Mehmet GÖKTAŞ
İşte gazete, işte televizyon!
Varsın birileri basitçe bir gazete ve televizyon övücülüğü yaptığımı söylesin. Evet, bugün size Doğruhaber gazetemizi ve Rehber TV’yi öveceğim.
Pazar günü Türkiye’nin üç merkezinde gerçekleştirilen Kudüs mitingleri aslında Türkiye medyasının ciddi bir imtihanıydı.
Öncelikle merkezi Diyarbakır’da olan Rehber TV’den söz etmek istiyorum. Günler öncesinden Pazar günü Diyarbakır’da yapılacak Kudüs Bizimdir mitinginin duyurusu yaptı ve bu konuyu işledi. Diyarbakır mitingini canlı olarak yayınladığı gibi İstanbul Yenikapı ve Sakarya’da yapılan mitinglerle canlı bağlantı kurdu. Daha sonra kıt imkanlarına rağmen ekranın sağ tarafında hem İstanbul’u hem de Sakarya’yı verdi. Söyleyin, bu şekilde yayın yapan başka bir televizyon kanalı var mıydı? Saadet Partisi tarafından Yenikapı’da düzenlenen mitingi TV5 canlı olarak verdi ama Diyarbakır’dan ne bir fotoğraf ne bir haber verdi.
Gelelim elinizde tuttuğunuz veya internetten girdiğiniz şu Doğruhaber gazetesine; eğer görmemişseniz lütfen dünkü sayısına girin ve şöyle bir bakın; üç mitingden görüntülerle dolmuştu birinci sayfa.
Allah aşkına bu özlenen Müslümanca bir medyanın fotoğrafı değil midir?
Gelelim Saadet Partisi tarafından düzenlenen İstanbul Yenikapı mitingiyle birlikte yaşanan savrulmalara.
İstanbul’daki mitinge katılan başkanların toplu fotoğraflarıyla beni vurmaya çalışanlara beklemedikleri yönden bir şeyler söylemeye çalıştım;
“Ne fotoğrafı, ne mitingi?” dedim. “Demek Pazar günü miting olmuş öyle mi? Peki nereden haberin oldu? Hayret, nereden duydun? Akredite gazetelerinizde bir tek fotoğraf, bir tek satır haber yoktu. Yine sizin akredite televizyonlarda Pazar günü yapılan ve yüz binlerin katıldığı mitingler bir alt yazı olarak bile geçmemişti, hayret sen nereden öğrendin?”
Haydi akreditelerin kozmopolit olanlarını es geçelim, fakat İslamcılığı kimseye kaptırmayan akreditelerin söz konusu mitinglere Fransız kalması affedilir mi sizce?
Kimin söylediğini unuttum, siz de bilirsiniz, köşe yazarları hakkında; “onlar yazdıklarının karşılığı olarak değil yazmadıklarının karşılığında para alırlar” demişti. Gelin biz buna haberciliği de katalım; Bir takım medya verdikleri haberlerden dolayı değil vermedikleri haberlerden dolayı para alıyor olmalılar. İnsanları haberdar ettiklerinden dolayı değil, haberdar etmediklerinden dolayı kazanıyorlar.
Arada eleştiriyoruz da şu serbest internet haberciliğin de hakkını yemeyelim. Yoksa şu bizimkilerin nereden haberi olacaktı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.