Sait ŞAHİN
Kahreden tablo.... Hamiyetiniz Nerede?
Son iki yazıda genelde insanlığı özelde de İslam âlemi olarak halimizi yazmıştım.
Aslında bu yazıda da konu ile ilgili olarak işin belki özüne değinecektim.
Ancak Halep, kahredici bir acı olarak gündemimize oturdu.
Suriye uzun zamandır büyük acılar yaşıyor. Suriye'de/Halep'te yaşanan katliamlar, insanlığa dair bütün kutsalları yerle bir etti.
İnanın ne yazacağımı da bilmiyorum... Yazmadığımız ne kaldı ki...
Bilmiyorum, insan hiç bu kadar insanın kurdu olmuş muydu!?
Aslında içim öyle dolu ki; haykırmak istediğim, söylemek ve yazmak istediğim o kadar çok şey var ki...
Ancak akl-ı selimin alıcısının olmadığı, hikmetin kıymetinin bilinmeyip köle pazarında behsa derahime satıldığı...
Ve öfkenin akıllara hükmettiği, fitne kazanının yüz derecede fokur fokur kaynadığı, ulema kıtlığının yaşandığı, mevcutların da çoğunluğunun meş'um tarihin ve geleneklerin mirasını sürdürdüğü ve gözleri kanın bürüdüğü bir zamanda...
Söz anlamını yitiriyor.
Evet, içimde büyük bir öfke var. Çocukların, kadınların ölümlerine, yıkılan Suriye'ye karşı. Yakılan fitne ateşinde kaybettiklerimize karşı. Öfkem çözüm olsa, bütün öfkemi kusacağım.
Nefsim de öfkemi kusmak istiyor. Ama akıldan uzak kör öfke değil mi Suriye'yi bu hale getiren?..
Kahrolası Rusya'ya ve Suriye rejimine ait savaş uçakları Halep'in çocuklarına ölüm kusuyor.
Halep'in çocukları, Rusya'nın ve Esed'in umurunda değil. Batı'nın da umurunda değil.
Peki, Suriye savaşında taraf olan Müslümanlar, (Suriye'de taraf olanlar demiyorum, Suriye'de savaşın tarafı olanlar diyorum, ikisi farklı şey) sizin de umurunuzda değil mi çocukların, kadınların ölümleri.
Sadece ölümler mi!?
Geçenlerde bir TV kanalı Avrupa'ya sığınmış Suriyeli mültecileri gösteriyordu. Paris sokaklarında, yol kenarlarında, trafik ışıklarında ellerinde dövizler, dilenen ve yardım isteyen çocuklu aileler.
Hemen hepsi tesettürlü aileler. Bu manzara bile tek başına Müslümanı kahretmeye yeter. Müslüman annelerimiz, bacılarımız çocukları ile Fransızlardan, İngilizlerden, Almanlardan dileniyor.
Küfre karşı İslam'ın izzeti ayaklar altında.
Avrupa'da kayıp 10 bin Müslüman mülteci çocuk var. Bunların büyük ihtimalle çoğunun İslam ile bağları koparılacak.
Müslüman çocukların öldüğü, İslam'dan/Müslümanlıktan olduğu, Müslüman ailelerin her şeyleri ile beraber küfür diyarlarında izzetlerini kaybettiği bir savaş, İslam ve Müslümanlar için mi!?
Vietnam savaşını, çocukların yaşadığı acıları yansıtan bir fotoğraf bitirmişti. Yani demem o ki, Vietnamlı çocukların bir fotoğrafı, ABD'yi savaşı bitirme kararı almak zorunda bırakmıştı.
Ey Müslüman ülkeler ve gruplar! Müslüman çocukların, kadınların ve ailelerin bunca acı tabloları sizi böyle bir karara ve hamiyete sürüklemiyor mu!?
Yoksa hâlâ “sen haksızsın ben haklıyım” mı?
Keşke Suriye bu hale gelmeseydi de haksız çıkan biz olsaydık.
Görüyorsunuz değil mi; Endülüs'ün son günleri gibi sahipsizliğin bütün mazlumiyetini ve soykırımını yaşayan Arakan ve Filistin ile ilgilenemiyoruz bile. Çünkü Suriye her şeyimizi vurdu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.