Günümüzde Müslümanlar sistemli bir şekilde Kur’an ve Sünnetten uzaklaştırılmakta,

İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapılmakta, Müslümanlar cehalet ve çirkefliğin içine çekilmektedir. Bunlar yetmiyormuş gibi İslam coğrafyası fiili olarak işgal edilerek Müslümanların mukaddesatına, malına, namusuna el uzatılmakta ve kanları akıtılmaktadır.

Bizlerin de -dolaylı da olsa kafirlerin, zalimlerin, şeytan ve şeytan uşaklarının bu saldırı ve faaliyetlerine katkıda bulunma gibi bir tehlikenin içine düşmememiz için birbirimize yardımcı olmamız gerekmektedir. Bu yardımlaşmayı yazılarımız, söylemlerimiz ve pratiğimizle göstereceğiz İnşaallah. Dergimizin yayın hayatına başlaması henüz üç ayı bulmasına rağmen yayınlanmak üzere çok sayıda yazı elimize ulaşmıştır. Siz kardeşlerden gelen bu yazılardan uygun gördüklerimizi zamanla imkanlarımız ölçüsünde yayınlamaya çalışacağız İnşaallah. Gelen tüm yazıları da yayınlayamıyoruz maalesef. Bir yazıyı yayınlayabilmemiz için o yazının genel yayın politikamızla çelişmemesi gerekmektedir. Bundan dolayı bize yazı gönderecek kardeşlerin aşağıdaki hususları göz önünde bulundurmalarını istiyoruz:

-Yazıların temel amacı İslami yaşantıyı, sünneti ihya etmeye yönelik olmalıdır.

-Yazılarda Müslümanların ittifak ettiği ve vahdete katkıda bulunacak; İslam kardeşliği, mesuliyet ve mensubiyet şuuru, İslami şahsiyetin oluşması vb. konulara ağırlık verilmelidir.

-Yazılarda Müslümanlara, Kur’an-ı Kerim’e, sünnete, ashaba, Selef-i salihine ve İslam kültür külliyatına bakışta, Üstad Bediüzzaman’ın çizgisi takip edilmelidir.

-Yazılarda müspet hareket edilmeli ve müspet olan yazılmalıdır. Sloganik ifade ve yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.

-Yazılar faydalanılıp ders çıkarılabilecek bir nitelikte olmalıdır. Tüm Müslümanlara karşı müspet bir yaklaşım sergilenmelidir.

-İslami kesim ve şahıslar eleştirilmek zorunda kalındığında yapılan eleştiriler insaflı ve yapıcı olmalıdır. Asıl eleştiriler İslam düşmanlarına yönlendirilmelidir.

-Irkçılık, akılcılık, mealcilik ve tekfircilik gibi zararlı akımları öven veya bu akımlara teşvik eden ifadelere yer verilmemelidir.

-Şüpheli ve zihinlerde şüphe uyandıracak konular işlenmemelidir.

-Ümmet içerisinde var olan ihtilaflı meseleler mümkün mertebe yazılara yansıtılmamalıdır. Bunun yanında ümmetin ittifak ettiği meseleler daha çok gündemde tutulup işlenmelidir.

-Geçmiş tarihlerde veya günümüzde vuku bulan ve gündeme getirildiğinde tartışma ve ihtilafa sebebiyet verebilecek olaylar işlenmemelidir.

-Bir konuyla ilgili ayet, hadis, başkasına ait bir söz veya alıntı yapıldığında mutlaka kaynak belirtilmelidir. Özellikle yazılarda geçen ayet ve hadis mealleri iyice kontrol edildikten sonra yazılmalıdır. Bu konuya gereken hassasiyet gösterilmeli, anlam bozukluğu oluşturacak hatalar yapılmamalıdır.

Yukarıda belirttiğimiz hususlar her ne kadar yazı yazanlara yönelik yazıldı ise de okuyucularımızın da bakış açılarını bu perspektife göre şekillendirerek bulunduğu her ortamda tavır ve davranışlarını buna göre düzenlemelerini istiyoruz. Çünkü yazarıyla, çizeriyle, okuyucusuyla hepimiz bir ailenin fertleri konumundayız. Ayrıca ilk sayımızda “Mübarek Ramazan’da Ne Yapmalı?” başlığı altında önce kendimizin sonra da okuyucularımızın yapmasını istediğimiz ibadetlerden söz etmiştik. Ramazan’da yaptığımız tüm ibadetlerin Cenabı Hakk tarafından makbul buyurulmasını dileriz. Ramazan boyunca yaptığımız bir kısım ibadetleri istesek de Ramazan’dan sonra yapamayız. Zira bazı ibadetler için tahsis edilmiş bir zaman vardır. Bununla beraber yaptığımız ve yapılmasını istediğimiz ibadetlerin bir kısmı yıl boyunca yapılabilecek ibadetlerdir. Aynı şeyleri tekrar yazmaya gerek görmüyoruz.

Her aile reisinin eşi ve çocuklarıyla; “Ramazan’da yaptığımız ibadetlerin hangisini Ramazan sonrasında yapabiliriz?” sorusuna cevap arayıp birbirlerini bu ibadetleri yapmaya teşvik etmelerini istiyoruz. Aynı şekilde arkadaş ve akrabalarımızdan da müsait olanlarla aynı soruyu birbirimize sorarak Ramazan’da yaptığımız ibadetleri Ramazan sonrasında da yapmak için birbirimize tavsiyelerde bulunmalıyız.

Dergimizin ilk sayısından itibaren, duanın en makbul olduğu zamanlarda, İslam topraklarını fiili olarak işgal eden ve akıl almaz vahşiliklerde bulunan ABD ve müttefiklerinden oluşan haçlı ordusuna beddua ve Müslümanlara da bir çıkış yolu gösterilmesi için dua etme çağrısında bulunmuştuk. Bu sayımız elinize geçtiği andan itibaren bir ay boyunca tüm namazlarda, bir aydan sonra da sabah namazından sonra Nazile (Musibet) Kunut’u okumanızı istiyoruz. Bu duayı; çocuklarımızın, akrabalarımızın, komşularımızın sevdiklerimizin ve söz geçirebildiğimiz tüm müslümanların okuması için de çaba sarf edelim.

Allah’a emanet olunuz.