Mahmut OLĞUN
Karanlığa Küfretme Sen De Kalk Bir Mum Yak
Yeryüzü toprağında yüzyıllardır sağa sola savrulan, küresel ve yerli emperyalistlerce orak, çekiç ve örs darbeleri yiye yiye bugünlere gelen mazlum halklar var.
Dört duvar arasında sıkışan, ümmetin yetimlerinin iki yakaları bir araya gelemiyor bir türlü.
Allah’ın şu geniş arzında herkes mutlu ve özne konumunda iken onlar hep nesne olarak görüldü ve görülmekte.
Ve onlar hep fakr-u zaruret içerisinde bir hayat sürdüler ve yaşam mücadelesi içerisinde oldular.
Tarihi seyir içerisinde mezellet ve meskenet çukurlarında olan bu garipler denize düşenin durumu gibi yılana bile sarıldılar.
Bir sahip ve bir kurtarıcı bekleyip durdular hep.
Çünkü dünyada kurtarıcılar vardı ve onları da kurtaracaklardı.
Fakat kurtulmaları gereken bu mazlum ve garip halklar bir türlü kurtarılamıyorlardı.
Çünkü aydınlık ve gelecek vaad eden o iki yüzlü kurtarıcılar, onları oyalama taktikleri ile karanlıklara mahkum etmişlerdi dirilmemek üzere.
Adaletin, İslami ve insani değerlerin rafa kaldırıldığı şu yeryüzü coğrafyasında, şöyle tarafsız, objektif bir bakışla dünya tarihine bakan herkes şunu rahatlıkla görecektir ki;
Mazlum ve mustazaf halkların, despot ve zalim olan idarecilerden, belam kılıklı siyaset yedeği kurtarıcılardan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmemişlerdir.
Onları tarih sahnesinde öteleyerek, ötekileştirerek, sömürerek, asimile ederek egemenlerin ellerinde edilgen birer varlık olarak vücud bulmalarına sebep olmuşlardır.
Ve o sözde kurtarıcılar, hiçbir zaman dost olmadılar, olamayacaklar.
Despotlukları ve iki yüzlülükleri ile milletlerin can damarlarını kurutmaya çalıştılar, fakat geleceğin ilahi adaletinden asla kurtulamadılar ve kurtulamayacaklar.
Bizleri,
Fakirlikten,
Bilgisizlikten,
Geri kalmışlıktan,
Sömürülmekten,
Adaletsizlikten,
Türlü, türlü sıkıntı ve sefaletlerden, kurtarmayı düşünen yerli ve bölgesel kurtarıcıların durumu ise içler acısı.
Evet! Bugün hiç kimse kendisinden ümidini keserek ya da kendisini bir tarafa koyarak başkasının kurtarıcılığını beklemesin!
Ey kurtarıcı bekleyenler!
Dünyada kurtarıcı beklemek acizliktir, karanlığa mahkum olmaktır.
Bugün ise bizler ne kurtarıcı beklemeliyiz ne de kimsenin adamı olmalıyız.
Ama konjonktür mazlumları, ezilmişleri, hakları gasp edilmişleri tarih sahnesine çıkarmaya elverişli ise (dil, din, ahlak ve kültürlerinden taviz vermemek şartıyla) hiç kimseyle işbirliğinden çekinmemeleri tavsiye edilir.
Bayatlaşmış, içi boş dini söylemlerle, halkların kardeşliği gibi ideolojik bagajları bırakıp kendimiz ve mazlum halklar için karanlığa ve zalimlere inat birer mum yakıp seferber olmalıyız.
Belki en iyi kurtuluş; Yezid ve belam kılıklı kurtarıcılardan kurtulup dünyadaki denklemleri akıllıca okuyarak kendi lehimize, mazlum halkların kurtuluşuna vesile olma ve onların faydasına çevirme ferasetidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.