Kardeşliğin Gerçeği: YARDIMLAŞMA
Allah-u Teala`nın İslam ile gönlümüze serptiği sevgi tohumları bir bir yeşerdi… ve kardeşler olduk.
Yardımlaşma, sadece mal ile değildir elbet.. her alanı kapsayacak kadar geniş bir kavramdır. Hafızalara kazınabilmesi için onu dört başlık altında toplamak mümkün olabilir: “Müslüman, din kardeşine malıyla, diliyle, kalbiyle ve fiilleriyle yardım etmelidir. Allah için kardeşlik, bu dört unsurla olur. Eğer fiili bir yardıma ihtiyacı olursa bedeninizle, sözlü bir haksızlığa uğramışsa dilinizle, paraya ihtiyacı varsa malınızla yardımına koşmanız gerekir. Yardımın en alt derecesi kalp ile yardım olup sıkıntı ve tasasında ona manen destek olmak, sıkıntısının gitmesini temenni etmek şeklinde yapılır.”
(Ebu Talib El-Mekkî)
Yardımlaşma, kardeşliğin gereği olmakla beraber kardeş seçmede de ipuçları veren bir mihenk ve mi’yardır da. “Din kardeşinizden bir ihtiyacınızı görmesini isteyip onu karşılamak için çaba sarf etmediğini gördüğünüzde abdest alın ve onun adını anarak dört tekbir getirin ve kendisini ölmüşler arasında sayın.”
(İbn-i Ebi Şübürme)
Bazıları bu tavsiyeyi yumuşatarak, kardeşinin meşguliyetinden dolayı unutmuş olabileceğini, bu nedenle üç kez tekrar edildikten sonra onu ölmüşlerden saymak gerektiğini söylerler… “yardımlaşma; kardeşin, kardeş üzerindeki haklarından biridir, yapmak lazım” denildi. Ancak her şeyin bir üslubu olduğu gibi, yardımlaşmanın da bir adabı vardır. O da “Bütün işlerini kalben incinmeden yapmaktır. Geçmiş zatlar böyle yaparlardı. Her gün dostlarının kapılarına gider, ev halkına ne halde olduklarını ne yaptıklarını, odunları, unları olup olmadığını sorarlardı. Kardeşlerinin işini kendi işi gibi kabul ederlerdi ve bir iş gördükleri zaman da bunu kendilerine minnet bilirlerdi.”
(İmam Gazali)
Sağlam ve sahih haberlerden, kardeşimize yaptığımız bir iyiliği, hakikatte kendimize yapmış olduğumuzu öğreniyoruz. Zira bir mü’minin sıkıntısını giderenin sıkıntısını, Allah (cc) giderecektir. “Her sesi duyacak kadar işitmesi geniş olan Allah’u Teala’ya yemin ederek söylüyorum ki, başkasının kalbine sevinç salan kimse için Allah o sevinçten bir lütuf yaratır. Adamın kalbine sıkıntı girince, bu lütuf su gibi sızarak adamın kalbine girer ve yabancı deveyi kovar gibi sıkıntıyı kovar çıkarır.”
(Hz. Ali ra)
Öyleyse: “Kalbi kırıkların hatırını sor, onları sevindirir. Bir gün senin de gönlün incinebilir.” (Sadi-i Şirazî)
Doğruhaber Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.