Abdullah ASLAN
İşgal sürdükçe rahat etmek yoktur!
Kudüs ve Mescid-i Aksa yine savaş ve saldırı ile dünya gündemindeydi. Bir önceki gün İslami direnişin üstünlüğüyle gelen ateşkes elbette ki iyi bir sonuçtu. Ancak bu işgal sürdüğü müddetçe de dün olduğu gibi yarın ve her zaman maalesef Filistin yine saldırı ve ölümlerle gündem olacak.
Dünya, bu ayıptan kurtulsun istiyorsa artık yaşanan vahşete tamamen son vermek zorundadır. Bugüne kadar İngiliz zalimlerinin dünyanın başına bela ettiği, ABD’li müstebitlerin her koşulda destek verdiği işgal gücü, binlerce Filistinliyi katletmekten, milyonlarcasını da yerinden etmekten geri durmadı.
Pansuman çözümler derde derman olmadı, olmayacak. Her bir saldırı katliamın habercisi olmaktan, her bir ateşkes de bir sonraki katliamın şartlarının oluşturulması için tanınan zamandan başka bir işe yaramadı.
İşgali bitirecek adımın dışında bu işin başka bir çözümü yoktur. Hatırlarsanız geçen Gazze savaşında 2 bin insan katledildi. Bugün yine katledilenlerin sayısı birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere 500 kişiye yakın. İşgal sürdükçe bu işin sonu gelmeyecek. Bu halkın taksitle ölümü reva mı? Nedir bu Allah aşkına?! Ateşkesten ziyade bu vahşeti tamamen bitirecek bir çözüm yolu bulunmalı.
Herkes kendi üzerine düşeni yapsa bu haydutluk bitecek, ancak maalesef herkes bu konuda güçsüz olanın işini yapıyor. Devlet de başkan da etkili-yetkili de garibanın yaptığı telin ve kınamayı yapıyor. Böyle olunca da sonuç alınamıyor.
Burada tek bir ülkenin de aslında yapacağı fazla bir şey yoktur. Komşu ülkeler bu konuda kendi aralarında birlik oluşturacak yollar aramalıdır.
Filistin’e komşu bölge ülkeleri kendi aralarındaki ihtilaflı konuları ya bitirerek ya da onları Kudüs ve Mescid-i Aksa hatırına şimdilik bir kenara bırakarak istenen sonucu elde edebilirler.
Başta Türkiye, İran, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan ve Pakistan olmak üzere tüm bölge devletleri; Filistin ve Mescid-i Aksa konusunda söz birliği etmelidirler. Bunların atacağı sadra şifa bir adım, bölgedeki diğer küçük ülkelerin de tavrını müspet etkileyecektir.
Bu süreç artık daha fazla uzamamalı. Filistin’in mazlum halkının daha ne kadar dayanma gücü kaldı ki?! Ümmetin onurunu korumak için var güçleriyle hep mücadele ettiler. Artık Müslümanların oradan(onlardan) geri duracak bir mazeretleri kalmadı.
Filistin ile ilgili korkulan başka bir husus da, vasat anlayışın dışındaki oluşumların yollarının açılarak sürecin baltalanmasına zeminin hazırlanması operasyonudur. Biliyorsunuz bunu birçok yerde devreye sokup maalesef istedikleri sonucu elde ettiler. Burada yani Filistin’de bunu denedikleri zamanlar oldu, ama Allah’a şükür başaramadılar, ancak direnişi kırma adına ellerinde bir bu yöntem kalsa eğer, bu kahrolası yöntemi başka versiyonlarla güçlüce denemekten geri durmayacaklar.
Demem o ki; işgal süreci uzadıkça riskler de artıyor, artacak. İşgal uzadıkça çocuklarımız, kadınlarımız zalimlerin kurşunlarıyla can veriyor, can verecek. Sadece kurşunlarla mı?! Hayır! Daha önceki gün bir video ile karşılaştım. ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasını protesto eden bir çocuk; ırkçı, vahşi, barbar bir siyonist katil tarafından can verene kadar boğazı ve ağzı tıkılıyor. Video daha çocuk çırpınırken kesiliyor. Çocuk kurtulmaya çalışırken bile kelime-i şehadet getiriyor. Haberde çocuğun öldüğünden bahsediliyordu. Bunu, herkesten fazla insan hakları savunucusu olduklarını iddia eden batı toplumu görmüyor mu? Oralarda da bu vahşete tepkinin olduğu görülüyor, ancak görüntüler hassas olan herkesi bilumum sokaklara dökmeliydi.
Bu vahşet bir an önce tamamen bitmeli, yoksa sadece Filistin ve Gazze değil, inanın dünya ve özellikle bölge ülkeleri rahat yüzü göremeyecektir.
İşgal bitmeden önerilen her bir geçici çözüm o an için belki müspet bir yaklaşım olarak görülebilir, fakat o geçici çözüm köklü bir çözümün getireceği huzuru kesinlikle getiremeyecektir. Geçici çözüm ömrünü bitirdikçe de yeni baştan katliam ve saldırılarla karşılaşmak işten bile değildir.
Son olarak, ateşkesle gelen İslami mukavemetin zaferini kutluyorum, ancak geçici çözümlerin Filistin’e kaybettirdiklerini, onun haritasına bakarak da anlayabilirsiniz, derim.
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.