Evet, işte bizim sultanlarımız, işte bizim gözlerimizin nuru, gönüllerimizin süruru, kızlarımız, canımızın içi yavrularımız!

Rasûlümüzden öğrendik biz Fatımalarımızın sultan olduklarını, gözlerimizin nuru olduğunu, başımızın tacı olduğunu. Elhamdülillah kardeşlerimiz için kızlarının gerçekten gözlerinin nuru olduğuna bizzat şahitlik ediyoruz, onlarla öylesine iftihar ediyorlar ki, “işte bu benim kızım” derken gözlerinin içi parlıyor. Elbette bu basit ve kuru bir övünç değildir.

Onlar kızlarının sultan olmaları, müttakilerin önderleri olmaları için çırpınıyorlar.

Bu yıl bir daha Medresede İslami ilimlerini tahsil ettiler ve icazetlerini aldılar. Batman bu konuda da bir çığır açmış durumda, Batman medreselerinde öğrenim gören bu sultanlarımız yine Türkiye’nin dört bir tarafına dağılacaklar ve ilim ve irfanlarını yayacaklar. Zaten Batman’la birlikte ülkenin birçok noktasında icazet merasimleri vardı, bu merasimler bir kaç hafta daha sürecek.

Nasıl ki Allah (cc) gökyüzünü yıldızlarla donatmışsa yeryüzünden de yıldızlarını eksik etmemiştir. Yaşadıkları çevrelerini aydınlatan nurlardır bu kızlarımız.

Elhamdülillah bu kızlarımız annelerini fersah fersah geride bıraktılar. İslam’ın temel ilimlerini tahsil ettiler.

Gördüğüm bir şey daha var, medreselerimizden icazetlerini alarak mezun olan kızlarımızın hiç de bununla yetinmediklerini, çok kolay bir şekilde başta ilahiyat olmak üzere nice okulların diplomalarını aldıklarına şahit oldum.

Bizim Sultanlarımızın başlarında nurdan taçlar olduğu gibi kıyamet günü annelerini ve babalarını nurlandıracaklardır; Sirac-ı Münir olan Nebimiz öyle haber veriyor.

Biz biliyoruz ki yaşadığımız dünyada sürmekte olan savaşların başında iffet ve hayânın savaşı gelmektedir, nikâhla nikahsızların, ar damarı çatlamışlarla ahlaksızların savaşı gelmektedir.

Bakmayın bu savaşın uçaksız, bombasız, sessiz ve patlamasız sürüp gittiğine, yeryüzü hiç bu kadar geniş cepheye yayılmış bir savaş görmemiştir.

Ve işte bu sessiz savaşın en ön saflarında kızlarımız, sultanlarımız bulunmaktadır.