“İran’a ambargonun kaldırılmasını fırsata çevirmeliyiz”
İran’da 1979 yılında yapılan İslam inkılabından bu yana doğrudan ya da dolaylı olarak uygulanan ambargoların kaldırılmasını değerlendiren Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, ambargonun kaldırılmasının fırsata çevrilmesi gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletlerin daimi 5 ülkesi ile Almanya’nın 5+1 diye tanımlanan ülkelerin yaklaşık 36 yıldır İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik uyguladığı ambargonun kaldırılmasının ardından Türkiye İran ilişkileri tekrar gündeme geldi.
"İran’ın batıya açılmasının en önemli kavşağındayız"
Ambargonun kaldırılmasının İran’la dondurulan ekonomik ilişkilerin tekrar canlandırılması için fırsat olduğunu ifade eden Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Van’ın sınır kenti olması nedeniyle sürecin kendilerini yakından ilgilendirdiğini söyledi. Takva, “Bu sınırda da sadece İran’la komşuluk ilişkilerimiz var. Türkiye’nin 560 kilometrelik İran sınırının yaklaşık 300 kilometresi yani yarısından fazlası Van şehrini kapsıyor. Dolayısıyla bu sınır bölgesinde İran’ın batıya açılmasının en önemli kavşağında olmamız hasebiyle ambargo olayı bizleri çok yakından ilgilendiriyor." dedi.
"İran’la ilişkilerimizi geliştirme çabasındayız"
İran’ın yüzölçümü olarak Türkiye’nin iki katı, nüfus ve ekonomik büyüklük olarak ise Türkiye'ye eşdeğer olduğunu ifade eden Takva, “Ancak İran’ın dünyanın 3. büyük petrol üreticisi ve 5. büyük doğalgaz üreticisi olduğunu varsaydığımızda İran’ın ekonomik potansiyelinin gelecekte dünya ekonomisi açısından çok önemli bir anlamı var. Tabi Türkiye’nin de bununla ilgilenmesi lazım ama en çok da Türkiye’nin en az gelişmiş bölgesi ve ya kenti olarak bizi ilgilendirmesi lazım. Biz de bu konuyu yakinen takip ediyoruz. İran’la ilişkilerimizi normalleştirme ve bu anlamda ticari potansiyelimizi arttırma gibi bir çaba içerisindeyiz.” şeklinde konuştu.
"Sınır kapımızda elimizi yıkayabileceğimiz bir lavabo bile yok"
İran'ın Van'a açılan tek sınır kapısı olan Kapıköy Sınır Kapısı'nda yaşanan sorunlara işaret eden Takva, "Maalesef basit bir sınır ticaretimiz var İran’la. Onda da süre kotası var. Ürün kotası var. Mevsim kotası var. Bu kotalar içerisinde sıradan bir ticari faaliyet yürütüyoruz. 300 kilometrelik sınır boyunda bizim sadece bir kapımız var, Kapıköy-Saray gümrüğüdür. O da günde 8 saat çalışıyor. Bu olacak şey mi? Yolcularımız geliyor orada saatlerce bekliyor. Geçiş yapamıyor. Giden araçlarımız ne yazık ki oradan öteye geçemiyor. Yani İran’ın da üzerine düşeni yapması gereken konular var, bizim ülkemizin de. Bizler göreve geldiğimiz günden bu yana diyoruz ki şu Kapıköy’ün binalarını yapalım. Bunun için imkanlarımız var. Bu konuda samimi bir iradeye ihtiyacımız var. İranlı vatandaş Türkiye’ye giriş yaptığında orada elini yıkayacak bir lavabo bulamıyor. Bir bekleme salonumuz yok. İki ülkeye de yakışmayan ciddi bir alt yapı eksikliği var. Bir gümrük kapısı düşünün günde 8 saat çalışıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Gümrük dediğin 24 saat çalışır. Gümrük dediğiniz ülkelerin aynasıdır. Bizim aynalarımız, ne yazık ki hem İran tarafında hem de Türkiye tarafında iki ülkenin imajına yakışmayacak bir alt yapı eksikliği ile mücadele etmektedir.” diye konuştu.
"Kendi trenimizle İran’dan yolcu getiremiyoruz"
İran tarafında bulunan 16 kilometrelik yolun yıllardır yapılmadığına da değinen Necdet Takva, “İran o yolu yapamayacak bir ülke midir? Türkiye’nin de 8 saat sistemi çalışıyor. Bunun 4 saati sistem yok, internet yok. Bizler uzay çağında yaşıyoruz. Bu anlamda çok ciddi alt yapı sorunları var. İki ülkenin de bu anlamda üzerine düşeni yapması gerekir. Ambargonun kaldırılmasıyla ticaret nasıl yapılacak? Sınır kapılarında yapılacak. Bizler hala kendi trenimizle İran’dan yolcu getiremiyoruz, olmuyor. Engeller var, bürokrasi var, ne olacak? Kabul edilebilir bir durumda değiliz.” diye konuştu.
Kapıköy’de gümrük memurlarının PKK tarafından kaçırılmasına da tepki gösteren Takva, "Memurlarımızn kaçırılmasından sonra iki buçuk ay kapımız kapalı kaldı. Bizim bunları kabul etmemiz mümkün değil. Komşuluk ilişkileri içerisinde olan derin sorun ve çelişkileri olmayan iki ülkenin sınır bölgesindeki kentlerin bütünleşmesini sağlayacak ortam ne yazık ki şu an da yok.” ifadelerini kullandı.
"Van'da pasif olan sınır kapıları da faaliye geçirilmeli"
Van'ın sadece kendisi için çalışan bir kent olmadığını ve çevresinde bulunan illere de hizmet verdiğini belirten Takva, ilde pasif olan sınır kapılarının da faaliyete geçirilmesi gerektiğini ifade ederek sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
"Van çevresinde bulunan 6-7 ile de hizmet eden bir kent. Dolayısıyla bir kapının ötesinde Çaldıran Çilli Kapısı var. İran’ın Salmas kenti ile Başkale ilçemizi birbirine bağlayan gelincik (Güzereş) Kapısı var. Bunların da hayata geçmesi gerekir. İki ülke ilişkilerini geliştirecek bir akla ihtiyacımız var. Bu ülkeyi yönetenlerin de bu sorunu görmesi gerekir ki sorunun çözülmesi gerekir.” (Murat Dalgın- İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.