İşgalci ABD'nin 'Şer Planı'na Midyat halkından tepki
Midyat STK Platformu, Hacı Kasım Altunkaya Camii avlusunda, işgalci Trump'un, 'şer planı'na tepki göstererek pansuman tedbirlerle Kudüs meselesinin çözülemeyeceğini, israilin ancak güçten ve yaptırımdan anlayacağını belirtti.
Hacı Kasım Altunkaya Camii avlusunda yağmura rağmen toplanan halk, Trump'un, Kudüs'ü siyonist terör çetesine bırakan 'Şer Planı'na tepki göstermek için Midyat STK platformu öncülüğünde bir araya geldi.
Midyat Kent Konseyi Başkanı Zeyni Bedir tarafından okunan basın açıklamasında, bazı İslam ülkelerinin yüzyılın ihanetine destekten vazgeçmeleri gerektiğine vurgu yapılarak Kudüs'e sahip çıkılması için Müslümanların birlik olmaları çağrısında bulunuldu.
Atılan sloganlarla işgalci ABD ve israil telin edildi.
"Müslümanları mukaddes beldeden tasfiye etme planı, sözde barış planı olarak açıklandı"
Bedir, "28 Ocak Salı gecesi ABD Başkanı Trump ile Netanyahu Beyaz Saray'da kapalı kapılar ardında görüşmelerinin neticesinde kameraların karşısına geçerek, 'Yüzyılın Antlaşması' dedikleri tek taraflı küstah planlarını açıkladılar. Filistin ile ilgili kurdukları yeni komployu ve Müslümanları mukaddes beldeden tasfiye etme planlarını sözde barış planı olarak açıkladılar. Ancak ölümcül planı büyük bir kibirle açıklayanlar, yüzyılın şamarını İslam ümmetinden ve yüreği Mescid-i Aksa için çarpan Müslümanlardan yiyeceklerdir." şeklinde konuştu.
"Bu provokasyon İslam dünyasının nabzını kontrol etme hareketidir"
Mescid-i Aksa'nın şehri Kudüs'ün, Hazreti Ömer, Selahattin Eyyubi ve Osmanlı döneminde adaletin, Siyonist israilin işgali altında ise zulmün hüküm sürdüğünü ifade eden Bedir, bu provokatif planın Müslümanların sabrını sınamak ve nabzını kontrol etmek için ortaya konulduğunu ifade etti.
Bedir, sözlerini şöyle sürdürdü:
israilin en büyük gücü, elbette ki kendi askeri veya insani gücü değil, sözde Müslümanların lakaytlıkları, ilgisizlikleri ve tabii ki ihanetleri. Suudi Amerika, Birleşik Arap Emirliği ve Bahreyn vb. ülkelerdir. Bugünlerde Kudüs'teki yeni provokasyon, İslam dünyası içindeki sadık aracıları yoluyla iyice ezmiş olduğu İslam dünyasının nabzını kontrol etme hareketidir. Ölmüş mü ölmemiş mi? Bir hayatiyet emaresi kalmamışsa yoluna böyle devam edecek. Kalmışsa, öldürücü darbeleri yapmak için o aracılar eliyle yeni operasyonları devreye girecek. Ama bilinmelidir ki şahadete susamış bir Müslümandan daha etkili bir silah keşfedilmemiştir. Ecdadın Kudüs'ü bir manga askerle savunduğunu, onların torunları olarak da Midyat'tan haykırıyoruz.
"Ey bebek katili İsrail! Kanlı ellerini Kudüs'ten çek!" diye seslenen Bedir, "O kanlı ellerini elbette ki bir gün kıracağız. Bütün bu yaptıklarımız siyonist israili durdurmayacak, işgalin sona ermesi için yeterli olmayacak. Aksa'yı ve onun aziz bekçileri Filistinli mazlum kardeşlerimizi kurtarmayacaktır. Biz, elbette ki haykırmaya ve 'Kahrolsun israil!' demeye ve lanet okumaya devam edeceğiz. Biz, elbette ki meydanları doldurup sesimizi yükseltmeye, bu zulme razı olmadığımızı göstermeye devam edeceğiz. Biz, elbette ki kol kola girip Filistinli kardeşlerimize yalnız olmadıklarını hissettirmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
"Pansuman tedbirlerle bu mesele çözülemeyecektir"
Yaşananları sona erdirecek asıl adımları atacak olanların İslam ülkelerinin yöneticileri olması gerektiğini belirten Bedir, "Söylenmesi gereken söz, zulmün ve işgalin önüne geçecek güç, bir an önce ortaya konulmalıdır. İnsanlıktan, insaftan ve vicdandan uzak bu anlayışla bir an önce anladığı dilden konuşulmalıdır. Kendi batıl anlayışları ve inançlarının peşinden kendi hedeflerine ulaşmak için insanlık dışı her faaliyeti gerçekleştiren israile karşı Hak ve adalet üzere fakat güçlü ve caydırıcı bir duruş sergilenmelidir. Türkiye bu konuda derhal harekete geçmeli, İslam ülkeleri altında ortak bir hareket planı ortaya koymalıdır. israil işgalini sona erdirecek, Gazze ablukasını ortadan kaldıracak ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları sonlandıracak bir eylem planı oluşturulmalıdır. Pansuman tedbirlerle soruna çare bulunamadığı, israil barbarlığının önüne geçilemediği, işgalin sonlandırılamadığı ve cinayetlerin önlenemediği gerçeği göz önüne alınarak bir eylem planı oluşturulmalıdır. Bu eylem planı, israilin konuşmaktan anlamadığı, ancak güçten ve yaptırımdan anlayacağı bilinerek oluşturulmalıdır. Bu eylem planı, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların ortak davası, ortak meselesi olduğu hakikati ile oluşturulmalıdır. Bilinmelidir ki Müslüman halklar; Kudüs, Mescid-i Aksa, Filistin ve Gazze konusunda Müslüman ülkelerin hükümetlerinin atacakları adımlara her türlü desteği vereceklerdir. Sadece Kudüs için değil Türkistan'daki Çin zulmü, Suriye, Irak, Yemen, Libya gibi ümmetin kanayan bütün coğrafyasına merhem olacak girişimlere ümmetin her türlü desteği vereceğini bilmelidir." ifadelerine yer verdi.
Müslümanlar olarak her zaman meydanlarda haykırmaya devam edeceklerini belirten Bedir, son olarak şunları söyledi:
Bizler, Midyat Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı Türkiye'nin ve İslam Alemi'nin gündemine taşıyan ve kalbi her daim bu kutsal belde ile birlikte atan Midyat halkı ile birlikte Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı vazgeçilemez davamız olarak görüyoruz. Siyonist israilin barbarlıklarına kimse 'dur' demeyecekse, bizler bir gün mutlaka bu vazifeyi yerine getireceğiz ve kararlılıkla mücadelemize devam edeceğiz. 'Ey israil! Bir gün akıttığın mazlumların kanında boğulacaksın' sözünü sadece dilimizle değil, kalbimizle haykırıyoruz.
Basın açıklamasına, STK ve siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.