İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi toplum tarafından memnuniyetle karşılandı
Diyanet-Sen Adıyaman Şube Başkanı Emin Çil, İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesinin memnuniyet verici bir karar olduğunu belirtti.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesini memnuniyet verici olarak karşıladıklarını belirten Diyanet Sen Adıyaman Şube Başkanı Emin Çil "Sıra toplumsal yapımıza ve değerlerimize uygun yeni bir düzenleme yapmakta." dedi.
İstanbul Sözleşmesi olarak bilenen tam adı ise “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” bugün yayımlanan 3718 nolu Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedildi. Bu sözleşme dayanak gösterilerek Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde Allah’ın Lutilik ile ilgili ayetlerini söylemesi, zinanın haram olduğunu söylemesi dava konusu edilebildi. Yürürlükte kalması durumunda çok daha vahim sonuçlar doğurması muhtemel bu düzenlemenin kaldırılmasına zararın neresinden dönülse kardır diye bakıyoruz." ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi’nin toplumu ayakta tutan kültürel değerlerin belirlediği toplumsal rol beklentisini değersizleştirdiğini, adeta LGBT gibi marjinal gurupların beklentilerini karşılamak için hazırlanmış bir sözleşme olduğunu belirten Çil "Toplumsal cinsiyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan bu sözleşme cinsiyet eşitliğini şiddetin önlenmesinin tek yolu olarak sunmaktaydı. Oysa istatistiki veriler bu reçeteyi doğrulamıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği indeksinde üst sıralarda olan ülkelerde, kadına yönelik şiddet, cinayet ve tecavüz oranlarının maalesef ürkütücü oranda yüksek olduğunu görmekteyiz. Zinayı meşrulaştıran, aile yapımızı dinamitleyen bu sözleşmenin feshedilmesi geç de olsa isabetli bir karardır." şeklinde konuştu.
Kadına yönelik şiddetin yadsınamaz bir gerçek olduğunun altını çizen Çil “Kadına yönelik şiddeti önlemek için kesinlikle gerekli tedbirler alınmalıdır. Ancak bu tedbirler kendi toplumsal ve aile yapımıza uygun tedbirler olmalıdır. Bu konuda herkes üzeren düşeni yapmalıdır. Hukukçular, sosyal bilimciler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, alimler kadına yönelik şiddeti önleme konusunda toplumsal yapımıza değerlerimize uygun bir düzenleme yapılması konusunda geç kalınmadan gerekeni yapmalıdır." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.