Özkan YAMAN
Kendi Kendine Konuşma, Öfke Kontrolü ve Sabır
Kocasının kendisini olur olmaz, psikolojik hastalıkla itham ettiğini belirten hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“5 yıldır evliyiz, iki çocuğumuz var. Babam hayatta değil. Annemde, şeker, yüksek tansiyon, bel fıtığı, kireçlenme gibi birçok hastalık var ve ben bakıyorum, bir çocuğum down sendromlu, onunla da ilgileniyorum. Eşimin maddi durumu da çok iyi değil ve sürekli borç ödüyor. Halimize şükrediyoruz. Ben de bazen kendimi kötü hissediyorum, çok şiddetli ağrılarım oluyor, gergin oluyorum ve çocuklara filan bağırıyorum, bazen de kendi kendime kızarak sesli konuşuyorum. Kocam da bana yardımcı olmak yerine ben bu haldeyken, bana senin kafanda problem var, sen de delilik var, normal değilsin diyor. Senin psikolojin bozuk diyor. Kavgamız büyüyor, bu sefer de hem annem hem çocuklar çok olumsuz etkileniyorlar. Bana öyle hakaret ettiği için de kocamı evde görmek istemiyorum, bu halim bir hafta sonra geçiyor ama sanki hep aynı şeyleri yaşıyormuşuz gibi geliyor. Psikolojim gerçekten mi bozuk acaba diye de vesveseye kapılıyorum. Ne yaparım bilmiyorum.”
Birkaç büyük imtihanla sınanmakta olan okuyucumuzun öncellikle Allah yardımcısı olsun diyoruz. Tabi şükrettiğini belirtiyor ki, elbette her zaman daha zor durumda olanları düşünmek, ilahi yardımı celbeder ve sabrı kolaylaştırır.
Allah-ü Teala insana hayatla beraber, çok şey veriyor da bunlardan en başta zikredilmesi gerekenler şunlar olsa gerek: Birincisi rızıktır. Bu, sadece insana değil diğer canlılara da hayatla birlikte mutlaka lütfediliyor. İkincisi aşkın bir güce inanmak, ihtiyaç ve sıkıntılarını O'na arz etmek, O'ndan beklenti içinde olmak, O'na dua edip yalvarmaktır. Bu da her canlıya kendi lisanına göre veriliyor. Üçüncüsü şeytan gibi bir düşman ve mücadele edeceği bir takım zorluklar, musibetler ve imtihanlar.
Tabi bunları sayarken araçlarıyla birlikte düşünmek gerek. Yani rızkı garanti ettiğine göre, o rızkı yiyebilmesi için diş, dil, mideden tutun, o rızkın toprak, hava, su güneş gibi sayısız vasıtayı da vermiş oluyor. İnanma ve duayı verdiğine göre o dua için kendini vahiyle tanıtıyor, insana acizlik ve muhtaçlık hissi veriyor. Ve imtihanı verdiğine göre sabrı, dayanma gücünü ve tecrübeyi de vermiş oluyor. Yine imtihanı Hak'tan bilip sabrının karşılığını O'ndan isteyene de dünya ve ahirette nice mükafatlar veriyor.
Burada okuyucumuzun, samimi ve içten dualarla halini Allah'a arz ettiğinde kendisine dünya ve ahirette bir takım özel ihsanların bahşedileceğini biliyor olması gerek. Ve birkaç hususa sabreden birinin artık başka konularda da daha güçlü, daha tahammüllü olacağını da..
Strese bağlı olarak gelişen ve kişinin farkında olduğu kendi kendine sesli olarak konuşma, psikolojik bir rahatsızlık filan değildir. Aksine bunun bir rahatlama olduğunu söyleyen uzmanlar da vardır. Bu konuda internette kendinizin veya kocanızın az bir araştırma yapması yeterlidir. Hatta siz bunun bir rahatsızlık olmadığını bulduğunuz sonuçları kocanıza okuyarak söyleyebilirsiniz ve böylece geri adım atmış olur.
Yalnız yorgunluk veya başka sebeplere dayalı öfkenizi kontrol etmeniz şart. Bunun için de uyku ve beslenme düzeni, günlük dışarda biraz gezinti ve dinlendirici meşguliyetlerin yanı sıra Peygamber Efendimiz(sav)'in tavsiyelerini uygulayabilirsiniz. Sık sık abdest alır, ardından iki rekat namaz kılarsınız. Euzu Besmele, Salavat, Hasbünallahü ve nimel vekil, ve La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim gibi birkaç virdi çekersiniz.
Kocanızla tartışmanız da normal, yalnız bunu olabildiğince kısa süreli ve kendinizi bir sınırda tutmaya zorlayarak, yine o an söylenenleri süratle unutup bu çekişmeleri azaltmaya kendinizi şartlandırmanız gerekir.
Yaşadığınız olumsuzluklardan az bir süre sonra, eşinize mesela güleryüzle bakmanız veya onunla normal konuşmanız da onu mahcup edecek ve o da size karşı yaptığı yanlışlarını azaltacaktır.
Dua bekleriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.