“İslam İlimler Fakültesini hep beraber canlandıralım”

“İslam İlimler Fakültesini hep beraber canlandıralım”

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) bünyesinde açılan ve hocası olamadığı için öğrenci alamayan İslam İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsa Yüceer, “Gelin İslam ilimler fakültesini hep beraber canlandıralım” çağrısında bulundu.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Öğretim Üyeliğinden Bitlis Eren Üniversitesi İslam İlimler Fakültesi Dekanlığına getirilen Prof. Dr. İsa Yüceer, hocalarının olmayışı nedeniyle öğrenci kayıtlarını bu yıl alamadıklarını söyledi.

İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) konuşan Prof. Dr. İsa Yüceer, müracaatların olmamasının kendilerini endişelendirdiğini, Nisan ayına kadar 7 tane hoca bulmamaları halinde gelecek yıl içinde öğrenci alamayacaklarını ifade ederek, Allah için hizmet yapmak isteyen hocaların müracaat etmelerini istedi.

Hedefinin bu ilim kurumunu canlandırmak olduğunu belirten Yüceer, şöyle konuştu: “Bunun için başta 7 tane hocaya ihtiyacımız var. Bu sene artık öğrenci alamıyoruz. Hoca temin ettikten sonra gelecek sene için öğrenci alacağız. Buradaki hedefimiz böyle değerli bir müesseseyi etkin hale getirmek. Bölgedeki gençlerin gelip burada ilim irfan öğrenmeleridir. Biz burada dini ilimleri sunarken, dinin doğru anlaşılması. Ayetlerin ve hadislerin doğru anlaşılması ve dinin doğru aktarılmasını hedefliyoruz. Fakat şu ana kadar pek müracaat olmadı. Hoca sıkıntımız var. Benim beklentim mesela hadiste, felsefe bölümünde, Din Felsefesi, İslam Felsefesi, Din Psikolojisi gibi alanlarda doktora yapmış arkadaşların fakültemize müracaat etmesidir.”dedi.

7 tane hoca ihtiyacı karşılanmaması halinde gelecek yılda öğrenci alamayacaklarını ifade eden Yüceer, sözlerine şöyle devam etti: “Böyle bir durumun olmaması için gerçekten doktorasını yapmış veyahut daha ileri düzeyde, Profesör, Doçent veya Doçent Yardımcısı seviyesindeki arkadaşlarımızın fakültemize müracaat etmelerini rica ediyoruz. Milli Eğitim Müdürlüğüne yaptığım ziyarette kendilerine yapılacak etkinliklerine İslam ilimler fakültesi olarak katılmak istediğimi ilettim. Müftülükte bizleri ziyarete gelen arkadaşlara da bunu söyledim. Sadece Kutlu Doğum haftalarında değil, ayrıca yapılacak konferanslarla, seminerler, açık oturumlar ve panellerle faydalı olmak istiyoruz. Rektörümüzle de görüşerek üniversite bünyesinde seminerler düzenlemek istediğimizi söyledik. Gençlerimize İslami meseleleri aktarmak, onlarla paylaşmak, onlara faydalı olmak istiyoruz. İslam adına, İslami etkinlikler adına neler yapabiliriz bunun derdindeyiz.”

Bir kütüphanelerinin olmadığını, İslami İlimler Fakültesi bünyesinde bir kütüphanenin olmasını arzuladıklarını dile getiren Yüceer, okula gelecek öğrencilerin Kur’an dersi için her gün Kur’an getirmeleri yerine buradaki kütüphanede 200-300 tane Kur’an ve farklı İslami kitapların olmasını istediklerini kaydetti.

“İslam’ı savunmak ve Müslümanlara faydalı olmakla mükellefiz”

