Irkçı emperyalizm İslam ülkelerini kan gölüne çevirdi
Saadet Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Niyazi Yanmaz, "Arap Baharı" adı altında ırkçı emperyalizmin özellikle tüm İslam ülkelerini kan gölüne çevirdiğini ifade etti.
Saadet Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Niyazi Yanmaz, Büyük Ortadoğu Projesi, İslam ülkelerindeki ABD üsleri, ABD'nin işgal ettiği ülkeler ve İslam birliğinin sağlanması ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Büyük Ortadoğu Projesi ile 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesinin planlandığını ifade eden Yanmaz, bu ülkelerden birinin Türkiye olduğunu savundu.
Türkiye'de bulunan ABD üslerinin her zaman Türkiye'nin başına bela olduğunu vurgulayan Yanmaz, bu üslerin BOP'un bir parçası olduğunu ifade etti.
ABD'nin Türkiye'yi "Muz Cumhuriyeti" olarak gördüğünü ifade eden Yanmaz, Türkiye'nin ABD'ye karşı dik duruş göstermesi gerektiğini belirtti.
Tüm dönemlerde "İslam Birliği"ni savunduklarını ifade eden Yanmaz, dünyada sulhun, refahın ve huzurun, İslam birliğinin kurulmasıyla sağlanacağına dikkat çekti.
"Arap Baharı adı altında ırkçı emperyalizm tüm İslam ülkelerini kan gölüne çevirdi"
Büyük Ortadoğu Projesine dikkat çekerek sözlerine başlayan Yanmaz, "İlk olarak 'Büyük Ortadoğu Projesi'ne bakmak lazım… Bu projede 22 İslam ülkesinin sınırlarının değişmesi vardır. Buna Türkiye'de dâhildir. 'Arap Baharı' adı altında ırkçı emperyalizm, tüm İslam ülkelerini kan gölü haline getirdi. Burada en dik duran İslam ülkeleri İran, Türkiye ve Pakistan oldu. Şimdi İran'ın üzerine çullanıyorlar. İran; kendi içerisinde sanayisini tamamlamış, nükleer enerjiye ulaşmış, füzeleriyle teknolojiyi ve fenni iyi yakalamış bir ülkedir. Tabi ki Ortadoğu'da olan hadiselere Türkiye de dâhil olmak üzere, hiçbir ülke kayıtsız kalamaz. Ben İran'ın diplomatik tavrını ve Ortadoğu'da oynadığı rolü çok önemsiyorum." ifadelerini kullandı.
"ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında birçok İslam ülkesinde üssü ve askerleri var"
Türkiye'de bulunan ABD üslerinin her zaman Türkiye'nin başına bela olduğunu vurgulayan Yanmaz, "Amerika Birleşik Devleti'nin, biraz öncede ifade etmeye çalıştığım gibi Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında birçok İslam ülkesinde üssü ve askerleri var; Kuveyt, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye ve Irak gibi… Türkiye'de de üsleri var. Bu üsler her zaman başımıza bela olmuştur. ürecik' deki gözetleme kulesi; tabiri caiz ise, amiyane bir tabirle, 'İran'ın, komşumuzun yatak odasını gözetliyoruz.' İran'ın bunu kabul etmemesi gayet doğaldır. Çünkü Amerika ile İran; birbirleriyle düşman, hasım halindeler. Bizim de komşu bir ülke olarak İran'ı gözetliyor ve buna yardım, yataklık ediyor olmamızı ben şahsen kabullenemiyorum. Millî görüş olarak da biz kabul etmiyoruz." diye konuştu.
"Adamlar Türkiye'yi 'Muz Cumhuriyeti' olarak kabul ediyorlar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yeri geldiği zaman otururuz, bütün heyetlerimizle beraber kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız, kapatılması gerekiyorsa Kürecik'i de kapatırız." sözlerini hatırlatan Yanmaz, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı 'Gerekirse üsleri kapatırız' dedi. Sonra Pentagon, ABD Büyükelçiliği veya Dışişleri Bakanlığı'ndan bir açıklama yapıldı: 'Biz Türkiye'deki üslerimizi, özellikle İncirlik'i yenileyeceğiz' dediler. O ifadeye karşı böyle bir ifade oldu. Bu hakikaten de büyük bir zillettir. Adamlar Türkiye'yi 'Muz Cumhuriyeti' olarak kabul ediyorlar. Hâlbuki Türkiye'nin Osmanlı bakiyesi, İslam âleminin göz nuru bir ülkedir. Ülkemizin bu durumlara düşmemesi lazımdı. Ben şahsen, NATO çerçevesi içerisinde ABD ile birlikte bu durumun tekrar gözden geçirilmesini ve takınılması gerekilen tavrın takınılması gerektiğine inanıyorum. Türkiye bu işin içerisinde huzur içerisinde olabilsin ve komşularıyla da herhangi bir problem çıkmasın." ifadelerini kullandı.
