Meryem BAŞAK
İslam`ın Batıya Nüfuzu
Batı dünyası kurduğu dev teknoloji dağları arasında her geçen gün daha fazla kayboluyor. Büyük ümitlerle geliştirdiği teknolojik alet ve edevat dünyası kaybolmuş mutluluğu geri getiremedi. Yaşamaktan yorgun düşmüş Batı insanı, başkalarının mutluluğuna da tahammül edemiyor.
Batının entelektüel çevrelerinin bir kısmı inanç boşluğunda yüzen ve mutluluğu yakalayamayan Batı insanının kurtuluşunun İslam’da olduğunu çok iyi biliyor. Ancak yüzyılların kini bu gerçeği kabullenmelerine izin vermiyor. Bu kin ve nefret duyguları İslam’a karşı düşmanlık çıtasını yükseltmelerine ve her alanda karalamalarına yol açıyor. Bu yüzden Batı medyasının İslam’a karşı düşmanca bir tutum içerisinde olduğu gözlerden kaçmıyor. Basın organlarında İslam ya da İslam’ın aziz Peygamberi (sav) hakkında tenkit ya da karalamalar sık sık gündeme getiriliyor. Hatta bazı siyasi partiler, İslam’ı karalama ve Müslümanlara hakaret üzerine politika üretip İslam düşmanlığını oy alma aracı haline getiriyorlar.
Bütün engellemelere rağmen bulduğu menfezlerden sızan İslam’ın nuru, Batı insanını cezp ediyor. Avrupa ülkelerinde İslam’a yöneliş her geçen gün artarak devam ediyor. Resmi rakamlara göre yılda beş bin İngiliz vatandaşı İslam’ı kabul edip Müslüman oluyor. Vatikan’ın yaptığı bir araştırma İslam dininin yakın bir gelecekte Avrupa’yı tamamıyla kuşatacağını gösteriyor.
Bu gelişmeleri tehlikeli gören Avrupa ülkelerinin ileri gelenleri İslam’a karşı yoğun bir propaganda savaşı başlattılar. Bununla Avrupa halkının İslam’a yönelişini engellemeyi amaçlıyorlar. Onların engelleme çabaları karşısında Müslümanların yeni yöntemler geliştirip bu çemberi yarmaları ve Batı halklarının vicdanını İslam’la buluşturmaları gerekiyor.
İngiliz Müslüman ve aynı zamanda sosyolog olan Prof. Dr. Leon Musevi, İngiltere’nin Lancaster Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Batı ülkelerinde İslam’ı yeni kabul etmiş Müslümanlar üzerinde çalışmalarıyla tanınmaktadır. Doktora tezini İngiltere’deki yeni Müslümanlar üzerinde hazırlayan Prof. Musevi, bu alanda önemli çalışmalarıyla öne çıkmaktadır. Konuyla ilgili kendisiyle yapılan bir söyleşisinden önemli gördüğümüz görüşlerini sizinle paylaşacağız.
Batıda İslam’ın yayılmasının önündeki engelleri sıralayan Prof. Musevi, İslam aleyhinde yapılan propagandaların en fazla İslam’ın kadına bakışı, terörizmle İslam’ın bağdaştırılması ve intihar saldırıları bağlamında yoğunlaştığını, yalan ve uydurma haberlerle Batı insanının İslam’a karşı şartlandırılmaya çalışıldığını dile getirmektedir.
Batının Hz. Peygamber (sav)’e karşı asırlara dayanan kin ve nefretinin diriltmeye çalışıldığını, Müslümanların bu noktaya odaklanıp Batı insanının zihninde Hz. Peygamber (sav) algısını değiştirmeleri gerektiğini ileri süren Prof. Musevi şunları dile getirir: Çünkü Batı insanı Hz. Peygamber (sav)’i tanımıyor. Hz. Peygamber (sav)’i tanıtabilirsek Batı insanının İslam’a bakışı değişecek. Müslümanların sadece bilgilendirmeleri yetmiyor. Batı insanını cezp edecek ve dikkatlerini çekecek başka yöntemlerin kullanılması gerekiyor.
Musevi Bey, İslami tebliğin birçok koldan yürütülmesi, yeni yöntemlerin devreye sokulması ve farklı araç gereçlerden istifade edilmesi gerektiğini ileri sürer: İnternetin yoğun bir şekilde kullanılması, caddelere propaganda panolarının yerleştirilmesi, mescitlerde ve halkın uğradığı diğer alanlarda Müslüman olmayanlara yönelik toplantılar düzenleyerek İslam’ın anlatılması gerekiyor. Özellikle yılın bazı günlerinin Müslüman olmayanlara mahsus kılınması, bu insanların mescitlere davet edilip ikramlarda bulunulması ve İslam’ın hakikatiyle tanıştırılması iyi neticeler verecektir. Bazı özel günlerde, örneğin Hz. Peygamber (sav)’in doğumunda ya da bayramlarda Müslüman olmayanlar ziyaret edilip küçük hediyeler verilirse, irtibat köprülerinin kurulması ve İslam’ın mesajını kolaylıkla iletilmesinin yolu açılacak.
İslam’a faydası olmayan şiddet gösterilerinin Batı insanını ürküttüğünü, bunlardan kaçınılması gerektiğini ileri süren Prof. Musevi, Avrupa’da bazı İslami grupların 11 Eylül saldırılarını kutlamaları gibi girişimlerin İslam düşmanlarının ekmeğine yağ sürdüğünü, bunları boy boy yayınlayarak Müslümanları terörist olarak yansıtmaya çalıştıklarını bu tür faydasız girişimlerden kaçınılması gerektiğini ileri sürer.
Prof. Musevi, Müslümanların güçlü televizyon kanallarına sahip olması gerektiğini, başta İngiltere olmak üzere Batı insanının diliyle hitap edip kendi dilleriyle İslam’ın hakikatlerini anlatmanın ve İslam’a davetin etkili olacağını savunur. İslami tebliğ doğrultusunda farklı dillerde yayın yapan ve değişik kitlelere ulaşabilen televizyon kanallarının varlığı İslami tebliğin daha fazla etkinlik alanı kazanmasına ve Batı insanına İslam’ın mesajının rahatlıkla iletmesine zemin hazırlayacağını ileri sürer.
Batının İslam’la münasebetlerinin geleceğiyle ilgili bir soruya verdiği cevapta ise şunları dile getirir: Müslümanların yorulma bilmez çabaları neticesinde Batı insanı fevç fevç İslam’a koşacak. Muhammedi İslam’ın gereği gibi tebliği neticesinde özellikle üzerinde çalıştığım İngiliz toplumunun İslam’a yönelmesi daha fazla yoğunluk kazanacak. Zaten Batıda Müslüman olmayanlara nispetle Müslümanlar nüfus bakımından ciddi bir artış göstermektedir. Yeterli olmadığına inandığımız bugünkü gelişmeler bile gelecekle ilgili büyük ümitler vermektedir. Çalışma çıtası yükseltilir, gayret ve çabalar arttırılırsa İslam’a yöneliş katlanarak büyüyecek. Bugünkü şartlarda bile İslam’ın Batıya nüfuz şartları uygun, yolu ise açıktır.
Doğruhaber Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.