
İlk insan ilk imtihan ilahi nizamda
İnsanlığın serüveni Adem aleyhisselam ile başlar. Adem aleyhiselamın ilk imtihanı ise gıda ile başlar.
İnsanlığın serüveni Âdem aleyhisselam ile başlar. Âdem aleyhiselamın ilk imtihanı ise gıda ile başlar.
"Dedik ki: Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." (Bakara/35)
Maalesef detayları tefsirlerde genişçe yer alan trajedi ve ilk kaybediş... Cennetten dünyaya taşınan serüven...
Sonra Rabbimiz cennetteki ikaz gibi dünyadakileri uyardı.
"Ey insanlar! Yeryüzünün temiz ve helal olan nimetlerinden yiyin, şeytanın izinden gitmeyin. Şeytan sizin açık bir düşmanınızdır." (Bakara/168)
"Ey peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yiyin, salih amellerde bulunun." (Müminun/51)
İlahi sistemde "gıda" unsuru Tevhitten sonra en temel esaslardandır. İnsanın dünyası, ahireti, cenneti, cehennemi, mükâfatı, mücazatı, (cezası); hep gıdası ile ilişkili işlenmiştir.
Gıda unsurları adeta insanı inşa eden yapı taşlarıdır. Belli fıtratları vardır. Fıtratı bozulursa işlevi de bozulur. Şeytan ve yardımcıları tam da bu noktada Adem aleyhisselamda olduğu gibi insanlığa karşı bir savaş cephesi açmışlardır.
"(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de (Şeytan) onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım." (Araf, 7/16).
"O, senin huzurundan ayrılıp gittiği zaman, yeryüzünde fesat çıkarmaya, EKİNİ ve NESLİ helâk etmeye koşar." (Bakara, 205)
Konumuz tam da budur. Gıdanın HELAL ve TEMİZ (TAYYİP) vasıflarının tahrip edilmesi şeytan ve ona uyanların ana hedefidir. Çünkü gıda konusu insanın zayıf noktasıdır. İnsan, ruh ve nefisten müteşekkildir. Gıda ise maalesef nefis cenahındadır. Şeytan insanı nefsi üzerinden daha kolay vurur. (Azgın nefis, 72 şeytan gücündedir denilir.) Gıda da şehevi bir unsurdur.
Açlık ve oruç o yüzden nefis ıslahında işlevseldir.
Ayetlerde vaaz edilen gıdanın HELAL ve TEMİZ (TAYYİP) olma vasıfları, İslam fıkhının en temel kuralı "Eşyada asıl olan ibahedir. (mubahlık, kullanılabilirlik), haramlar bellidir" bağlamında daha kolay ifade edilir.
HELAL GIDA: Bir gıda; Kur'an-ı Kerim'de yasaklanan türden değilse; [ölmüş hayvan (leş), domuz, akmış kan, Allah'tan başkası adına kesilen hayvan, şarap, uyuşturucu, zehirli ve öldürücü, insan sağlığına kısa ve uzun vadede zararlı olan bir ürün gibi];
Aynı şekilde hükmen de haram değilse; yani hırsızlık, gasp, yetim hakkı, faiz bedeli ile elde edilen bir ürün değilse helaldir.
TEMİZ / (TAYYİP) GIDA: İnsan fıtratına uygun, içine sinen gıdadır. Alimler: "Helal Fakihin cevaz verdiği, Tayyip ise kalbin helalliğine şahit olduğu şeydir" demişlerdir. Yani helal fıkhidir Tayyip ise fıtridir. Misalen salyangoz, ahtapot, kurbağa, timsah gibi su ürünleri bazı mezhep fıkıhlarınca helal olmalarına rağmen, ama Tayyip/temiz görülmediklerinden dolayı bunların yenilmesi kerih hatta bazılarınca haram görmüştür.
Gıda mühendisliğinde; aslında Kur'an-ı Kerim'deki "Tayyip Gıda'nın" karşılığı "Emin ve Güvenilir Gıda" olarak kullanılmaktadır.
Bir gıda helal olabilir, fakat uygunsuz katkı maddeleri, uygunsuz ambalaj, uygunsuz kesim, son kullanım tarihinin geçmiş olması, fiziksel, kimyasal, biyolojik ya da radyoaktif bir kirlenmeye maruz kalması, emin ve güvenilir vasfını yani Tayyip sıfatını zedeler. Bunlar zararlı olacağından dolayı güvenilir olmayacak dolayısıyla tüketilmesi uygun olmayacaktır.
Helal ve Tayyib gıdanın karşıt anlamı olarak da haram, habis, necis, mekruh ve kirli gıda gibi kavramlar kullanılmaktadır. Helal gıda-erdemli nesil ilişkisi ya da tersi olarak habis gıdanın güncel nesil ilişkisi durumumuz söz konusudur.
TEMİZ GIDA TEMİZ TOPLUM - HABİS GIDA HABİS TOPLUM GERÇEĞİ
"İnsan yediklerinden ibarettir" sözü yabana atılacak bir durum değildir. Adem aleyhisselam ve eşinin cennetteki yasak meyveyi yedikten hemen sonra avret yerlerinin görünmesi genellikle gıda ve haya ilişkisine örnek verilir. Günümüzdeki helal ve tayyip beslenmenin tahrifatı ile piyasadaki çirkef çıplaklık ve teşhiri sanki bu yaklaşımın pratik bir ifadesidir.
