İslam Tarihinde Kürt Uleması ve Günümüze Bakış
sadece bu isimler bile gözönüne alındığında, Kürtlerin İslam tarihi boyunca,önemli roller üstlenmiş bir topluluk olarak asırları aşan İslâm medeniyetinin hayati bir parçası olduğu anlaşılabilecektir.
Kürtler arasından mutasavvıf-meşâyihin yanısıra, çok etkili İslam alimleri de çıkmıştır. Ebu'l-Ferec İbnu'l-Cevzî,
El-Kâmil Fi't-Tarih sahibi İbnu'l-Esir,
El-Câmiu Beyne'l-İlmi Ve'l-Ameli'n-Nâfi' Fi Sinâati'l-Hiyel adlı ünlü eserin sahibi Ebu'l-İzz bin İsmail Er-Rezzaz El-Cezerî,
Matâli' sahibi Sirâcuddin El-Urmevî,
ünlü muhaddis Mukaddime-i İbn Salâh müellifi Takiyuddin İbn Salâh Abdurrahman Eş-Şehrezorî,
ünlü kıraat alimi Ebu'l-Hayr Muhammed El-Cezerî (100'ü aşan eserlerinin 30'a yakını Kıraat ve Kur'ân ilimleri ile alakalıdır. 20 civarında da Hadis ilimlerine ait eser bırakmıştır. H.833/1429 tarihinde Şiraz'da vefat etmiştir),
Ebu İshak Eş-Şehrezorî,
Ebubekir el-İmâdî,
Ahmed bin Muhammed Ed-Dineverî,
Vefeyâtu'l-A'yân sahibi ünlü İbn Hallikân,
Ahmed El-Hakkârî,
Huseyin bin Saad El-midî başta gelen Kürt alimleriydi.
Yanısıra,
Orhan Gazi devrinin müftüsü -sonradan Hayreddin Paşa lakabını alan- Tacuddin El-Kürdî (Bursa'da bir medresesi, Kirmasti'de de yaptırdığı bir köprüsü vardır),
Fatih Sultan Mehmed'in hocası ünlü Şeyhülislâm Molla Şemseddin Ahmed El-Gürâni (Gorani, vefatı: H.893, mezarı Fatih-Fındıkzade civarında, kendi mescidinden bugüne gelebilen haziresindedir),
Şeyhülsilâm Ebussuud Efendi (vefatı:982, mezarı Eyüp'te kendi mektebi avlusundadır. Ebussuûd Efendi'nin Kürtlüğü konusunda bkz. Tarih-i Peçevî, Matbu Nüsha, C.1, Shf.55),
Tâcu't-Tevârih müellifi Şeyhülislâm Hoca Saadeddin Efendi (Vefatı: H.1008, mezarı Eyüp'te Saçlı Abdülkâdir Camii haziresindedir),
Şeyhülislâm Hoca Saadeddinzâde Şerif Mehmed Çelebî (vefatı: H.1024, Eyüp'te pederinin yanında defnedilmiştir),
Şeyhülislâm Hoca Saadeddin Efendizâde Mehmed Es'ad Efendi (Vefatı: H.1031, kabri Eyüp'te babasının kabri yanındadır),
son şeyhülislâmlardan Haydarîzâde İbrahim Efendi (1922'de saltanatın kaldırılmasının ardından Bağdat'a gitmiş olup, 1933'te orada vefat etmiştir)
Kürtler içinden yetişmiş şeyhülislâmlardı.
Bunlara ilaveten,
Muhammed bin Abdürresul El-Berzencî (Vefatı: H.1014, Medine'de medfundur. Bu zâttan sonra 1930'lu yıllara kadar Mekke ve Medine'de Şâfii müftüleri/kadıları hep Berzencî ailesinden çıkmıştır),
Burhaneddin İbrahim El-Gurânî,
Bursa Ulu Cami müderrisi Kürdî Mehmed Efendi,
Molla Salih El-Kürdî,
Mevlana Seyyid Sibgatullah El-Haydarî,
Seyyid Abdülkerîm El-Berzencî,
Muhammed bin Adem El-Kürdi El-Bâlekî,
Kâtip Çelebî'nin hocası / Ayasofya müderrisi Kürt Abdulllah Efendi,
İmam-ı Sultanî ve Boğaziçi'nde Vâniköy'e adını veren Vânî Mehmed Efendi,
Şeyh Muhammed El-Gezîrî,
Molla Halîl El-Es'ardî (30'a yakın Arapça ve Kürtçe eserin sahibi ve çağının en büyük İslâm alimlerinden olup 'allâme' olarak anılırdı. Tefsir, sarf-nahiv ve lügatla ilgili eserlerinin yanısıra Arapça ve Kürtçe kaleme aldığı Nehcu'l-Enâm adlı eseri ile de ünlenmiştir. Tefsiri ve mantıkla ilgili eserleri basılmıştır.Vefatı:H.1257/1841, Türbesi Siirt şehir merkezindedir),
Harputlu Allame Kürt Abdurrahman Efendi,
Şerhu'l-Velediyye müellifi Abdulvahhâb El-midî,
Taha El-Gorânî,
Şeyh Hâlid bin Süleyman Eş-Şirvânî El-Orekî (çağının Taftazânîsi olarak anılmış, zamanının ferîdi ve çok büyük bir kelâm alimiydi.
Aynı zamanda Seyyid Şeyh Sibgatullah El-Arvâsî'nin hulefasındandı. 1293/1877-78 Osmanlı-Rus harbinde Erzurum cephesinde şehid düşmüştür), El-Mecdu't-T'âlid müellifi İbrahim Fasih El-Haydarî... Bu saydıklarım 19. Yüzyıl sonuna kadar önde gelen Kürt ulemasından bazılarıydı.