"Batı, demokrasi paravanası altında her şeyi yutturuyor"
Açıklamasında yeniden Büyük Ortadoğu Projesi'ne değinen Yanmaz, "Büyük Ortadoğu Projesi; ifade ettiğim gibi 22 ülkeyi kapsıyor. Bu işe 'Arap Baharı', 'Demokrasi' ve 'Özgürlük' ile başladılar. Şimdi kavramlara çok dikkat etmek lazım… Kavramlarda o kadar seçici davranılıyor. İnsanın kulağına ne kadar tatlı, şirin ve sıcak geliyor. 'Demokrasi', 'Özgürlük' ve 'Arap Baharı' ama giden ne demokrasi ne de özgürlük oldu. Tunus'a, Cezayir'e, Irak'a, Mısır'a ve Suriye'ye hiçbir yere ne özgürlük ne de demokrasi geldi. Düşünebiliyor musunuz, ABD; Mısır'da yüzde 50'nin üzerinde oy alan Muhammed Mursi'yi indirip, bir diktatör olan Sisi'yi getirip oraya oturttu. Bunun nesi demokrasi? Batı, demokrasi paravanası altında her şeyi yutturuyor. Öyle bir şey yoktur. Canavar, Büyük Ortadoğu Projesi altında; bütün İslam ülkelerini yemek istiyor. İslam ülkelerinin halklarının kanlarını dökmek istiyor. İslam ülkelerinin başına piyon, figüran ve maşa yöneticilerini getirip koymak istiyor." ifadelerini kullandı.
"La ilahe illallah Muhammed'ün Resullullah diyen herkes mümindir"
Kelime-i şehadet getiren herkesin Müslüman olduğunu hatırlatan Yanmaz, "Biz İslam ülkeleri olarak, kan gölü haline gelen bu durumda; birlik ve beraberliğimizi sağlayamıyoruz. Bu işin tek çözümü; İslam birliğinin kurulması ve bir araya gelinmesidir. Fakat burada, ırkçı emperyalizm; o kadar yumuşak karınları kaşıyorlar ki ırki ve mezhebi problemleri hep gündeme getiriyorlar. Bununla da bizi birbirimize kırdırıyorlar. Bu işin en azamisi ve asgarisi şudur; La ilahe illallah Muhammed'ün Resullullah diyen herkes mümindir. Bütün müminlerde kardeştir. Ben La ilahe illallah Muhammed'un Resullullah diyen herkesi kendime kardeş bilirim. Günah işlemiştir, yanlış yapmıştır; o Cenab-ı Hakk ile arasındadır. Beni bağlayan Kelime-i Tevhid'dir. Ben Kelime-i Tevhid ölçüsü içerisinde düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"Bugün kıskaç daraldı, sırada Türkiye vardır"
Emperyalizmin medya ve dezenformasyon gücünün çok kuvvetli olduğunu belirten Yanmaz, "Bizim bu durumu insanlara anlatmamız gerekir. Ben de hayretler içerisinde kalıyorum. ABD taraftarlarının İran'a ve Şia'ya karşı çok şedit açıklamalarına şahit oluyoruz. Biz Ehl-i Sünnetiz. Neticede Müslümanız. Amerika okyanus ötesinden gelerek burada o kadar kan döküyor, yıkıyor, yakıyor ve harap ediyor. Bizlerin uyunması lazım… Erbakan Hoca: 'Eğer bir gün duyarsanız ki ABD ve siyonizm, Suriye'ye gelmişse sıra Türkiye'ye gelmiştir. Eğer İran'a gelmişse sırada Türkiye vardır' demiştir. Bugün kıskaç daraldı, sırada Türkiye vardır. İşin özü şudur: Irak'a ABD müdahale ettiği zaman Türkiye'nin dik durması lazımdı. Biz Irak'la birlikte sarı öküzü verdik. Ondan sonra Suriye, sonra İran, sonra Türkiye'dir. Bizim aklımızı başımıza alıp, birlik ve beraberlik içerisinde olmamız lazım. Bunun dışındaki bütün reçetelerin hiçbir değeri yoktur." şeklinde konuştu.
