Karne notu tek başına başarı kriteri değildir
Yarın yaklaşık 18 milyon öğrencinin alacağı karnelerin nitelik durumuna dikkat çeken İdeal Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Yunus Emiroğlu, karne notlarının başarı tespit etme konusunda önemli olduğu kadar tek başına bir kriter olmadığını söyledi.
2021-2022 eğitim-öğretim yılı yarın sona eriyor. Yaklaşık 18 milyon öğrencinin bir yıl boyunca eğitim performansını numaralandıran karne için sayılı saatler kalırken karne notlarının başta öğrenci olmak üzere ailesi ve yakın çevresi üzerinde oluşan olumlu-olumsuz bakış açıları ile bu yaklaşımların çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini aktaran İDEV Başkan Yardımcısı Yunus Emiroğlu, tatil sürecinin her açıdan verimli değerlendirilmesi hususunda öğrenci ve ailelerine önemli tavsiyelerde bulundu.
Eğitim-öğretim sürecinde süreçte emeği geçen başta öğretmenler olmak üzere tüm eğitimcilere teşekkürlerini ileterek sözlerine başlayan Emiroğlu, yarın karne alacak 18 milyon öğrenciye bundan sonraki süreçlerin kendileri için hayırlara vesile olmasını diledi.
"Öğrenciyi notu üzerinden değerlendirmek makul bir eğitim anlayışına sığmaz"
Karne verildiğinde en çok gündeme gelen hususlardan bir tanesinin ailelerin öğrencilerin durumlarıyla ilgili nasıl bir tavır takınmaları konusu olduğunu söyleyen Emiroğlu, "Karne elbette öğrencinin bilginin ölçülmesi, not verme veya tespit etme açısından önemli ve gereklidir. Ancak karne notu tek başına başarı için bir kriter değildir, olamaz da. Eğitim, sadece bireyin aklına ve beynine hitap eden bir süreç değil, aynı zamanda kalbe de hitap etmektedir. Dolayısıyla olayı sadece bilgi yüklenme olarak görmek ve karne notu üzerinden şahsiyet-kişilik değerlendirmesi yapmak çok isabetli olmadığı gibi öğrenciye gereğinden fazla yüklenmek, bir cezaya veya ödül gibi duruma girmek de çok doğru değildir. Çünkü eğitim-öğretim sezonu boyunca öğrencinin vazifesi o süreçte kendisine lazım olan bilgiyi öğrenmektir." ifadelerini kullandı.
Öğrenciyi notu üzerinden değerlendirmek, ona hakaret etmek, bağırıp çağırmak, cezalandırmak ve bazı şeylerden mahrum etmek kesinlikle doğru değil. Hiçbir şekilde makul bir eğitim anlayışına sığmaz. Aksine çocuğun manevi, şahsiyet, ahlaki ve psikolojik gelişimine çok ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Öğrencinin bazı derslerde başarılı, diğer derslerde başarısız olması gayet tabiidir. Burada yapılması gereken başarısız olduğu derslerle ilgili standardı yakalamaya dönük bir çalışma içerisine girmektir, başarılı olduğu derslerle ilgili daha fazla başarılı temin etmektir." şeklinde konuştu.
İDEV Başkan Yardımcısı Yunus Emiroğlu
"Öğrenciler, tatil sürecinde kendilerini farklı yönlerde geliştirmeli"
Konuyu örneklendiren Emiroğlu, "Mesela, bir öğrencinin fen bilgisi dersi çok başarılı değil ama Türkçe veya matematik dersi çok iyi. Bu öğrencinin iyi olduğu derste daha başarılı olabilmesi için buna daha fazla zaman ayırması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü kişi sevdiği dersi ya da iyi olduğu derste daha fazla kendini geliştirebilir. Genelde çocuğun zayıf dersi hangisi ise oraya yoğunlaşıyor ve gelişmeye müsait olan derslerle ilgili de bir adım atılmadığı için zaman içerisinde maalesef körelebiliyor." dedi.
Tatil denilince akıllara yan gelip yatmak, boş durmak gibi durumlar geldiğini ve bunun da yanlış bir algı olduğunu söyleyen Emiroğlu, "Tatil eğlence veya seyahatten ibaret de değildir. İnancımıza göre bir işten boşalınca hemen başka bir işle meşgul olmak lazım ki İnşirah suresinde 'Boş kaldın mı hemen başka işe koyul ve yalnız Rabbine yönel' diye buyuruyor. Tatil sürecinde başka yönlerden kendimizi geliştirmeniz gerektiğini düşünüyoruz." diye belirtti.
"Eğitim ahlaklı ve erdemli nesiller için olmazsa olmazdır"
Türkiye'de dini ve manevi eğitimle ilgili ciddi bir boşluğun olduğuna vurgu yapan Emiroğlu, özellikle genç nesillerin bu anlamda büyük bir ihtiyaç içerisinde olduğunu ve bu süreci kapatmaya dönük bazı çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Emiroğlu, "Yani bunu temel dini bilgiler, Kur’an-ı Kerim öğrenimi ve başka şeylerle doldurmak gerekir. Öte taraftan yine mesleki gelişimle ilgili bu süreci bir fırsat olarak değerlendirmek lazım. Çünkü hayat sadece okuldan veya teknik bilgilere sahip olmaktan ibaret değildir. Gençlerimizin hem maneviyat olarak kendilerini geliştirmeleri hem de mesleki açıdan herhangi bir alanda daha çok istedikleri veya ihtiyaç duydukları alanlarda kendilerini geliştirmeleri gerektiğine inanıyoruz. Toplumumuzda, bilgi olarak çok donanımlı ama şahsiyet gelişimini tamamlayamamış insanlar var. Yani mesele sadece kuru kuruya bilgi sahibi olmak değildir. İslam'a göre de medeniyet değerlerimize göre de bir insan sadece bedenden müteşekkil değildir. İnsanın kalbinde, aklında, beyninde mutlaka eğitime ihtiyaç vardır. Bu da ahlaklı ve erdemli nesiller için olmazsa olmaz diyebiliriz." dedi.
"Tatil sürecini iyi disipline etmek ve çocukların manevi gelişimini temin edecek adımlar atmak gerek"
Yarın itibariyle başlayacak tatil sürecinin verimli değerlendirilmesi hususuna da değinen Emiroğlu, şunları söyledi:
Bir diğer önemli husus da bu süreçte zamanı iyi kullanmaktır. Yani aşağı yukarı 80-90 günlük bir süreçten bahsediyoruz. Bu 2-3 aylık süreci iyi disipline etmek ve çocuklarımızın manevi gelişimini temin edecek adımlar atmak lazım. Bu konuda ailelere, sivil eğitim kurumlarına, STK’lara ve vakıflara elbette iş düşüyor. Bunu yaparken de zamanı iyi kullanmak ve okumaya daha fazla zaman ayırmak lazım. Özellikle telefon, tablet ve televizyon gibi dijital araçlardan biraz uzaklaşmak gereklidir. Çünkü bu tamamen başıboş, âtıl bir neslin ortaya çıkmasına sebep olur. Buna dikkat edilmesi lazım."
Emiroğlu, "Özetle söyleyeceğimiz şey; eğitim ömür boyu devam eden bir süreçtir, herhangi bir sınır yoktur. Hem tatile bu gözle bakmak hem de bundan sonraki günlerimiz de neler yapabileceğimize dair kendimizi ve neslimizi eğitim-öğretim açısından kaliteli bir sürece tabi tutarak eğitmemiz gerektiğini düşünüyorum. İnşallah hayırlara vesile olur." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
https://youtu.be/IlZ6b98ZpWg
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.