Mehmet ŞENLİK
İslam'ın zıddı cahiliyedir
Geçen yazımızın birinde belirttiğimiz gibi Cahiliye, İslam'ın zıddıdır. İslam'ın her parçasının karşısında mutlaka cahiliyenin bir çeşidi vardır. Hz. Ömer'in (r.a) dediği gibi, "İslam'la cahiliyeyi bilmeyenler türeyince, İslam'ın düğümleri birer birer çözülür."
İslam, tüm ayrıntılarıyla cahiliyenin karşıtıdır. Zira İslam'dan her bir cüz, Allah'ın (her şeyi içine alan) ezeli ilminin eseridir. Ona karşı olan her düşünce ve hareket de mutlaka cahiliyedir. Çünkü cahiliye, sınırlı insan ilminin eseridir. Bu sebeple insanın heva ve arzuları kendisine galip gelebilir; güzeli çirkin, çirkini de güzel görebilir.
Bazı insanlar, cahiliye yolunda gidenlerin bir kısmının yaşayışlarında veya bazı sistemlerinde ortaya çıkan güzelliği ve olgunluğu görünce, şüpheye düşerler. Bunun sebebi, İslam'dan olan bir şey, bazen cahiliye ile karışır. İslam'dan olan o şey, orada da güzel görünür. İşte o kimseler, İslam'ın hakikatini bilmedikleri için bu düzene sarılıp bağlanırlar. Şayet bu insanlar hakkı bilselerdi, o cahiliye düzeninde gördüğü kısmi iyiliklerin, güzelliklerin İslam'a ait olduğunu anlayacak, cahiliyeyi bırakıp kaynağa ve asla yöneleceklerdir.
Bazen de insanlar İslam'a ait güzellikleri cahiliyede görünce bunları cahiliyeden sanarak sımsıkı ona sarılırlar. Onları yanıltan cahiliyenin içine serpilmiş İslami güzelliklerdir. Nitekim cahiliye devrinde Mekke hareminde bir tarafta Kâbe, Zemzem ve hac nüsükleri varken bir tarafta da Kâbe etrafında yılın günleri sayısınca döşenmiş putlar vardı. Sembolik olarak tevhidin bazı kalıntıları var idiyse de putperestlik onun ruhunu öldürmüş, etkisini kırmıştı.
İşte cahiliyenin hâkim olduğu her sistemde inançta olduğu gibi ibadetlerde, ahlakta, siyasette, eğitim ve öğretimde, savaş ve barışta, sosyal ve siyasal meselelerde İslam'ın bazı parçalarıyla cahiliye tortuları iç içe olmasalar da yan yana gösterilmektedir. Çağdaş sistemlerin çoğunda insanla ilgili bütün meselelerde, bütün kanun ve kurallarda cahiliye İslam'la süslenmekte, cilalanmaktadır.
İnanç ve ibadetlerdeki cahiliye, cahiliyelerin en kötüsü, en tehlikelisidir. Bundan dolayıdır ki, Allah'u Teâlâ, sağlam itikatla beraber bazı cahiliye hareketlerinde bulunanları affeder, ama inanç ve ibadetleri cahiliye inanç ve ibadetleri olan kimseyi, İslam'ın tüm ahlakıyla ahlaklansalar bile kesinlikle affetmez:
"Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Ama bunun dışında dilediğini affeder." (Nisa, 48)
Allah'u Teâlâ İslam'ı bir bütün olarak göndermiştir. Kim tümünü alırsa, işte o Müslümandır. Kim onun bir kısmını alır ve bir kısmını almazsa, İslam'la cahiliyeyi birbirine karıştırmış olur. Bu ise elim bir azabı gerektirir.
"Yoksa siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanların cezası dünyada rezil ve rüsvay olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise azabın en şiddetlisine atılacaklardır. Allah sizin yaptıklarınızdan gafil değildir." (Bakara, 85)
Müslümanın, cahiliyenin bütün adet, kanun ve kurallarından arınmış olması ve İslam'ın bütününe inanıp onunla amel etmesi gerekir. İslam ümmeti de İslam devleti için mükemmel bir örnek olmalı ve yeryüzünden cahiliye düzenini silmeye çalışmalıdır.
İslami devlet düzeninden sapma ve giderek İslam'ın hukuka, muamelâta dair ahkâmının kaldırılması, Müslümanlar arasında cahiliye düzeninin yayılmasına vesile oldu. Bu böyle devam ettikçe İslam'ın halkaları birer birer çözülecek. İlk olarak yönetim halkası çözülecek ve en sonunda da namaz halkası sökülecektir.
Cahiliye düzeninin temellerini yeryüzünden söküp atmak, fitneyi kaldırıp dini tümüyle Allah'a ait kılmak için hücum edenin İslam olması gerekirken, hücuma uğrayan kendisi oldu. Cahiliye düzeni onu tamamen söküp atma çabasındadır. Bu gün İslam topraklarında ne kadar çok cahiliye idareleri vardır ve bu cahiliyelere uyan ne kadar da çok Müslüman vardır. Cahiliye düzenlerinin ortak özelliği, İslâm'a ve Müslümanlara düşman olmalarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.