M. Zülküf YEL

M. Zülküf YEL

İtidale davet

Başta Kerkük olmak üzere, Irak Kürdistanı'nda anlık gelişmeler oluyor. Saatler içerisinde harita değişebiliyor. Bölgeyi etkileyen birçok faktör/aktör olduğundan, beklenmedik süreçler yaşanabilir. Bu itibarla, varılan her mutlak yargı, erken sayılabilir. Bölgeden gelen haberlere bakıldığı zaman, ibrenin tersine dönme yolunda olduğu görülmektedir. Pavel Talabani ve YNK'nin istihbarat şefinin talimatları ile YNK peşmergelerinin çekilmesi üzerine, Kerkük ve akabinde bazı yerler Irak ordusu ve Haşdi Şabi'nin eline geçmişti. Ancak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin yeni hamleleri, bu işin henüz başında olduğumuzu gösterdi. Özellikle de Kerkük'teki halkın ayaklanması ve Kosret Resul'ün tavrı olaya farklı bir boyut kazandırdı. Kerkük'te adeta bir halk ayaklanmasının yaşandığı görülmektedir. Bu ayaklanma neticesinde neredeyse yirmi dört saat geçmeden, Kerkük'ün bazı mahalleleri tekrar IKYB'ye geçti.

Türkiye basını, Kerkük'teki olayları çarpıtarak vermektedir. Kürtlerin minarelerden cihada çağrıldığı olayı ve Kerkük'teki olayları, tamamen farklı bir şekilde vermekte ve kamuoyunu yanıltmaktadır. Halkın Kerkük'te ayaklanması, Pkk ayaklanması olarak çarpıtılmaktadır. Kürdistan şehirlerindeki hareketlenme ise korku olarak nitelenip istihza malzemesi yapılmaktadır.

Başta siyasetçiler ve medya olmak üzere, herkes kullandığı dile dikkat etmelidir. Kin ve nefret dili bir kenara bırakılmalıdır. Bu iş, içerisinden çıkılmaz bir şiddet ve vahşet sarmalına dönüşmeden aklıselimin devreye girmesi gerekir. Sorumsuz bir dil ve üslup kullananlara itibar edilmemelidir. Sorumluluk sahibi olmayan ve sahada bedel ödeme riski uzak olanlar, durmadan bu krize odun taşımaktadırlar. Bölge halklarının sorunlarının çözümünde izlenecek yol bellidir. Hem ilkelerimiz ve değerlerimiz hem de siyaset aklı, müzakere ve diyalog zeminini bizlere adres olarak göstermektedir. Siyaseten de bütün diyalog yollarının denenmesi aklın yoludur. Diyalog ve müzakere yolları tamamen kullanılmadan, askeri seçenekler dışında diğer bütün siyasi baskı araçları kullanılmadan askeri operasyona tevessül etmek, akıl tutulmasıdır. Bu güne kadar bölgede meydana gelen çatışmaların kime yaradığı bellidir. Müzakere zemininde çözüm bulmaya odaklı bir siyaset yerine, silahı kutsayan savaş ve kan baronlarına lanet olsun. Mazlum bölge halkları bunu hak etmemektedir. Adalet ve iyi niyet temelinde ortaya konulacak bir çözüm, savaşa ve kör şiddete yönelmek ile mukayese edilemez.

Suriye'de olduğu gibi bu süreç, bölgesel ve yerel aktörlerin kontrolünden çıkmadan ve tüm tarafların kaybedeceği bir sürece evirilmeden, hemen müzakereye ve aklın gösterdiği istikamete dönünüz. Aksi takdirde bu gün beğenmediğiniz noktaya gelmeyi büyük bir hedef olarak görürsünüz de bu mümkün olmayabilir.

Kriz içerisinde çıkılamaz bir noktaya gelmemelidir. Son gelen haberlere göre; bir mahkemenin, Kosret Resul hakkında tutuklama kararı aldığı iddia edilmektedir. Bu ve benzeri gelişmeler krizi tırmandırmaktan başka bir şeye hizmet etmeyecektir.

Bölgede halkların kardeşliğini dinamitleyecek ve birlikte yaşama iradesine darbe vuracak, kin ve düşmanlığa sebep olacak her türlü söylem ve eyleme karşıyız. Hür irade sahibi ve sorumluluk duyan herkes, sorumsuz söylem ve pratiklerin sahibi olanlara karşı durmalı ve onları kararlı bir şekilde itidale davet etmelidir. Halkların kardeşliğinin savunucusu olanlar, birilerinin kırık zurnasından çıkan abes enstrümanlara itibar etmeden hakkı tutup ayağa kaldırmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.