İslam Davetçilerine Psikoloji Notları 3

İslam Davetçilerine Psikoloji Notları 3

Daha önceki yazılarımızda davetçiler için psikoloji bilgisinin ve okumalarının neden gerekli olduğundan ve iletişim konusunda dikkat edilmesi gereken hususlardan kısaca bahsetmiştik. Serimizin bu kısmında ise gelişim psikolojisine dair birtakım kısa bilgi

Bismillah…

Daha önceki yazılarımızda davetçiler için psikoloji bilgisinin ve okumalarının neden gerekli olduğundan ve iletişim konusunda dikkat edilmesi gereken hususlardan kısaca bahsetmiştik. Serimizin bu kısmında ise gelişim psikolojisine dair birtakım kısa bilgiler vermeye çalışacağız.

Davetçinin gelişim psikolojisine dair bilgisi olması neden önemlidir?

İnsanlar arasında bireysel farklılıklar bulunmakla birlikte, insan oluşumuzun beraberinde getirdiği ortak noktalar da vardır. Bireysel farklılıklarımız sebebiyle psikoloji alanında 2×2=4 şeklinde kesin ve net olarak sonuçlar elde edemesek de ortak noktalardan hareketle birtakım genellemeler yapabilmekteyiz. Dolayısıyla insanoğlunun yaşamı boyunca süregelen gelişim özellikleri “psikomotor, sosyal, dil, bilişsel, cinsel, kişilik” olarak sınıflandırılarak ortaya konulmaktadır. Davetçi, bu gelişim özelliklerine dair bilgi sahibi olursa karşısındaki kişilere daha etkili şekilde hitap edebilir ve eğitim faaliyetlerinde hatalara karşı belli bir ölçüde korunmuş olur.

Bütün gelişim özelliklerini burada yazmamız mümkün değildir. Bununla birlikte bazılarına değinerek, davetçinin bu bilgilere sahip olmadığında ne gibi hatalı davranışlarda bulunabileceğini ve neden bu bilgilerin gerekli olduğunu daha iyi bir şekilde anlamaya çalışalım.

Doğum Öncesi ve Bebeklik (0-2 yaş)

Bu süreçte çocukların vakitlerinin çoğu ebeveynleriyle geçer. Dolayısıyla bu süreçte bebek için anne-babası, davetçi konumundadır. Bu hususta şu kıssaya değinerek anne-babanın sorumluluğuna dikkat çekelim: Âlimlerden birine bir kadın gelip 4 yaşında bir çocuğu olduğundan bahsederek eğitime nereden başlaması gerektiğini sorar. Âlim, kadına dönüp “Geç kaldın…” der. Buradan da anlaşılacağı üzere, eğitim yalnızca kâğıt, kalem ile yapılan derslerden ibaret olmayıp anne karnından itibaren başlamaktadır.

Bu dönemde bebeklerin pek çok kabiliyetleri (görme, hareket, konuşma vs.) gelişir. Dolayısıyla anne-babanın bu süreçte çocuğa iyi birer Müslüman ebeveynlik portresi çizerek model olmaları önemlidir. Nitekim Batı’da bu süreçte çocuklara klasik müzik dinletme, anne karnındaki bebekle konuşma gibi davranışların yapılması bu savımızı desteklemektedir. Âlimlerimizin anneleri ise bu dönemi hafife almamış, evlatlarının maneviyatlarını önemsemiş ve abdestsiz emzirmeme, kucağına almama gibi davranışlarda bulunmuşlardır. Müslüman ebeveynler de bu gibi hassasiyetlere sahip olmalı ve bu çerçevede hayatına şekil vermelidir.

Çocukluk Dönemi (2-12 yaş)

Bu süreç psikolojide ilk, orta ve son çocukluk şeklinde üçe ayrılarak incelenir. Kısaca bu süreçte çocuklar arkadaş edinirler, toplum hayatını öğrenirler, okula giderler, cinsiyetlerinin farkına varırlar, konuşma becerileri iyice gelişir, somut düşünürler, çok soru sorarlar…

İslam davetçileri bu özellikleri bilirse çocuğun sorabileceği “Allah kimdir? Allah nasıl görünüyor? Melekler nasıl görünüyor? Cinler nasıl? Cennet neresi? Cehennem nerede? Ölmek ne demek?” gibi pek çok zorlayıcı soruya hazırlıksız yakalanmamış olurlar. Ayrıca bu tip soruları en doğru şekilde nasıl cevaplamaları gerektiğini bilirler. Bu durumu “Çocuğa çok fazla açıklama yapmayıp sorduğu kadarına cevap verilmeli, henüz soyut kavramları anlayamadığı göz önünde bulundurulmalı” şeklinde kısaca örnekleyebiliriz.

Aksi durumda yani davetçi bu bilgilere sahip olmadığında, çok fazla soru sorduğu için çocuğa kızabilmekte veya “Ne biçim sorular bunlar!” şeklinde tepki gösterebilmektedir.

