Sezgin ÖZBAY
Karıncalardan Kurtuluş Yolları
Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Karıncalar… Yaz aylarında pek çoğumuzun hoşlanmadığı davetsiz misafirlerdir onlar. Aslında evimizin, çevremizin minik temizlik işçileridirler. Ölüm saçan ortamlarda karın tokluğuna çalışırlar. Yere ufacık bir yiyecek kırıntısı düşse hemen seferber olup onu ortadan kaldırırlar. Bizim çöplerimiz onlara rızık olur; biz şükretmez atarız, onlar alıp şükrederler. Bazen de kırıntıya, çöpe değil direkt nimetin kendisine dadanırlar; bizce o zaman ölümü hak ederler. Ancak onları öldürmek karınca sorununu çözmeye yetmez, aksine bir de cesetleriyle uğraşırsınız. Peki, ne yapmalı? Çözüm aslında iki kelime: ‘İstiğfar’ ve ‘incitmeme’.
Öncelikle bilmeliyiz ki “İyilik de kötülük de Allah’tandır.” (Nisa 78) Ancak Allah’ın yarattığı iyilik ve kötülükten herhangi birini hak etmemiz, kendimizdendir. Zira Nisa suresi 79. ayette, “Sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir...” buyruluyor. O halde evimizi basan karıncaları biz hak etmişiz demektir. Bu sıkıntıya sebep olan günahımızı biliyor da olabiliriz bilmiyor da… Bize düşen ilk iş, tövbe etmek ve Rabbimizden mağfiret dilemektir. Bu çözüme hadis-i şeriften de delilimiz var:
Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.” İbni Mâce, Edeb 57
İstiğfar ediyoruz ama karıncaları öldürmeye devam mı?! İşte şimdi anahtarın dişini kırdık demektir. Zira hem tövbe ediyoruz, hem de Allah’ın minik kullarının canını alarak yine günah işliyoruz. Bizim çözümümüz karıncaları öldürmek ya da evden kaçırmak üzerine değil, bizzat karıncaların bizden sakınmasını sağlamak üzerine…
İstiğfardan sonraki iş; karıncaların yuvalarının önüne onların hoşlanacağı şeyler bırakmak. Böylelikle karıncalar evin her yanına dağılmak yerine, -inşâAllah- yuvalarının önündekilerle yetinecek ve büyük çoğunluğu mutfağa hücum etmekten vazgeçecektir.
Karıncayı öldürmeyen ama kaçıran ilaçlar çözüm olabilir. Ancak eğer başka çıkış yolu bulamazlarsa, bu çalışkan hayvancıklar yuvalarında çeşitli sebeplerden ölürler.
Gelelim bilimsel veya daha başka kanıtı olmayan ancak tecrübe edilmiş asıl çözüme…
“(Süleyman –aleyhisselam- askerleriyle) karınca vadisine geldikleri zaman bir karınca: ‘Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.’ dedi." (Neml, 18)
Ezilme ihtimali olan, bile isteye ezmeyenden sakınır. Allah’ın kullarını incitmekten sakınanın başkalarını incitmemesine de Allah yardım eder. O kul, aklı olmayan bir varlık da olsa Allah ona ilham eder. Karınca üşüşmüş tabağı suya tutmakla pencereden dışarı üfürmek arasında çok bir zaman farkı yoktur. Sadece biraz başınız döner ama sonuçta onlarca hayvanın katili olmaktan kurtulursunuz.
Uzun süre koruyan zehirlerle evinizi ilaçlayabilirsiniz. En fazla bir yıl kurtulursunuz bu sorundan. Ancak istiğfar ederek karıncaları incitmemeye özen gösterirseniz, Allah’ın izniyle artık nereye giderseniz gidin onlar sizi rahatsız etmez, karşınıza çıkmazlar. Çıksalar da özlediğiniz bir misafir gibi buyur eder, Allah’ın verdiği rızıklara onları ortak edersiniz.
İncinmemeyi, incitmemeyi ve incinecekler tarafından sevilip onların dualarını almayı nasip etsin Rabbim cümlemize…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.