Hadis-i şerif ya da hikmetli bir sözdür. Bir insan 40 gün üst üste et ile beslenirse yırtıcı hayvan tabiatına kayar. Azgınlaşır. Aynı şekilde 40 gün üst üste ot (sebze, meyve, tahıl) ile beslenirse koyun tabiatına meyyal olur. Uysallaşırmış.
Osmanlı döneminde kasaplara, merhamet duygularını tamamen yitirmemeleri için 6 ay bahçıvanlık yaptırılırmış.
Sa'd b. Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh); "Ey Allah'ın Resulu! Allah'a dua et de beni duası kabul olan bir kul yapsın." dedi. Bunun üzerine Efendimiz Aleyhisselam; "Ey Sa'd! Yediğini temiz kıl" buyurdu. Gıdanın insanın kişiliği üzerindeki etkisine yönelik örnekler çoktur.
Öte yandan daha fazla kâr elde etme hırsı ve maliyetleri düşürmek amacı ile gıdaların doğallıklarını bozacak işlemler çoğalmıştır. Gıdanın genetiğiyle oynama (GDO), uygunsuz katkı maddeleri kullanma gibi işlemler toplum sağlığında vahim olumsuzluklara sebep oluyor.
Kanser, hormonsal dengesizlikler, obezite, kısırlık, cinsi eğilimde bozukluklar, buna bağlı olarak cinsi sapkınlıklar gibi pek çok sorunların gıda kaynaklı olduğu yönünde çalışma ve sonuçları mevcuttur.
İlaçlar ve keyif verici madde olarak tarif edilen bağımlılık yapıcı maddeler de gıda kapsamında değerlendirilmektedirler. Onların da bu olumsuzluklardaki payları büyüktür.
GIDALARDA İFSAD TAKLİT VE TAĞŞİŞE ÖRNEKLER
• Soğuk denizlerde yaşayan balıkların ya da denizanalarının genleri domates ve çilek gibi gıdalara transfer edilerek bunların soğuğa karşı daha dirençli ve raf ömürlerinin de uzatılması hedeflenir. Düşünün hayvan bitki karışımı bir varlık gıda olarak sofralarımıza sunulmaktadır.
* Büyük alanlara ekimi yapılan soya, pamuk, mısır gibi ürünlerde yabancı ot mücadelesinin kolay yapılabilmesi için; gen transferi ile bu ürünlerin genleri değiştirilir. Dolayısıyla GDO dediğimiz genleri değiştirilmiş organizma şeklinde bir ürün ortaya çıkmaktadır. Kısaca işlem şu şekildedir. Yabancı ot mücadelesinde kullanılacak olan ilaca karşı dayanıklı bir tohum bitkisi geliştirilir. İlaç buna etki etmez ama onun dışındaki bütün bitkileri yok edecek etkide bir ilaçtır. Düşünün bu tesirde bir ilacın kalıntısının bu bitkilerde kalması -ki kalıyor- İnsan vücuduna veya onu tüketen hayvan vücuduna zarar vermemesi düşünülebilir mi?
* Berrak meyve suları jelatin kullanılarak berraklaştırılır. Vişne suyu gibi. Genellikle batı menşeli olan jelatin ya sığır ya da domuzdan elde edilir. Sığır jelatini bile olsa özellikle İslami usule göre kesim olmadığından haramdır. Bu durumda eğer helal bir jelatin kullanılmadığından emin olunuyorsa kesinlikle berrak meyve suyu yerine pulplu meyve suları tercih edilmelidir
Parafin yutulduğunda karaciğere ve böbreklere zarar veren bir petrokimya ürünüdür. Elma gibi meyvelerin yüzlerini adeta ince bir ambalaj gibi sararak bozulmasını önler raf ömrünü uzatır. Elmaya parlaklık da veren bu madde eğer temizlenmeden yenilirse ki temizlenmesi de oldukça zordur, uzun süre vücutta birikir, önemli sağlık sorunları oluşturur.
Monosodyum Gulutamat (MSG/E621):
Çin tuzu olarak da bilinir. Beyin uyarıcı etkisiyle gıdanın mevcut aromasını çok daha fazla gösterir. Bağımlılık yapar. Beyin hücrelerine hasar verir. Çocuklarda zekâ geriliğine sebep olduğuna dair araştırmalar nedeniyle pek çok ülkede yasaktır. Gelişmesini tamamlayamamış ülkelerde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
* Bunların dışında gıdalarda maliyeti düşürücü amaçla; at, eşek eti gibi etlerin kullanılması, sorunlu gıda katkı maddelerinin kullanılması gibi insanın hem inancı, hem de sağlığı açısından işlemler yapılmaktadır. Bu yazı hacmini oldukça aşacak bir konudur. Çok özet olarak bir pencere açtık. Müslümanlar, ayetteki emir gereği gıdasına dikkat etmek zorundadır.
Bunun için "Helal Sertifika" gibi önlemler gereklidir ama yeterli değildir. Gıdada sahtekârlığı yapan, sertifikada da yapar. Resmi denetimlerle yetinilmemelidir. Nasıl ki parti, dernek, yayınevi gibi kurumlar oluştuluyorsa bu tür denetimleri ve takipleri yapabilecek birimler de oluşturulabilmelidir. Misalen Türkiye gibi Müslüman bir ülkede onca resmi izinli domuz çiftliği niye var? Bunun araştırılıp takip edilmesi, bunların nerelerde tüketildiğinin bilinmesi, İslami bir vecibedir. Bunun gibi kontrol ve takipleri yapacak İslami kuruluşlara acil ihtiyaç vardır. Vesselam
Yasin DEMİR
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.