İnternetteki büyük tehlike: Sanal kumar
İnternet ortamında kolayca erişilebilen sanal bahis ve kumarın aileleri parçaladığına dikkat çeken uzmanlar, bu konuda alınan önlemlerin yetersiz olduğunu ifade ediyor.
Türkiye’de ve dünyada sürekli artış gösteren bağımlılıklar, bireyleri de aileleri de tehdit ederken, bu konuda alınan önlemler ise yetersiz kalıyor.
Teknolojinin gelişmesiyle yeni yeni bağımlılık çeşitleri ortaya çıktı. Önce internet bağımlılığı derken şimdi ise sanal bahis ve kumar bağımlılığı ortaya çıktı.
Söz konusu bahis sitelerine bilgisayar ya da cep telefonu üzerinden kolaylıkla erişilebiliyor. Gerçek ortamda olduğu gibi temelinde dolandırıcılık yatan bu sistem, aileleri parçalamaya devam ediyor.
Sahibi belli olmayan sitelerde sadece oyunlarda kaybedenler mağdur olmuyor, kazananlara da çoğu kez para ödenmiyor.
Sanal bahis ve kumar sitelerine ailesinin bütün varlığını kaptıran da var, binlerce liralık kredi kartı borcu altına giren de. Sonuç; dağılan aileler, intihara sürüklenen hayatlar…
"Devletin aldığı önlemler yetersiz"
Sanal bahis ve kumarın bağımlılık yaptığını ve aileleri parçaladığını belirten Yeşilay Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, devletin bu konuda aldığı önlemlerin yetersiz kaldığını söyledi.
Yeşilay’ın bağımlılık yapan kimyasal maddeler ile davranışlarla mücadele ettiğini anımsatan Günlüoğlu, bunların azının da çoğunun da zararlı olduğunu ve yasaklanması gerektiğini belirtti.
"İnternette ‘Kumar’ bağımlılığı artıyor"
Klasik bağımlılıklardan pek farkı olmayan kumar bağımlılığının internet sayesinde olağanüstü yaygınlaştığını belirten Günlüoğlu, acilen önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.
Günlüoğlu, "Zararlı alışkanlıkların kötülerinden bir tanesi de kumardır ve Yeşilay'ın hedefinde bulundurduğu bağımlılık türüdür. 1970'li yıllarda 3-4 kişinin bir masanın etrafında toplanarak oynanırken, bu gün teknolojinin ilerlemesiyle sanallaştığı bir bağımlılık olarak karşımıza çıkmıştır. Bunu önlemek için devletin daha çok çaba sarf etmesi lazım, ama maalesef her geçen arttığına şahit olmaktayız. Sadece Diyarbakır'da tahmin edilen rakamlara göre; 200 tane kumar oynatan iş yerleri mevcuttur ve bu sayının Türkiye genelinde artış gösterdiğini biliyoruz." dedi.
"Yasal kumar diye bir şey olamaz"
Devletin kumarı ‘yasal olan ve olmayan’ diye ikiye ayırdığını ancak bunun yanlış olduğunu kaydeden Günlüoğlu, şunları söyledi:
"Kumar gerçekten çok kötü bir bağımlılık yapan bir alışkanlıktır ama maalesef yasak olmasına rağmen bugün devlet eliyle zaman zaman oynatılıyor. ‘Milli Piyango’ denilmek suretiyle müsaade edilmektedir. ‘Yasal kumar’ diye bir şey olamaz ama maalesef kumarı ikiye ayırdılar. Yasal olan kumar yasal olmayan kumar... Bu yanlıştır. Herkesin bildiği gibi bugün sanal âlemde merkezi Londra'da merkezi Kıbrıs'ta merkezi başka dış ülkelerde olmak üzere bir odanın içerisinde rahatlıkla sanal kumar oynatılabiliyor. Bu süreç içerisinde birçok ailenin yakıldığını, dağıldığını ve hatta intihara bile sürüklediğini görebilmekteyiz. Bu konuda özellikle devlete büyük görevler düşer. Anayasanın 56. maddesi ve 59. maddesi bu konuya atıfta bulunmaktadır. Anayasanın ilgili maddesi aynen şöyle diyor: ‘Devlet özellikle gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden kumar ve benzeri alışkanlıklardan ve gereken tedbirleri alır.’ Ama böyle bir anayasal görev olmasına rağmen bakıyoruz ki; bazı dizilerde ve filmlerde halen kumar masalarının resmi olarak gösterilmektedir."
"Herkes elini taşın altına koymalı"
Ailelere çeşitli tavsiyelerde bulunarak herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirten Günlüoğlu, "Çünkü kumar, aynı zamanda maneviyatımızı da kemiren çok kötü bir bağımlılık ve hastalıktır. Tarihi çok eskilere dayanmakla birlikte gelip dayandığı çok tehlikelidir. İnternet ortamında çeşitli adlar adı altında siteler açmak suretiyle gençler bu bataklığı sürükleniyor. Teknolojik alanında önemli bir mesafe kat edildiği bu ortamda bunlarında önlenmesi de bize mümkündür. Ama maalesef bu konuda yeteri kadar gayret görmüyoruz." dedi.
"Okullarda zararlı alışkanlıklar dersi işlensin"
Okullarda zararlı alışkanlıklar dersinin işlenmesi gerektiğini bir kez daha tekrar eden Günlüoğlu, "Bizler, zararlı alışkanlıklardan korunmanın yollarını içeren bir dersin genişletilerek okutulmasından yanayız. Bu ders bütün sınıflarda işlenmelidir. Çocuklarımıza zararlı alışkanlıkların ne olduğu ve nasıl sakınmaları gerektiği konusunda bilgiler verilmelidir." şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.