Katliamın dehşet verici görüntüleri
Mısırda darbeci hükümet darbe karşıtlarını bu şekilde katletti.
Mısır güvenlik güçlerinin, darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere gerçek mermi kullanarak yaptığı müdahale sonucu ölü sayısı 130'a yükseldi, yaralı sayısı 4 bin 500'e yaklaştı.
Mısır İçişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, güvenlik güçlerinin, başkent Kahire'nin doğusundaki Rabiatul Adeviyye meydanında gösteri yapan darbe karşıtlarına ateşli silahlarla müdahale etmediğini ileri sürdü.
Mısır resmi haber ajansına (MENA) açıklama yapan yetkili, Rabiatul Adeviyye meydanı yakınında toplanan göstericileri bölgeden uzaklaştırmak isteyen güvenlik güçlerinin, taş ve av tüfekleriyle karşılık verilmesi üzerine göstericilere yalnızca göz yaşartıcı gaz bombasıyla müdahalede bulunduğunu belirtti.
Katliamın yaşandığı saatlerden bu yana ölü sayısI hızlı bir şekilde artıyor. 'Gerçek mermi' kullanmadıkları iddia eden İçişleri bakanı peki bu ölümleri nasıl açıklayacak?
İşte Polis ve ordu silahlarla masum insanları öldürürken
Göstericilere Kurşun , Plastik mermi ve Gaz bombası atılırken
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÇAVUŞOĞLU
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, "Maalesef darbenin çirkin yüzünü, iğrenç yüzünü Mısır'da da açıkça görüyoruz" dedi.
Çavuşoğlu, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere ateş açması sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
"Darbelerden ve çok çekmiş bir ülke ve millet olarak, biz prensip olarak darbeye niye karşı olduğumuzu vurgularken bu endişelerimizi vurguluyorduk aslında" diyen Çavuşoğlu, "Çünkü bir yerde askeri darbe varsa burada insan haklarından, demokrasiden, hukuktan bahsetmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
Darbelerin hukuksuzca insanları katledebildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bu bizim ülkemizde de zamanında oldu, maalesef darbenin çirkin yüzünü iğrenç yüzünü Mısır'da da açıkça görüyoruz. Oradaki askeri darbe sivil insanların üzerine acımasızca ateş açıyor, katliam yapıyor. Maalesef bunu da mübarek ramazan ayında şu mübarek günlerde yapıyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Burada ne yapılabilir, bugün Türkiye'de polis gaz kullanımında aşırıya kaçtı diye onların tabiriyle günlerce yayın yapanlar, manşet yapanlar Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye çalışanlar, Türkiye'ye karşı ilan veren figüranlar, bakıyoruz Mısır'da bir askeri darbe var buna darbe bile diyemiyor. Bu askeri darbe kendi sivil halkı katlediyor, buna da göz yumuyorlar. Her şeyden önce darbelere karşı gerçek demokrasiyi savunabilmemiz için dünya genelinde, gerçek anlamda insan hakkından, demokrasilerden bahsedebilmemiz için bu ikiyüzlülükten ve bu çifte standarttan vazgeçmemiz lazım. Bu tür, darbe, katliamlar konusunda bütün dünyanın tek bir vücut olması lazım. Aksi takdirde birileri eleştirmiş, birileri başka bir şey söylemiş onun çok büyük maalesef ehemmiyeti yok. Ama bugün Mısır'da olanlara darbe bile diyemeyender çok da fazla bir bu anlamda da maalesef bir şey beklememiz söz konusu değil."
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ŞANDIR
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, "Mısır'da Müslüman Müslümanı katletmektedir. Bu, aynen Suriye'deki gibi gittikçe önlenemeyen bir iç savaşa dönüşür endişesindeyiz" dedi.
Şandır, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesi sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
"Büyük Ortadoğu Projesi'nin çirkin, vahşi yüzü Mısır'da bir daha ortaya çıktı" diyen Şandır, "Müslüman Kardeşler'i iktidara taşıyan küresel güçler, tekrar onu görevden alarak Müslümanı Müslümana kırdırmaktalar. Sonuç olarak Mısır'ı yıkmaktalar. Suriye, Irak nasıl yıkıldı, tahrip edildiyse şimdi sıra Mısır'a geldi. Ondan sonra sıra Tunus'a geliyor gibi görünüyor" değerlendirmesinde bulundu.
MHP olarak ilk günden bu yana "Arap Baharı" diye başlatılan sürecin demokratikleşme ve özgürlük getirme amacı taşımadığını, küresel güçlerin, küresel projelerinin uygulanması olduğunu dile getirdiklerini vurgulayan Şandır, şunları söyledi:
"Büyük Ortadoğu Projesi uygulaması olduğunu ilk günden ifade etmiştik. Şimdi Mısır'da yaşanan son olaylar da göstermiştir ki bu Hristiyan Batı'nın, Müslüman dünyasına düşmanlığıdır. Mısır'da Müslüman Müslümanı katletmektedir. Bu, aynen Suriye'deki gibi gittikçe önlenemeyen bir iç savaşa dönüşebilir endişesindeyiz. Bu olaylar üzerinden Türkiye'yi de tehdit ederek, PKK ile uzlaşmaya, bu bölgede bir Kürt devleti kurulmasına da Türkiye'yi de katmaya çalışıyorlar. Yani Suriye'de, Mısır'da, Irak'ta yaşanan bu hadiselerin üzerinden Türkiye tehdit edilmekte. Türkiye, PKK'ya mecbur bırakılmakta, PKK'nın talepleri Türkiye'yi yönetenlerin eliyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Amaç geçen yüz yılın ilk çeyreğinde kuramadıkları Kürt devletini, bu yüz yılın içerisinde kurmaya çalışmaktadır."
