Mavi Marmara'yı sebep-sonuç ilişkisi üzerinden tahlil etmenin bir kusuru yoktur sanırım. Bunun tek şartı da israil'in lağım suyunda sürüklenmemek olmalı.

Mavi Marmara, iki önemli olayla hafızlarımıza kazındı.

israil'in hunharca katlettiği Müslümanlar ve o günün koşullarında sarfedilen “Meşru otorite” ifrazatı.

Bu günden sonra bu iki unsura bir yenisi daha eklenmiş oldu;

“Mavi Marmara'daki manyak tipler!”

Türkiye'nin bundan sonra izleyeceği dış politika konusunda kendince rota çizmeye çalışan her devrin lağım farelerinden biri, kendince “Kraliçe'nin İslamcılarını” eleştirmek adına Türkiye'nin dış politikada bundan sonra atması gereken adımları sıralıyor. Amerika ile İngiltere ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğinden dem vuruyor, israil karşıtlığının “Manyaklık” düzeyinde bir konformist kafanın ürünü olduğunu güya anlatıyor.

Evvela “Kraliçe'nin İslamcıları” ile kastedilen tabakanın dış politikada çizmeye çalıştığı rota zaten Batı ile uyumlu bir politik anlayıştan kaynaklanan damgalama değil miydi zaten?!

Bu tabaka her şeye rağmen Batı ile uzlaşıyı esas almaktaydı. Batı da Tayyip Erdoğan yerine bu tabakaya önem vermiyor muydu?

Peki, lağım faresi “Kraliçe'nin İslamcıları'na” inat, ABD, İngiliz ve israil'le iyi ilişkiler sağlamak adına tüm İslamcıları aşağılama aşağılığı sergilerken neyin kafasını yaşıyordu ki?!

Tek bir fark vardı, lağım çetesi İngilizlerin yanına israil'i de eklemiş ve “Kafadan israil karşıtlarına” lağım sıçratırken aslında belki de bilmeden literatüre yeni bir kavram kazandırmıştı;

“Şimon'un İslamcıları!”

Ne yani, “Kraliçecileri” tekmeleyeyim derken alternatif olarak “Şimonculuğu mu” dayatmaya çalışıyor?

Tamam, israil karşıtlığının Türkiye'de daima karşıt bir operasyona maruz kalmayı beraberinde getirdiğini çok iyi biliriz. Bundan dolayı devlet erkinin bazı noktalarda geri adım atmasının neye tekabül ettiğini benimsemesek de anlarız!

Ancak bunun “Kafadan manyak” kişiliklerin, “Kafadan israilci” bir edayla utanmadan sıkılmadan başkalarına hakarete dönüştürerek dillendirmelerini nasıl anlayacağız?!

Burada iki noktanın altını çizmekte yarar var;

Birincisi; “Kafadan manyak” tipleme hükümete yakın medya organlarının baş gediklisi durumundadır. Yaptığı hadsizliğin bir faturası olacaksa bu fatura derhal kesilmeli, tezkeresi eline verilerek behemehâl terhis edilmelidir.

İkincisi; şayet ortalığı yaylım ateşine tutmaya devam eden bu tipik “Manyaklar” bundan sonra da el üstünde tutulacaksa, şarjörlerine mermi takviyesi yapılmaya devam edilecekse, o zaman durum farklılaşır demek ki.

Nasıl mı? Demek ki bu manyakların yaktıkları işaret fişekleri içeriye de olumsuz yansımalarını yaşayacağımız “Yeni Türkiye'nin” izleyeceği dış politikanın işaret fişekleridir.

Son bir not;

“Şimoncu silahşörün” yaptığı hakaretler, ne yazık ki çok da tepki oluşturmadı. Sadece hakaretleri üstüne alan “Manyak İslamcılar” tepki gösterdiler. Bu konuda “Manyak olmayan İslamcılar ve medyaları” pek bir tepki ortaya koyamadılar.

Düşünüyorum da, bu “Manyaklığı” CHP, HDP ya da “HAYIR'cı” kanattan birileri yapmış olsaydı, tepkinin dozajı ne olurdu sizce?

Bir not daha;

Bu “Manyak” nereden bu desteği ve cesareti alıyor? Hükümet içerisinde sırtını bir yerlere ya da birilerine dayadığı kesindir.

Bunlar kim ya da kimler???