Abdullah ASLAN
İttifak, ama nasıl?
Yerel seçimlere az bir süre kaldı. Yine kirli ittifaklar... Siyasi etikten yoksun yaklaşımlar... İlkesiz davranışlar...
Sağcısı, solcusu, muhafazakârı, demokratı, liberali... Kimin kimle ittifak kurabileceği artık kestirilemiyor.
İş o kadar rayından çıktı ve siyaset bu denli bukalemunlaştı..
Her seçim öncesi kişisel çıkar endeksli anlaşmalar artık mutat bir hal almaya başladı. Önceki seçimde verilen sözler ve vaatler tamamen unutuluyor...
Yeni kulvarda siyaset daha önceki konum ve çizginin aksine hiç bir şey olmamış gibi devam ettiriliyor.
Birbirlerine olmadık hakaret ve küfürler savuranların birlikteymiş gibi hareket etmeleri samimiyetten uzak bir hal iken, bunun kamuoyunu iğfal ettirecek düzey ve ‘profesyonellik'te olması çok ilginç duruyor.
CHP, HDP, İyi Parti ve Saadet'in birlikteliği ile MHP ve AK Parti'nin ittifakı seçmenin kafasını karıştıracak kadar çetrefilli ve karmaşık ittifaklardır aslında; ancak başta belirttiğim gibi kirli siyaset seçmenin de kafasını karıştıracak ve sağlıklı bir çıkarım yapacağını perdeleyecek düzeydedir maalesef.
Bu ittifakların seçim sonrası yol haritası ve yönetim anlayışına da etki ettiğini hesaba kattığımızda, MHP ile AK Parti ittifakının dahi normal bir ittifak şeklinde algılanamaması gerektiğini söylemek zor değil.
Ülkenin devasa sorunlarında görüş farklılıklarını yaşayan partilerin seçim sonrası birbirlerini etkileyecek düzeyde ittifak sağlamaları, etkili olanın işine gelirken etki altında kalanın seçmen iradesine bunun suikast mesabesinde olduğunu ifade etmek lazım.
İktidar partisine çok farklı saiklerle oy verenlerin iradesine sahip çıkıldı mı, diye sormak gerekmez mi? Halk, milliyetçi kadroların yükselmesine ve yönetim anlayışlarının hâkim olmasına olanak sağlayacak bir iradeye mi destek vermişti?! Tabi ki hayır!
AK Parti'yi iktidara taşıyan seçmenin MHP ile yapılan ittifaklar sonucu tamamen kendini MHP endeksli bir yönetim şekli içerisinde bulması AK Parti seçmenini eninde sonunda bir yönelim değişikliğine sürükleyecektir. AK Parti'nin yaptığı ittifaklar sonrasında kullandığı dil dahi kendi seçmeninin iradesine gösterdiği değerin çıtasını ortaya koymaktaydı. Kürt meselesi, af ve andımız gibi konularda iktidarın verdiği veya vereceği tavizleri ayrıca değerlendirmek gerek.
Kamuoyuna ‘birbirlerine yakın' diye algılatılan bu iki parti ittifakını ele aldıktan sonra birçok açıdan birbirlerinden uzak ve sonradan birbirlerini etkileyebilecek düzeydeki diğer CHP, HDP, İyi Parti ve Saadet'i ayrıca ele almaya bilmem gerek var mı?
İttifaklar yapılamaz mı? diye sorulacaksa tabi ki yapılabilir. Asgari veya ekseri müşterekleri olanların ittifakları mümkün, ancak bunun seçim sonrasında seçmen iradesine ters düşecek derecede diğerleşecek kadar tabir yerindeyse asimile olunamayacak düzeyde seviyeli olması gerekir.
Bundan yola çıkarak rahatlıkla diyebiliriz ki; HÜDA PAR bir seçim ittifakı içerisinde yer alacaksa, bu seviyeye dikkat ederek hareket edecek. Bundan kuşku duyulmamalı. HÜDA PAR'ın özellikle bu ilkeli ve etik duruşa çok dikkat ettiği meçhul değil.
Silm ve selam ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.