Ordunun sivil halka ateş açmasının da kabul edilemez olduğunu bildiren Şandır, "Bu tür olaylarda ordunun devreye girip ateş etmesi, vatandaşının üzerine kurşun yağdırması asla kabul edilemez. Hiç bir şekilde haklı ve meşru gösterilemez" dedi.
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI LOĞOĞLU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, "Mısır ordusunun görevi kendi vatandaşlarına silahla saldırmak ve ölmelerine yol açmak değil, bütün Mısır vatandaşlarının hangi görüşte olursa olsunlar can ve mal güvenliğini sağlamaktır" dedi.
Loğoğlu, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesi sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Ordunun tavrının kesinlikle kabul edilemeceğini vurgulayan Loğoğlu, "Mısır ordusunun görevi kendi vatandaşlarına silahla saldırmak ve ölmelerine yol açmak değil, bütün Mısır vatandaşlarının hangi görüşte olursa olsunlar can ve mal güvenliğini sağlamaktır" dedi.
"Mısır ordusunun, özellikle de yönetime bir darbeyle el koydukları için birinci vazifeleri vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır" değerlendirmesini yapan Loğoğlu, "Bunu yapmıyorlar ise yanlış yapıyor, tek taraflı hareket ediyorlar demektir. Buna mutlaka şu veya bu gerekçeyi göstererek, davranışlarını izah etmeye çalışacaktır ama bir ordunun silah vatandaşlarının canlarına kıymasını izah edecek hiç bir gerekçe olamaz" ifadesini kullandı.
Parti olarak askeri darbelere karşı olduklarını ve kınadıklarını daha önce defalarca açıkladıklarını anımsatan Loğoğlu, Mısır'da orduyu, ülkeyi şiddetten uzak tutacak ve bir çıkış yolu oluşturacak çerçevenin etrafında toplanmaya çağırdıklarını kaydetti.
"İlla Mursi" şeklinde bir tutumun yanlış olduğunu ve bu durumun Mısır'daki kutuplaşmayı artıracağını savunan Loğoğlu, yapılması gerekenin ise Mursi yanlıları, Mursi karşıtları ve Mısır ordusuna itidal çağrısı yapmak olduğunu söyledi.
"BM Başkanlık Bildirisi yayımlamalı"
Başta Batılı ülkeler olmak üzere AB'den ve BM'den Mısır'daki şiddetin durmasına ilişkin bir açıklama yapılması gerektiğinin de altını çizen Loğoğlu, BM Güvenlik Konseyinin toplanması ve bir karar çıkarmasının zayıf bir ihtimal gibi durduğuna dikkati çekti.
Loğoğlu, "Ancak BM'nin bir Başkanlık Bildirisi yayınlayarak Mısır'daki şiddeti hem kınaması, hem şiddetin durdurulması için Mısır ordusuna ve bütün taraflara bir çağrı yapması lazım" diye konuştu.
SALDIRILARIN GÖRGÜ TANIKLARI YAŞANANLARI ANLATTI
Mısır'da Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki olayların görgü tanıkları, saldırıları güvenlik güçleriyle "Baltacı" olarak adlandırılan suç örgütlerinin yaptığını iddia etti.
Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki saldırılarda yaralanan görgü tanıkları, gazetecilere yaşananları anlattı. Meydan'daki gösterilere katılmak üzere Mansura kentinden geldiğini belirten Ahmed Muhammed Ali (25), gece saat 23.00 sularında Meçhul Asker Anıtı ve Rabiatul Adeviyye Meydanı yakınında yer alan Ezher Üniversitesi'nin Davet Fakültesi civarında bulundukları sırada, karşı tarafa konuşlanmış polis tarafından üzerlerine gözyaşartıcı gaz atıldığını, "Baltacı"ların da av tüfekli saldırılarına maruz kaldıklarını söyledi.
Polise ait zırhlı araçların da üzerlerine sürüldüğünü ve bazı kişilerin ezildiğini aktaran Ali, çevredeki yüksek binalarda bulunan keskin nişancıların da eşzamanlı olarak üzerlerine ateş açtığını iddia etti. Ali, "O sırada büyük bir kargaşa ve itiş-kakış yaşandı. Meydandaki gösterilerin bastırılmak istendiğini biliyorduk ve geri adım atmamakta kararlıydık" dedi.
Koluna isabet eden gerçek mermiyle yaralandığını bildiren Ahmed es-Seyyid (22) ise 6 Ekim Köprüsü yakınında bulundukları sırada, polis ve "baltacıların" saldırısısına uğradıklarını ifade etti. Saldırıların "son bulacağı umuduyla" biraz geri çekildiklerini ancak saldırının azalmadığını ifade eden Seyyid, "Üzerimize gerçek kurşun yağmaya başladı ve göstericilere ait park halindeki araçlar ateşe verildi" diye konuştu.
Bedri Şakir (43) de 6 Ekim Köprüsü yakınında bulundukları sırada, sivil giyimli kişiler tarafından üzerlerine av tüfekleriyle ateş açıldığını, hemen ardından polisin yoğun şekilde göz yaşartıcı gazlarla müdahalesinin gerçekleştirğini anlattı. Polisin gazla müdahalesinin saat 03.00'a kadar devam ettiğini belirten Şakir, "Ezher ve çevre binaların çatılarından keskin nişancılar tarafından gerçek mermiler de atıldı" şeklinde konuştu.
Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndaki sahra hastanesi yetkilileri, Mısır güvenlik güçlerinin darbe karşıtı göstericilere müdahalesinde ölü sayısının 120'ye, yaralı sayısının ise 4 bin 500'e yükseldiğini bildirmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.