Ömer SARUHAN
Kalbinizi Seviyorsanız Allah’ı Zikredin
Kur’an nasıl ki hem dünya ve hem de ahret hayatına seslenip kurtuluş ve saadet için yol gösteriyorsa aynı şekilde insanın maddi ve maneviyatına da birlikte hitap etmektedir. Yani Kur’an ayetleri insanın hem fiziksel gereksinimlerine hem de manevi ihtiyaçlarına hitap ediyor. Bu manada Kur’an şifadır ayetinden yola çıkarak diyebiliriz ki Kur’an ayetleri hem fiziksel rahatsızlıklara hem de ruhsal rahatsızlıklara şifadır.
Öfkelendiğinizde veya üzüldüğünüzde ne yaparsanız? Bir yerleri yumruklar, tekmeler, bir şeyler mi kırarsınız? Ya da bir kenara çekilip hüngür hüngür ağlar mısınız? Hepsinden önemlisi çağımızın en büyük problemi olan stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? Sakinleştirici, antideprasif ilaçlar mı kullanıyorsunuz? Peki çare oluyorlar mı?
Şayet kabul ederseniz benim bu konuda size bir önerim olacak. Hiçbir yan etkisi yok. Tam aksine her yönüyle şifadır.
Kur’an’da şöyle bir ayet vardır: “Dikkat edin! Kalpler Allah’ı anmakla sukunete erer." (1) Bu ayetin ne anlama geldiğini çok merak ediyordum. Hep manevi anlamda bir mana arıyordum. Kalbim bir türlü tatmin olmuyordu. Taki bir gün kalple ilgili bir kitap okuyana kadar...
Bu kitapta kalbin kanı hangi durumlarda nasıl ve ne oranda pompaladığı ve bunun etkileri anlatılıyordu. Bildiğiniz gibi kan insan vücudunun besin kaynağıdır. Bütün uzuvlar kandan beslenirler. Kan oranı bedensel besin kaynağı olduğu için beyin de kandan beslendiği oranda işlevini yerine getirir. Vücudun bütün kontrol sistemi beyin merkezlidir. Beynin ölümü bedenin de ölümü anlamına gelir.
Bedensel ve ruhsal değişimler kalbin çalışma ritmine etki eder. Örneğin; beden fazla enerji harcadığında kalp atışları artar. Aynı şekilde öfke, heyecan gibi durumlarda da kalp atışları hızlanır. Kalp atışlarının hızlanması demek, vücuda kanın fazla pompalanması demektir. Bu durum kısa süreli de olsa bedende bazı değişikliklere sebep olur.
İşte bu ayeti kerime bir anlamda buna işaret ediyor. Yani kalbin sükûnete ermesi doğal ritmine girmesi anlamındadır. Doğal ritmine giren kalp ihtiyaç kadarıyla kan pompalar. Vücut da gerektiği kadar kan alır. Böylece hem bedensel ve hem de ruhsal rahatsızlıkların önü alınmış olur.
Size önereceğim şeyi bizzat denedim ve çok faydasını gördüm. Eminim siz de sabırla uygularsanız faydasını görürsünüz.
İnsan öfkelendiğinde yüzü kıpkırmızı olur. Bunun nedeni kalbin vücuda fazla kan pompalamasındandır. Fazla kan pompalaması vücut ısısını arttırır. Vücut da ihtiyaçtan fazla enerji birikimi olur. Bu enerjinin bir şekilde boşaltılması gerekir. Genellikle de bu dışarıya şiddet şeklinde çıkar. Öfkelenen birinin bir şeyleri yumruklayıp tekmelemesi veya karşısında varsa birine şiddet uygulaması bundan dolayıdır. Biriken fazla enerji bu şekilde dışarı atılır. Akabinde de bir rahatlama olur. Öfkelenen şahsın öfkesini kusması tabiri büyük olasılıkla buradan geliyor. Tam da burada kalbin sükunete ihtiyacı vardır. Kalp sükunete ererse öfke diner. Bunun için öfkelendiğinizde ilk yapmanız gereken Allah’ı zikretmenizdir. Allah’ı ne şekilde istiyorsanız öyle zikredin. Yani onu anın. İster Allah Allah deyin, ister “Lailahe illallah” ister “Sübhanellah” deyin. İsterseniz de Allah’ın diğer isimlerinden birini kullanın. Hangisini istiyorsanız onu yapın.
Öfkeli şahsın Allah’ı anmasıyla birlikte kalp yavaş yavaş sakinleşir. Bu zikir bir kez değil, kalp sakinleşene kadar yapılmalıdır. Böylece öfke diye bir şey kalmaz. “Lailahe illallah” ve “Allah” ismi en etkili olanlarıdır.
Öfkelendiğinizde bağırıp çağıracağınıza, etrafınızı kırıp dökeceğinize, karşınızdakine şiddet uygulayacağınıza, Allah’ı anın ve bununla şifa bulun. Aşırı öfke bedensel ve ruhsal rahatsızlıklara da sebep olur. Kalp ritim bozukluğu başta tansiyon olmak üzere birçok hastalığın da kaynağıdır.
Allah’ı zikretmenin kalbe verdiği sükûnet sadece öfkeli hallerde değil, üzüntü, heyecan ve stres gibi durumlarda da şifadır. Çünkü bu hallerde de kalp ritmi bozulur. Allah’ı zikretmek adet haline getirilirse zaman içinde birçok rahatsızlığa şifa olur. Bu bir ilacı tedavi süresince kullanmak veya tansiyon ilacı gibi bir ilacı ömür boyu kullanmaya benzer.
“Allah’ı andım; ama şifa bulmadım” demeyin. Devam edin. Muhakkak şifa bulacaksınız. Unutmayın ki insanı yaratan Allah’tır. O insanı en iyi şekilde tanır. Neyin ona şifa olacağını pek iyi bilir.
Kalbinizi seviyorsanız, Allah’ı çokça zikredin. Bu sayede hem bedensel hem de ruhsal olarak sağlıklı bir yaşam sürersiniz. Ahiretteki mükafatı ise apayrı bir ödüldür. Orada hiçbir şey Allah adından daha ağır gelmez.
Çağımızın vebası olarak isimlendirilen stresi de Allah’ı çokça zikrederek alt edebilirsiniz. Bugüne kadar stresin ilacı bulunmuş değil. Onun ilacı kalbin sükûnete ermesidir. Kalpler de Allah’ı zikrederek sükunete erer.
(1) Ra’d: 28
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.