"Müslümanım diyen herkesin aklını başına alması, sağduyu ile hareket etmesi lazım"
Müslümanların bir an önce aklını başına alması gerektiğini ifade eden Yanmaz, "Türkiye'nin, Güneydoğu Bölgesi'nin büyük bir kısmı Arz-ı Mev'ud toprakları arasında kalıyor. ABD'de bir kitap çıkmıştı 'Tanrıyı kıyamete zorlamak' isminde. Bunlar tanrıyı kıyamete zorlamaya çalışıyorlar. Bu durum gelecekte Türkiye'nin başına bela olacak diye görüyorum. Bakın 'Barış Pınarı Harekâtı' başlattık, bu harekât ile Suriye'nin derinliğine inecektik. Oradaki tehlikeli unsurları temizleyecektik. Her gün şehid gelmeye başladı. ABD hem onları destekliyor hem de bizimle dost gözüküyor. Müslümanım diyen herkesin aklını başına alması, sağduyu ile hareket etmesi lazım. Bizim kardeşlik hukuku içerisinde, İslam birliğini kurmamız lazım. İslam ülkeleri bir araya gelmelidir. Irkçı emperyalizm, hepimizi lokma lokma yaparak yutmaya çalışıyor. Bizim bunun için Mümin feraseti ile basireti ile hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum." dedi.
"Dünyada sulhun, refahın ve huzurun, İslam birliğinin kurulmasıyla sağlanacağını ifade ediyoruz"
İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin ABD tarafından katledilmesine değinen Yanmaz, "ABD ve emperyalizm; Kasım Süleymani'yi çok büyük bir tehlike, kendi oyunlarını bozan büyük bir figür olarak gördüler. Çünkü ABD bu bölgede hep oyun kurucu rolünü oynuyor. ABD; İran'ın Kasım Süleymani vasıtasıyla, oyun kurucu olmasını bir türlü hazmedemedi ve maalesef Kasım Süleymani'yi katletti. Milli Görüş olarak; geçmişte Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi olarak dünyada sulhun, refahın ve huzurun, İslam birliğinin kurulmasıyla sağlanacağını ifade ediyoruz. Bu noktada 'Arap Bahar'ından, Kasım Süleymani'nin şehadetinden sonra İslam ülkelerinin halklarının uyanıyor olması emperyalizmin oyununa, özellikle mezhep ayrımcılığına gelmemesi en büyük uyanıştır, bu konuyu bu şekilde değerlendiriyorum." şeklinde konuştu.
"Bizim bizden başka dostumuz yoktur"
Bazı Müslümanların Süleymani'nin katledilmesinin ardından ABD tarafında yer aldığını savunan Yanmaz, "Kasım Süleymani'nin katledilmesinde bir kısım Amerikan sevicisi, Süleymani için söylemediklerini bırakmadı. Bir Mümin, bir Müslüman, ABD bu kadar zulüm ettikten sonra nasıl ABD'nin yanında durabilir. ABD, Irak'ta 2 milyon kişinin kanını döktü, Irak'ı harap etti, insanları perişan etti. Suriye'de ve Mısır'da, Afganistan'da aynı zulümler yaşandı. Müslümanların bir an önce uyunması lazım. Birlik ve beraberlik içerisinde olması lazım… Biz bir duvarın yapı taşları gibiyiz, birbirimize kenetlenmemiz lazım… Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Bizim Allah'ımız bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir ve kıblemiz birdir. Bizim birbirimize sarılmamız lazım… Ortodoks ile Katolikler bir araya gelebiliyorlar. Kendi aralarında yıllardır süren mezhep ayrılıklarını yok etmeye çalışıyorlar. Bunlar ki tarih boyunca birbirlerinin kanını dökmüşler. Ama biz Müslümanlar bir araya gelemiyoruz. İnşallah bu durumlar Müslümanların uyanmasına vesile olur." ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.