İstanbul'da toplu taşımalarda yaşanan yoğunluk sebebiyle sosyal mesafe kuralına uyulamıyor
İstanbul'da toplu taşımalarda sosyal mesafe kuralına dikkat edilmediğini belirten vatandaşlar, toplu taşıma araçlarının yeterli olmadığını, sefer sayılarının arttırılması gerektiğini söyledi.
Resmi rakamlara göre 16 milyon, gayri resmi rakamlara göre ise 20 milyondan fazla insanın yaşadığı ve sahip olduğu nüfusla Türkiye'nin dörtte biri büyüklüğünde olan İstanbul'da yaşanan yoğunluk sebebiyle toplu taşımalarda sosyal mesafe kuralına uyulamıyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Covid-19 vakalarında ciddi oranda artış yaşandığı belirtilen megakente ne yollar ne de toplu taşımalar yetmediği için vatandaşlar işe gidebilmek için mecburi olarak tıka basa dolu olan toplu taşımalara binmek zorunda kalıyorlar.
Günün her saatinde, hafta içi veya hafta sonu farketmeksizin toplu taşımlarda yaşanan yoğunluk, özellikle işe gidiş geliş saatlerinde ciddi oranda artıyor. İnsanların birbirini iterek balık istifi şeklinde toplu taşımalara binmek zorunda kaldığı kentte son dönemde yine Covid-19 vakalarında ciddi artış yaşanmaya başlandı.
Toplu taşımlarda yaşanan yoğunluk ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan vatandaşlar, şehirde yaşayan insan sayısının çok fazla olması sebebiyle sosyal mesafe kuralına uyulamadığını, sefer sayılarının da yetersiz olduğunu ve arttırılması gerektiğini ifade ettiler.
"İnsanlar balık istifi gibi dip dibe"
Sağlık Bakanlığının güzel bir iş yaparak sürekli sosyal mesafe ve maske konusunda uyarılarda bulunduğunu ancak insanların uyarıları yeterince dikkate almadığını söyleyen Mahmut Dalmış, " Belediyenin seferleri arttırması gerekiyor. Sefer sayıları az olduğu için özellikle mesai saatlerinde sabah işe giderken ve akşam iş dönüşü aşırı yoğunluk oluyor. İstediğimiz kadar önlem alalım, maske takalım. İnsanlar dip dibe. Bugün yakalanmadık ama yarın yakalanmayacağımzın garantisi yok. Balık istifi gibi insanlar hep dip dibe. Pandemiden önce nasılsa mesai saatlerinde yine aynı. Sadece tramvay veya otobüste değil tüm toplu taşımalarda böyle. Böyle olursa hastalık bitmez." dedi.
"Arada 10 santim bile mesafe yok"
Türkiye'ye okumak için gelen Afganistanlı Muhammed Davut Nader ise "4 aydır buradayım. Sosyal mesafe hiç yok. Geceleri, gündüzleri ne zaman buradan geçersem geçeyim eski zamanlarda olduğu gibi yoğunluk var. Arada hiçbir fark yok. Sadece metrobüste oturanların iki katı insan ayakta yolculuk yapabilir diye yazıyor. Ama öyle bir şey yok. Mesela saat 7-8 arasında gelirseniz yoğunluğu görürsünüz. Değil 2 metre, 3 adım, 10 santim bile arada mesafe yok. Ben araya girince boğuluyorum. İnsanlar iç içe, sanki Coronavirus yokmuş gibi hareket ediliyor. Sadece bu duraklar değil tüm duraklarda böyle. Diğer toplu taşımalarda da sosyal mesafe diye bir şey yok." diye konuştu.
"Eskisi gibi yasak getirmek gerekiyor"
Yaşanan yoğunluk ve insanların vurdumduymazlığından şikâyetçi olduğunu belirten Sabriye Yılmaz, "Ben de çok şikâyetçiyim gerçekten. Sağdan soldan kaçıyoruz, ellerimizi sürekli dezenfekte ediyoruz. Bu insanlar hiç kormuyor. 'Türküz bize bir şey olmaz' diyorlar. Öyle bir şey yok. Bakın insanlar ölüyor. Kaç tane akrabamız hastalığa yakalandı, şimdi yatıyorlar. Biraz dinleseler, insanlara yanaşmasalar ne olur yani. Birbirlerine yapışıyorlar, koşup gelip bize çarpıyorlar. 'Hasta olur muyum?' diye düşünmüyorlar. Eskisi gibi bir yasak getirmek gerekiyor. İnşallah herkes bu illetten kurtulur." şeklinde konuştu.
"Bu şekilde kendimizi hastalıktan nasıl koruyacağız?"
Özbekistan'dan Türkiye'ye eğitim için gelen Âlim Alimov da, "Niğde'de üniversite okuyorm. Geldiğimde pandemi başladı. Herkesin dikkatli olması, birbirine destek olması gerekiyor. Devlet 'Sosyal mesafenizi koruyun.' diyor ama kimse uymuyor. Ben Antalya'ya, Ankara'ya, İstanbul'a da gittim ama hiçbir insan bu uyarıları dikkate almıyor. İnsanlar kalabalık, çok metrobüs bekliyoruz ama hepsi dolu. Ben dikkat ediyorum, dolu olan metrobüslere binmiyorum. Metrobüste ayakaltına 'sosyal mesafe bir metreden az olmamalı' diye yazmışlar ama insanlar birbirine yapışık gidiyor. Bu şekilde kendimizi nasıl hastalıktan koruyacağız? Birbirimize destek olma zamanıdır. Sürekli uyarı yapılmasına rağmen insanlar sokaklarda oturuyor, uyarılardan kendisine pay çıkarmıyor." ifadelerini kullandı.
"İşi olmayanaların toplu taşımalara binmesi işi olanları da olumsuz etkiliyor"
İETT şoförü olduğunu belirten Burak Uzun, araçların yetersiz olduğunu düşünmediğini ancak işi olmadığı halde 65 yaş üstü kişiler ile ücretsiz kart sahibi olan çok sayıda insanın gezdiğini, bunun da işi olanları olumsuz etkilediğini söyledi.
"Ek seferler çıkarılabilir"
Sosyal mesafeye hiç uyulmadığını, kargaşanın devam ettiğini söyleyen Yavuz Başbuğ, "İnsanlar birbirini ite kaka biniyor, mesafeyi unutuyorlar. Yapılması gereken mesafeyi korumaktır. En azından başkalarını vebalini üzerlerine almazlar. Belki de mecbur kaldıkları için biniyorlar. Ek seferler çıkarılabilir." diye konuştu.
"Otobüslerde uygulanan kişi sınırlaması tramvay ve metrobüslerde de uygulanmalı"
Metrobüsü iki haftadır kullandığını belirten Sema Topçu da, "Sosyal mesafeye uyulduğunu hiç görmedim. Bunun nedeni bence hem insanların virüs ile ilgili bilinçsiz olması ve yeterince umursamamalarıdır. Çünkü insanlar başına gelmeden bu hastalığın ne kadar kötü olduğunu bilmiyorlar. Ben tramvay kullanmıyorum. Çünkü çok dolu oluyor. Otobüsler kişi sınırlamasıyla alıyorlar. Aynı şekilde metrobüs ve tramvayların da bu şekilde bir uygulama yapması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.