Mehmet GÖKTAŞ
Kardeşlerimden istirham ediyorum!
Geçen hafta ‘O namazları asla kaza etmeyeceksin’ başlığı altında dile getirdiğim olaydan okuyucularım çok duygulandılar. Zaten yazıya geçmeden önce birkaç toplantı ve etkinlikte dile getirdiğimde de gözyaşlarını tutamamışlardı.
O kardeşimize bunca zulmü reva görmelerinin bir tek sebebi, camide gençlerle Kur’an ve Siyret dersi yapmak. Bir de… Bir de cami cemaatinden olan muhterem bir Seydanın kendileriyle birlikte olduğunu itiraf ettirmek, “tanıyorum, o da bizimle beraberdi” dedirtmek için.
-Allah bilir ki camiden başka hiçbir yerden tanımıyorum, sadece camide görüyorum, demesine rağmen günlerce işkence yapmışlar, asla bunun dışında bir şey söyletememişler. Sonunda sözlerini makaslayarak “camiden tanıyorum” bölümünden sadece “tanıyorum” kısmını kullanıp o Seydayı da gözaltına alıyorlar ve bir ara gözaltında birlikte oluyorlar. Seyda işkenceden mahvolmuş durumdaki genci görünce şaşırmış,
-Hayırdır delikanlı, sana niçin böyle yaptılar? deyince, camide yaptıkları derslerden dolayı olduğunu söylemiş, biraz sustuktan sonra,
-Bir de sizden dolayı, demiş. Senin de bizimle beraber olduğunu söyletmek için işkence yaptılar, deyince Seyda gözyaşlarına boğularak ayağa kalkmış ve delikanlıya bağırmış:
-Niçin söylemedin? Söyleseydin ya, evet o da bizdendir, o da bizim örgütümüzdendir deseydin ya, ne olurdu da bunca işkenceyi çektin?
Bunlar sadece bu kardeşimizin kendisinin başından geçenler. Bu arada köyünde ailesine, annesine, babasına, eşine ve kardeşlerine yapılanlar apayrı.
Evet, bu olay o kardeşimizin hayatından sadece kısa bir bölümdü, gözaltı bölümü. Yıllarca süren cezaevi ve hicret bölümü bunun dışında.
Ve benzer olayları, hatta daha beterini yaşayan altı ay, dokuz ay gözaltında işkence gören binlerce kardeşimizin olduğunu belirtmiştim. Abartmaktan Allah’a sığınırım, binlerce kardeşimiz…
En azından on iki yıldan bu yana her gittiğim yerde bizzat kendim dinliyorum. Bir konferanstan, bir etkinlikten sonra bir evde, bir dernekte bir araya geliyoruz ve artık ben onları dinliyorum.
Fakat şu anda düşündüm de, benim gücümü, hafızamı ve kalemimi aşan bir meseleyle karşı karşıyayım.
Allah için kardeşlerden istirham ediyorum; ne olur başınızdan geçen her şeyi, şahid olduğunuz her şeyi kesinlikle, ama kesinlikle yazın, bir yerlere kaydedin, ne olur kaybolmasın!
Eğer yazmaya üşeniyorsanız mutlaka sesli olarak anlatın ve kaydedin, bugün teknolojik imkânlar çok fazla, ne olur ihmal etmeyin, özellikle tevazu gösterip küçümsemeyin, riya ve gösteriş olur zannetmeyin, biz onları yayınlarken zaten isminizi vermeyeceğiz.
Her ne kadar roman ve hikâye olarak bazıları yavaş yavaş yayınlanıyor olsa da bunlar devede kulak mesabesindedir.
Yine kardeşlerden istirham ediyorum, bütün bu kayıtlar sanattan, edebiyattan ve yapımdan anlayan ciddi bir ekibe teslim edilsin ve değerlendirilsin; sonra da insanımıza sunulsun, insanımız tarafından bilinsin. İnsanımızın imanının, ihlâsının ve mücadele azminin artacağına inanıyorum.
Bütün bunlar bilinsin ki, Allah Teâlâ’nın hiçbir şeyi asla zayi etmeyeceğine dair sözünün hak olduğu iyice anlaşılsın.
Bilinsin ki, birileri bugün meydanları doldurmakta olan Peygamber Sevdalılarını gördüklerinde “Bunlar da nereden çıktı yahu?” demesinler.
Bilinsin ki, şu anda dört bir yanı saran bu sevdanın kuru bir saman alevinden ibaret olmadığı anlaşılsın.
Bilinsin ve görülsün ki, karşılığında bir bedel ödenmeyen hiçbir davanın kök salmayacağı iyice anlaşılsın.
Evet, bütün bunlar çok iyi bilinsin ki, bu sevdayı söndürmek için uğraşıp duranlar muhataplarının kim olduğunu iyi anlasınlar, neye üflediklerini iyi bilsinler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.