M. Şerif DURMAZ
Irkçılığa HAYIR!
Asırlardır varlığını koruyan ve tedavisi çok zor olan bir hastalıktır ırkçılık. Aslında ırkçılık, insanlık tarihi kadar eskidir. İlk insan Hz. Âdem yaratılırken İblis’i secde etmekten alıkoyan husus, kendini üstün görmesi ve ırkçılık düşüncesiydi. Hz. Âdem yaratıldığı zaman İblis’in kibir duygusuna kapılıp kendini üstün görmesi kıssasını Kur’an’ın verdiği şekliyle hatırlayalım:
“Bir zamanlar Rabbin meleklere şöyle demişti: ‘Haberiniz olsun, Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu belli bir kıvama getirip düzelttiğim ve ruhumdan üflediğim vakit ona derhal secde edin.’ Bunun üzerine bütün melekler ona secde etti. Yalnız İblis büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Allah ona: ‘Ey İblis! Benim ellerimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan nedir? Kibirlenmek mi istedin, yoksa yücelerden biri misin?’ dedi. İblis: ‘Ben ondan daha üstünüm, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.’ dedi. Allah: ‘Hemen çık oradan! Çünkü sen artık kovuldun. Kıyamet gününe kadar rahmetimden uzak kalacaksın.’ diye buyurdu.” Sâd/71-78)
Kıssadan anlaşıldığı gibi, İblis’in meleklerle birlikte hareket etmeyip Allah’ın emrine uymamasının ve isyan etmesinin sebebi, kendisini Hz. Âdem’den üstün görmesidir. Üstünlüğünü de amellere değil yaratıldığı maddeye bağlamakta ve ateşin çamurdan daha üstün olduğunu ifade etmektedir. Irkçılık bu değil de nedir? Irkçılık tam da budur.
Irkçılık hastalığı, hayatın birçok alanında kendini göstermektedir. Bu hastalığa yakalananlar, kendi kavimlerini, ırklarını, soylarını hatta renklerini bir üstünlük vesilesi olarak görmektedirler. Onlara göre kendileri diğer insanlardan daha üstün meziyetlere sahip olarak yaratılmışlardır. O yüzden onlar yeryüzünün en üstün varlıklarıdır. Bu düşünce, Yahudi toplumunda çok yaygındır.
Yahudiler, kendilerini üstün ırk olarak görmektedirler. Yahudilerin ırkçılık yaparak kendilerini üstün görmesi, Batı toplumunun tepkisine neden olmuştur. Tarihin bir döneminde (16. yüzyılda) Avrupa’da özellikle de İspanya’da Yahudilerin dışlanmaları ve sürülmeleri, onların kendilerini Batılılardan üstün görmelerinden kaynaklanmaktadır. Yahudilere karşı bir mücadele başlatan Avrupalılar, daha sonra dünyanın en üstün ırkının kendileri olduğunu iddia etmeye başlamışlardır. 1789 Fransız İhtilali ile de Avrupa’da milliyetçilik resmiyet kazanarak daha sonraki süreçlerde hızla yayılmış ve günümüzde de varlığını halen sürdürmektedir.
Yaratılanı; isyana götüren, kibirlendiren, hakikatlerin anlaşılmasını engelleyen, toplumda ayrımcılığı ve ötekileştiriciliği yaygınlaştıran ırkçılık, bugünlerde tekrardan gündemde. Sebebi, Medipol Başakşehir ile Paris Saint Germain arasında hafta içi oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi maçında, dördüncü hakemin yardımcı antrenör Pierre Webo’ya ırkçı söylemde bulunması. Bu menfur olay yeşil sahalarda yaşanan ilk ırkçılık olayı değildir, ne yazık ki zihniyet değişmedikçe de son olmayacaktır.
Fark gözetilmeksizin bir bütün olarak, yeşil sahada yaşanan ırkçılığa karşı topyekûn tepki gösterilmiş olması önemlidir. Ortaya konulan tepkinin toplum arasında bilince, şuura dönüşmesi ise kanaatimce daha önemlidir. Çünkü ırkçılık hastalığına karşı toplumun bilinçlenmesi, hastalığın tedavisini daha kolay hale getirecektir. Bundan mütevellit, aziz İslam’ın asabiyetçiliğe, kavmiyetçiliğe, ırkçılığa hatta milliyetçiliğe karşı yaklaşımının nasıl olduğuyla alakalı bilinçlendirme çalışmalarına hız verilmelidir. Toplum arasında var olan ırkçılık hastalığının tedavisi, İslam’ın millet anlayışının toplum arasında yer bulması ve benimsenmesiyle mümkün olur.
İslam’a göre üstünlük kriteri bellidir. Hiçbir insanın, diğer bir insana karşı üstünlüğü yoktur. Hiçbir beyazın siyaha karşı, hiçbir Avrupalının Asyalıya karşı, hiçbir Türk’ün Kürd’e karşı üstünlüğü yoktur. İslam Peygamberi çerçeveyi ne güzel belirlemiştir: “Ey insanlar! Rabbiniz bir, babanız birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.”
İslam Peygamberinin ırkçılığı, kavmiyetçiliği reddettiği gibi bizler de reddediyor; ırkçılığa HAYIR diyoruz. İmanımız, hiçbir ırkı üstün tutmaz, çünkü hepsi birdir yanımızda. Yalnız hakkı tutar, yalnız Hakk’a yöneliriz biz. Hepimiz Allah’ın kulu, insanlık ailesinin birer üyesiyiz. Üstünlüğün renkte, ırkta, milliyette olmadığını biliriz. Irkçılık yapana, milliyetçiliği yaygınlaştırana, kavmini başka kavimlerden üstün görene karşı geliriz. Bunu da, imanımızın gereği olarak yaparız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.