İnsanları motive eden tek şey tekbirdi
15 Temmuz gecesi gazi olan Mustafa Demirkapı, "Orada tekbir seslerinden başka hiçbir eylem yoktu. İnsanları motive eden tek şey tekbirdi." dedi.
15 Temmuz 2016 yılında gerçekleşen hain darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçti. 251 kişinin şehit olduğu 2 binden fazla insanın gazilik unvanına kavuştuğu geceye şahitlik edenler, yaşadıklarının etkisini üzerlerinde hala ilk anki gibi hissetmeye devam ediyor.
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece köprüye giden ve orada gazi olan Mustafa Demirkapı, şahit olduğu manzarayı ve o gecenin özelinde içerisinde bulunduğu ruh halini anlattı.
15 Temmuz akşamı İcadiye'de yatsı namazını kıldıktan sonra köprüde çalışan bir arkadaşından köprünün kesildiğini duyduğunu söyleyen Demirkapı, "Arkadaşım öyle deyince çok şaşırdım. Herhalde büyük bir terör olayı var dedim. Biz mahalledeki kafeye gittik. Ankara'dan jetlerin kalktığı haberini orada internetten duydum. Bir karışıklık vardır, haber doğru değildir diye düşündüm. Oradan eve gittim baktım ki, birinci ordu komutanı açıklama yapıyor. Onu duyunca hemen hanıma, ben gidiyorum dedim. Eşim ve oğlum da benimle gelmek istediler. Hep birlikte Cumhurbaşkanı'nın Kısıklı'daki konutuna doğru gittik." dedi.
"İnsanların bir kısmı yaralanıp geri çekilince diğerleri askerlerin üzerine yürüyorlardı"
Demirkapı, "Altunizade'den çıkamayınca polisler, 'Burada durun, gelirlerse buradan gelecekler.' dediler. Bu arada köprüden silah sesleri geliyordu. Halk bulunduğumuz bölgeye yığılınca trafik de kesildi. Bir kısım insan köprüye doğru inmeye başladı. Fakat hala köprüde ne olduğuna dair bir bilgimiz yoktu. İnsanların hepsinin üzerinde tişört ve bayrak vardı. Yürürken tekbir getirenler vardı. Aşağıya inip turnikelere yaklaştığımız esnada birden ağır bir ateş geldi. Önümüzdeki insanlar patır patır yere düşmeye başladı. Tabi o arada kaçan kaçana. Biz yaralılara müdahale etmeye gittik. Karşıdan trafik akışı olmadığı için yaralı vatandaşlarımızı motosikletlerle hastaneye taşımaya başladık. Araçları yaralıların olduğu bölgede olanların bazıları kendi arkadaşlarını aldı. Diğer bir kısmı ise yaralıları taşımamak için zikzak çizip kaçtılar. Ateş kesilince yaralıları kaldırmaya başladık. İnsanların sakinleştiğini gördüm. Grup grup gelenler vardı. Bir kısmı yaralanıp geri çekilince diğerleri askerlerin üzerine yürüyorlardı. Askerler üzerlerine yürüyenlere tekrar ateş etmeye başladı. O arada ben de yaralandım. Biraz durdum. Ardımdan bir minibüs geldi. Beni hastaneye götürmelerini istedim. Beni araca bindirip hastaneye götürdüler. Şükürler olsun bende bir şey yok ama orada şehit olan, ağır yaralanan ve hala tedavi görenler var." diye konuştu.
"Orada farklı düşüncede insanlar olmasına rağmen herkes aynı mücadeleyi veriyordu"
Önceleri insanlara ön yargılı davrandığını ve 15 Temmuz sonrasında bu düşüncesinin yanlış olduğunu anladığını belirten Demirkapı, "Bizim bir hocamız vardı. Yaralandığında doktorlar 'Bundan hayır gelmez.' dediler. Konuşturmamızı istediler. 3-4 ay sonra o hocayı camide Cuma namazında gördüğümde çok sevindim. Bir de ben belli bir yaşta olmama rağmen insanlara karşı ön yargım vardı. 15 Temmuz akşamı kendi şahsımda ön yargılı davrandığım için ne kadar hatalı olduğumu anladım. O gece her kesimden insanlar vardı. Farklı düşüncelerde olmasına rağmen herkes aynı mücadeleyi veriyordu." dedi.
"Milletin buna karşı çıkacağını hesap edemediler"
Demirkapı, "Allah şehadeti nasip etmedi. İnşallah onu da nasip eder. Allah, 'Şehitlere ölüler demeyin, onlar diridirler.' diyor. Ateş edilme anında kendi kendime vurulacağımı kelime-i şehadet getirmem gerektiğini düşündüm. Ateş edilmesine rağmen üzerime bir serinlik çöktü. Bir arkadaş geçenlerde oraya giderken korkup korkmadığımı sordu. Şimdi düşündüğümde o anı mantığa vuramıyorum. İnsanların anlayamadığı durum da budur. Toplumlar bu milletin seve seve canlarını verebilmelerini anlayamıyorlar. Bizim insanımız merminin, tankın önüne geçti. Bu milletin özünde bu var. İnsanlar bunu anlayamadı. Hele FETÖ alçağı hiç anlayamadı. Bu milleti kendileri gibi alçak, korkak, sinsi zannettiler. Bu milletin buna karşı çıkacağını hesap edemediler." şeklinde konuştu.
"İnsanları motive eden tek şey tekbirdi"
15 Temmuz gecesi mütedeyyin olmayıp ta tekbir getiren, verdikleri mücadeleyi Allah rızası için yapanlara şahit olduğunu belirten Demirkapı, son olarak şu ifadelere yer verdi;
"Elhamdülillah Müslümanız. Şehitlik bizim için peygamberlikten sonra en kutsal şeydir. Biz dua ederken şehitlik için, şehitlerle beraber olmak için dua ederiz. Özümüzde İslami gelenek olduğu için bunun da etkisi var. Toplumdaki insanların ağırlıkla İslami düşüncede olanlar olduğunu görüyoruz. O gece Kelime-i Tevhitler, La ilahe illallah, Allah-u Ekber ve tekbir sesleri hafife alınamaz. Orada mütedeyyin olmayıp ta tekbir getiren, verdikleri mücadeleyi Allah rızası için yapanlara şahit oldum. Orada benim aklıma Tunus, Cezayir, Libya, Suriye geldi. Eyvah dedim. Ateş küçükken su dökülmezse büyüdüğünde su etki etmez. Baştan su atmak gerekiyor. İnsanlar; manevi, milli, dini şuurla hareket ediyordu. Oradaki insanların maneviyatını ölçen iman ölçer yok ki; ama orada verilen mücadeleye hayret ettim. Orada tekbir seslerinden başka hiçbir eylem yoktu. İnsanları motive eden tek şey tekbirdi. Bu memlekette vatanı için, dini için canını verecek insanımız çok."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.