Karaman: "Ortak Ahlakımız Yok!"

Karaman: "Ortak Ahlakımız Yok!"

Türkiye'deki Müslümanların ortak bir ahlak anlayışından uzak olduklarını belirten Prof. Dr. Hayrettin Karaman, ahlakın okullarda öğretilemeyeceğini ancak bunun toplumsallaştırılması gerektiğini vurguladı.

BURSA – Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi’nin düzenlediği Müstakil Düşünceler Konferansı’nda konuşan İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, ülke olarak ortak bie ahlak anlayışından mahrum olduğumuzu söyledi.

 

Konferansın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Hasan Çepni, dünya çapında insanlık tarihinin en büyük krizlerinin yaşandığını belirterek “2008 yılı global krizinin miladı olarak kabul edilen Lehmann Brothers’ın batışının temelinde ‘bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’ anlayışı yatıyor. Sadece geçmeyi hedefleyen nasıl geçileceğini detaylandırmayan bu anlayış, sadece ekonomilere zarar vermekle kalmıyor tüm hayatımızı altüst ediyor. Bu anlayış yerine Ahilik’in ‘akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçenler, bizdendir’ düsturunu ilke edinenlerin sayısını artırmak adına buradayız” ifadelerini kullandı.

 

“Ortak ahlakımız yok!”

Bazı örf ve adetlerinde yanlış olabileceğini belirten Karaman, “Dinin ve güzel ahlakın süzgecinden geçirildiğinde çıkarılması gereken örf ve adetler var. Güzel ahlakı ve ona uygun örf ve adetlerimizi okullarda öğretmen öğrenciye kazandıramaz. Bugün Türkiye’de din kültürü ve ahlak bilgisi dersi vardır. Burada dinin kendisi değil kültürü yani dini yaşayan toplumda o dinin bir kültürü oluşur bu derste de o kültürden bahsedeceksiniz. Ahlak bilgisi ise ahlak nedir, nasıl oluşur, izafi midir evrensel midir? konularını işleyeceksiniz deniliyor. Bizim ülke olarak bir ortak ahlakımız yok. Eskiden gayrimüslimin de, dinsizin de,  Müslümanın da çocuğuna verilecek ortak bir ahlak vardı. Bu bakımdan da çok önemli bir handikabın karşısındayız” ifadelerini kullandı.

 

İslam dininin insanlar arasında bir bağ sağlanabilmesi için birlik ve beraberlik olgusunu yücelttiğini belirten Karaman, “Mübarek dinimiz, tek başına olamayan insanın en yakından uzağa doğru diğer insanlarla ilişkisinin her birini mutlu kılacak şekilde var olmasını iki rabıtaya bağlamıştır. Bu bağları iki ayrı kelime ile ifade ediyorum. Bunlar birlik ve beraberliktir. Allah, iyi veya kötü olmayı bizim elimizde kılmış. Allah’ın bizi sorumlu kılacağı bütün davranışlarda iş bizim elimizdedir. Eğer iş bizim elimizde değilse biz ondan sorumlu değiliz. Mesela bir toplumda zalim olabilmesi için mazlumun da olması gerekiyor. Eğer bir zulüm varsa zalim ve mazlum var demektir. Mazlum mağdurdur ve Allah doğru yoldan çıkmayan mazluma mükâfat vaat ediyor. Zalimi de cezalandırıyor” ifadelerini kullandı. (Veysi Siyah - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.