Batının İslam’a yaptığı saldırılar karşısında, İslam’ı savunmak ve Müslümanlara faydalı olmakla mükellef olduklarını hatırlatan Yüceer, “Şu an nöbetçi bizleriz. Bizde hayatımızı tamamlayıp gideceğiz. Bir şeyler yapabilmeliyiz. Müslümanlara faydalı olmalıyız. Dinin doğru anlaşılabilmesi için bir şeyler yapabilmeliyiz. Burası sahabenin yaşadığı yerdir. Medine’den kalkıp gelen Hz. Ömer’in orduları Bitlis’ten geçerek Kafkaslara kadar gitmişler. Feyzullah-ı El Ensari’nin Bitlis’te, Eyüp El Ensari’nin İstanbul’da ne işi vardı? Bunlar İslami bize getirmek için faaliyet yürüttüler. Fedakârlık yaptılar. Arapların giydiği incecik kıyafetlerle metrelerce karın yağdığı buralara geldiler. O zorluklar ve sıkıntılar içinde gelerek bizim Müslüman olmamızı sağladılar. Onlar nöbetlerini tamamlayarak ahrete intikal ettiler. Şimdi nöbetçi biziz. Bu dini insanlara nasıl anlatabiliriz. Nasıl götürebiliriz. Batı sürekli İslam’ın aleyhinde faaliyetler yürütmektedir. Hafta geçmiyor ki, peygamberin aleyhinde bir karikatür, bir çizgi film, bir film, bir makale, bir yazı yazılmasın. Sürekli Vatikan merkezli İslam’ın aleyhine faaliyetler yürütmektedir. Karşı taraf bunları yaparken, biz İslam için neler yapabiliriz. Peygamberimizin doğru tanınması için ne gibi faaliyetler içinde olabiliriz. Bunun sorgulanması gerekiyor. Batı İslam’ı kötülüyor. Peygamberimizi kötülemek için elinde gelen her şeyi yapıyor. Bizler de doğruyu ileteceğiz.” diye konuştu.

“İnsanlar manevi açlık içerisindedir biz gidermezsek başkası giderir”

İnsanların arayış içerisinde olduğuna dikkat çeken Yüceer, “Onları İslam ile buluşturmak istiyoruz. İnsanlar manevi açlık içerisindedir. Zihnleri bir boşluk içindedir. Bu boşluğu gidermek lazım. Tabiat boşluk kabul etmez. Siz İslam’ı sunmaz, gerçek manada insanlara İslam’ı anlatmazsanız bunun yerine başka şeyler gelir. Yanlışlıklarla doldurulur bu boşluk. İslam karşıtı yapılan faaliyetlere karşı olarak bizde bu dinin mensubu olarak, bu dini savunmak mecburiyetindeyiz. Bu da ancak böyle kurumlar aracılığıyla olur.  Hedefimiz vahyin doğru anlaşılmasıdır.” dedi.

“Uydurma hadis var diye hadislerin hepsinin aleyhinde söz söylenemez”

Son zamanlarda hadislere yapılan saldırılarda dikkat çeken Yüceer, şunları ifade etti: “Maalesef zamanımızdaki yanlışlardan birisi hadis aleyhinde yapılan faaliyetlerdir. Bu konuda halkımızı duyarlı olmaya davet ediyorum. Aleyhtekiler aleyhte faaliyet yürütüyor olabilir. Biz ne yapabiliriz. Peygamberimiz 63 sene yaşamış. Peygamber, döneminde şu kadar söz söylemiş, şu kadar fiiliyata bulunmuş. Bunları doğru anlamamız lazım. Uydurma hadis var diye hadislerin hepsinin aleyhinde söz söylenemez. Uydurmalar ayrıdır. Bunların kitapları vardır. Bunun yanında sahih hadislerimiz var bunları görmemiz ve bilmemiz lazım. İlim öğrenmek farzdır. Peygamberimiz Erkam bin Ebi Erkam’ın evinde bunu gerçekleştirmiştir. Hira dağında Cebrail’in başkanlığında kendisi ilim öğrenmiştir ve öğrendiğini dostlarına aktarmıştır. Mescidi Nebevi’de, Sufa mektebinde de ilim-irfan yuvası yapmıştı. Peygamber dostları peygamberden öğrendiklerini bize intikal ettirmişler.”

Konuşmasının sonunda Yüceer, tüm Bitlislilerden destek isteyip, özellikle medreselerde okuyan talebelerin ilahiyat fakültesi veya İslam İlimler Fakültesinde de diploma almalarının önemine değinerek, “Ben buraya hizmet etmek için gelmişim. Bunu tek başımıza yapamayız. Bitlis halkından ricam buradaki hizmet için desteklerini bekliyorum. Dua bunların arasındadır. Kimin elinde ne geliyorsa. Böyle bir dini kuruma destek vermesi, yardımcı olması sevap kazandırır.  Böyle bir dini kurum bu bir şehirde ayakta kalsın, gelişsin ve evlatlarımız gelsin buralarda okusun. Özellikle ricam, medreselerde okuyan arkadaşlarımız burayla irtibat halinde olsunlar. Medreselerde eğitim almışlardır. Bu konuda herhangi bir şüphe ve tereddüt yok. İlimleri tamam. Fakat bu yetmiyor. İlahiyat Fakültesi veya İslam İlimler Fakültesi diploması alması ve arkasında da lisans, doktora yapması, yarın doçent olarak, yardımcı doçent olarak, profesör olarak buralara alacağız. Bu sayede ileride çok sayıda Bitlisli dekanlar, profesörler, müftüler çıkacak.”  ifadelerini kullandı. (Şükrü Tontaş-İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.