20. Yüzyıl'da ise, Risâle-i Nur müellifi Üstad Bediüzzaman Said En-Nursî (Vefatı:Urfa-1960) Hazretlerinden başlayarak birçok tanınmış ve İslam dünyasında etkili olmuş Kürt alimleri yer almıştır. Şeyh Alaadin El-Ohînî (Vefatı:1949), merhum pederim Allâme ve nıhrîr-i zaman Molla Sadreddin Yüksel (Vefatı:2004, İstanbul), Molla Ramazan El-Butî (Vefatı:1992) ve oğlu Said Ramazan El-Butî, Allâme Molla Abdülkerîm El-Müderris (Son dönemde Bağdat'taki en büyük Şâfii fakihi ve müftüsü idi.Vefatı, Bağdat, 2005), Şeyh Mazhar El-Ohînî, Şeyh Cevâd El-Berzencî (kabri, İstanbul Fatih Camii haziresindedir), Buhari mütercimi Babanzâde Ahmed Naim (Vefatı: İstanbul 1934, kabri M. Akif Ersoy'un kabri yanındadır), Büyük Şafii fakîhi Molla Muhyiddin El-Havilî (Vefatı:1988), Divan sahibi Molla Zahir-i Tendureki, Seyyid Ali El-Findikî, Kamışlı Müftüsü Şeyh Ahmed Ez-Zivingî, Suriye müftüsü Şeyh Ahmed Kiftaru, Tefsir sahibi Şeyh Osman-ı Halepçe, Molla Hüseyin Küçük, Molla Salih El-Butî, Molla Hacı-yı Lice, Diyarbakır Müftüsü Molla Halil Efendi, Ahmed Meylani, Molla Ahmed El-Koğî, İbn Abidîn mütercimi Mazhar Taşkesenlioğlu, Molla Hasip Seven, Mehmed Emin Er Hoca, eski Çanakkale müftüsü Molla Muhammed Şirin, Doğubeyazıtlı Molla Musa (Geçit) El-Celâlî çağımızda Kürtler arasından çıkmış tanınmış büyük İslâm alimleridir. Bunların yanısıra, 20. Yüzyıl'da Kürtler arasından, Mısırlı ünlü şair Ahmed Şevkî, Ezher Ulemâsından Mahmud Abbas El-Akkad ve Necmeddîn Emin El-Kürdî, ünlü Hâfız Abdülbâsıt Abdüssamed, Abdürrahîm Rahmî Zapsu, Mutkili Halil Hayali, Irak Başbakanı Nuri Said Paşa, Muhsin Abdülhamid gibi önemli şahsiyetler de yetişmiştir.
Konuyla alakalı üç makalede de sıralamaya çalıştığım gibi; sadece bu isimler bile gözönüne alındığında, Kürtlerin İslam tarihi boyunca,önemli roller üstlenmiş bir topluluk olarak asırları aşan İslâm medeniyetinin hayati bir parçası olduğu anlaşılabilecektir. Kürt halkı İslâm coğrafyasında İran içlerinden Akdeniz'e, Güney Kafkasya'dan Irak'ın Erbil ve Süleymaniyesine kadar uzanan geniş bir coğrafyada, gerek tarihi misyonu, gerekse birkaç dilli bir topluluk olmasıyla tüm Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasında, Eyyubiler devrinden çok daha güçlü bir şekilde, kültür, ilim ve medeniyet taşıyıcılığında öncülük/önderlik yapabilecek güçlü bir potansiyel enerjiye sahiptir. Bu özellikleriyle Hint alt-kıtasından Adriyatik'e kadar geniş bir coğrafyayı etkileyebilecek, öncü olabilecek potansiyeli barındırmaktadır.
Ancak , 20. Yüzyıl'dan, soğuk savaş döneminden kalma geç kalmış etnik-ulusalcılar bu görüşe dayalı ideolojik/ulus-devlet özlem ve hırsı ile Kürt halkını sancılı maceralara sürüklemektedir. Bu şekilde, Kürtleri İslam coğrafyası / medeniyetinin onurlu-öncü bir üyesi olmaktan koparma çabası Kürt halkının geleceğini ipotek altına alıp, ihtiraslar uğruna dar alana hapsetmeyi hedeflemektedir. Bu milleti küçük ulus-devlet özlemlerine tutsak etmeye çalışan akım ve örgütlenmeler, genç nesil üzerinde zihni gettolaşma oluşturarak, bağrından asırlarca alim, meşâyih ve mütefekkir çıkartmış bu halka İslami geleneğini, zengin medeniyet ve kültür birikimini unutturarak, adeta hafızasını silmek suretiyle tarihsizleştirip, jakoben-dayatmacı bir anlayışla, Türkiyede tek-parti dönemi projelerine öykünerek tümüyle yapay bir toplum inşasını amaçlamaktadır.
İslam/din karşıtı ulusalcı çevre ve örgütlenmelerin; Kürt halkını 'özgürleştirme, bindestilikten kurtarma' adına aslında ebedi bir esarete mahkum etme çabası içerisinde oldukları bilinmelidir.
Son olarak makalemi Kürtçe bir cümle ile sonlandırıyorum.. "Qetandina Kurdan ji Îslâmiyetê nabe sebebê azadî û xilasbûna wan, çan ko Seydayê Mele Saidê Bediuzzeman dibêje belkî be di bibe xiravbuna heyata wanê him dünyewî him jî ebedi. (Türkçesi: Kürtlerin İslâmiyetten kopması, onların özgürleşmelerine ve kurtuluşa ermelerine sebep olamaz. Bediüzzaman'ın dediği gibi: Hem dünya hem de ebedi hayatlarını harab etmeye yol açar.) (Yenişafak)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.