Çocuklar bilişsel olarak yetişkinlerden farklı olduğundan bazı şeyleri bizlerden farklı yorumlayabilirler. Örneğin normal bir tartışma yaşayan anne-babasının boşanacağından korkabilir, çörekotunu susamın yanmış hali sanabilir, pasta süslerini koltuğa döküp süslediğini ya da duvarı çizip renklendiğini zannedebilir. Ölen bir yakını için “Cennete gitti” denildiğinde, yaş itibariyle cenneti anlayacak düzeye gelmemiş ise “Ben de onun yanına gideyim, onu özledim!” diye düşünerek intihara yönelebilir. Bu gibi durumlarda davetçi, gelişim özelliklerine dair bilgi sahibi olursa; neyi nasıl ifade etmesi/öğretmesi gerektiğini bilir ve normal ile anormal-kriz durumlarını birbirinden ayırabilir. Normal olan bir durum için çocuğa öfkelenmez. Örneğin; çocuklar oyun oynarken oyuncaklarını etrafa dağıtması gibi…

Ergenlik Dönemi (12-20 yaş)

Bu dönemde gençler hormonal değişimler sebebiyle duygusal iniş-çıkışlar yaşarlar. Arkadaş çevresi bu süreçte aileden daha çok itimat edilen bir konuma sahip olur. Arkadaşlarının gençle ilgili yorumları ve arkadaş çevresi ile uyumlu olmak ergen için çok önemlidir. Dış görünüş bu süreçte önemsenir. Melankoli, öfke, yalnız kalma isteği görülür. Ergenler, davranışlarının sonucunu düşünmezler. Muhakeme kabiliyetleri bu dönemde gelişir, risk almayı severler.

Bu dönemin özelliklerini bilen davetçi, ergenlerin duygusal değişimlerine tepki göstermez, onları anlayışla karşılar. Ergene karşı nasıl davranması gerektiğini bilir. Dış görünüşüne dair asla olumsuz bir yorumda bulunmaz. Ergenlerin yapabileceği riskli davranışlara karşı önleyici çalışmalar yaparlar. Özellikle bu yaşlarda gençlerin alkol, uyuşturucu, zina gibi haramlara da yönelme riskleri daha fazla olduğundan davetçiler bu problemlerin önüne geçmek için neler yapabileceklerine dair planlama yaparlar. Bu dönemde arkadaşların ergen için değerli olduğunu bilen davetçi, “Kişi arkadaşının dini üzeredir” düsturunca hareket eder.

Yetişkinlik Dönemi (20-65 yaş)

Bu dönemde genellikle insanlar evlenir ve yeni bir aile yaşamına atılırlar. Yetişkinlik döneminde insanların dünya görüşü oturur, muhakeme kabiliyetleri yerleşir, karşı cinsle yakınlık kurulur, meslek edinilir, çalışma hayatına geçilir, bir gruba dâhil olma isteği olur, vatandaş olmanın getirdiği sorumlulukların farkına varılır. Davetçiye genellikle yetişkinler evlilik, çocuk yetiştirme, çalışma hayatına dair problemlerle ilgili gelirler. Dolayısıyla davetçinin bu konularda hem İslami hem de psikolojik bilgi sahibi olması önemlidir. Ayrıca bu dönemde evlilik hayatına geçildiğinden ve evlilik niyetiyle karşı cinsle yakınlık kurulduğundan harama kayma durumu ortaya çıkabilir. Davetçi, bu konudaki helal ve haramın sınırlarını insanlara ne zaman ve nasıl anlatması gerektiğini psikolojik bilgisiyle birlikte daha iyi bilir.

Yaşlılık Dönemi (65+ yaş)

Yaşlılık döneminde fiziksel güç azalır. Yaşlının, yakınların ölümüne, emekliliğe, çocukların evden ayrılışına uyum göstermesi gerekir. Yaşlılık döneminde depresyon, Alzheimer (alzaymır) ve çeşitli fiziksel hastalıklar çokça görülür. Yaşlı bireyler, yaşam deneyimlerini genç nesle aktarmaktan hoşnut olurlar. Bu dönemin özelliklerini bilen davetçiler yaşlılarla nasıl konuşacaklarını bilir, bedensel-psikolojik problemlerinde yardımcı olmaya çalışır ve onların deneyimlerinden istifade ederler.

Çok kısa ve genel bir şekilde gelişim dönemlerine değinmeye çalıştık. İslam davetçilerinin gelişim dönemi özelliklerini, davet sırasında nasıl en doğru şekilde davranmaları gerektiğini anlayabilmek için öğrenmelerini ve bu konuda biraz daha ayrıntılı şekilde okumalar yapmalarını tavsiye ederiz.

Psk. Dan. Sümeyye Özbay | Nisanur Dergisi | Mart 2021 | 112. Sayı

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.