tutarak Rabblığını özümsemeleri gerekir.

İbn-i Abbas der ki;

“Bir gün Resulullah (sav)in terkisine binmiştim. Bana şunları söyledi: Ey çocuk; sana bazı şeyleri öğreteyim. Allah’ı sev ki O da seni sevsin. Allah’ı seversen, O’nu her zaman yanında bulursun. Bir şey isteyecek olursan Allah’tan iste. Şunu bil ki insanlar bir araya gelip sana fayda vermeğe kalkışsalar, yine Cenab-ı Allah’ın aleyhine yazdığı kadarından başkasını veremezler. Artık kalemler kaldırıldı, sahifeler dürüldü”. (Tirmizi, Sıfat-ül Kıyame 95)

Çocuğa Allah sevgisi verilirken Allah’u tealanın da hakkıyla kavratılması gerekir. Allah’u Tealanın kendisinin ve tüm kainatın yaratıcısı olduğunu idrak etmelidir. Yani Allah’u Teala “Rabb”lığı ile tanıtılmalıdır. Ayrıca Allah’u Tealanın rahmet ve nimetleri, insana bahşettiği lütuf ve ihsanlar, iyi insanları bekleyen cennetler, nimet ve güzellikler, kötü olanlar için hazırladığı son ve cehennem, yaratılış gayesi gibi önemli şeyler bir süreç içerisinde ve onun anlayacağı bir dille anlatılıp kavratılmalıdır. Ancak bu bilgiden sonra Allah sevgisi çocukta oluşabilir. Allah’ı hakkıyla idrak edip tanımayan çocukta Allah sevgisinin oluşması beklenmemelidir.

Yani daha açık ifade ile; Allah’u teala, çocuk için soyut bir kavram olmaktan çıkarılmalıdır. Yuvarlak ve genel ifadelerle Allah’u teala, çocuğun zihnine yerleşmez. Gözle görülür, açık ve basit örneklerle tarif edilmeli, yakından bildiği aşina olduğu bir unsur şeklinde kavratılmalıdır.

Allah Resulünün ibn-i Abbas’a Allah’ı ve Allah sevgisini anlatmada kullandığı üslup, oldukça dikkat çekicidir. Allah’ı sevmenin güzelliğini ve neticelerini onun anlayacağı güzel ve basit bir lisanla anlatmıştır.

Allah (cc) bilgisi ve sevgisi her şeyin başı olduğundan çocukta bunlar oturmayana kadar diğer şeylerin öğretilmesine ağırlık verilmemelidir. Çünkü bütün ahlaki bilgiler alışkanlıklar tavır ve davranışlar Allah sevgisine, Allah’ın sevdiği şeyleri alma, sevmediği şeyleri terk etme hassasiyeti oluşmalıdır. Şüphesiz ki bu da köklü bir Allah sevgisinden sonra olabilecek bir hassasiyettir.

Bu seviye en önemli kuşaktır. Bunu aşan çocuğa ahlaki değerler ile güzel alışkanlıkların öğretilmesi daha kolay olacaktır. Aynı şekilde ahlaksızlıklar, kötü davranış ve alışkanlıklardan uzaklaşmak, varsa da terk etmek daha basit olacaktır.

İnzar Dergisi

İslam Kuran Haberleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.