Kerbela, Yezitlerin Hüseyinleri susuz bıraktığı yerdir
Peygamber Sevdalıları Platformuna üye derneklerden Best-Der, Hz. Hüseynin şahadetinin yıldönümü münasebetiyle program düzenledi.
BİTLİS-Peygamber Sevdalıları Platformuna üye derneklerden Best-Der, Hz. Hüseynin şahadetinin yıldönümü münasebetiyle dernek binasında bir program düzenledi.
Kerbela, hüseynin davasını yüklemek ve yaşamaktır.
Program Emrullah Uysal'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Yüzlerce kişinin katıldığı Programda günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan derneğin eğitim komisyonu başkanı Ertan Ay, Kerbela'nın Hz. Hüseyn'in davasını anlamak olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bizler Hz. Hüseynin bile bile neden Kerbela'ya gittiğini anlamamız gerekir.
Kerbela sadece Aşure gününde aşure yemeği yapmak değil, o günde Yezitlere lanet okuyarak ağlamak değildir. Eğer hayatlarımız Hüseyinlerin hayatlarına değil de Yezitlerin hayatlarına benziyorsa, konuştuğumuz zaman hayatlarımızı Hüseynin öğretilerine göre tanzim etmiyorsak, sabahlara kadar ağlayıp sızlasak ne anlamı nede faydası olacaktır bize. Mesele ceddi Resulüllah Hüseyn'in yüklemiş olduğu davayı ve misyonu yüklemek yaşamaktır."
Hüseynin şahadeti ümmetin dirilişidir
Hazreti Hüseyn'in şahadetinin ümmetin yeniden dirilişi olduğuna vurgu yapan Ay, " Hz. Hüseyin şehit edileceğini bildiği halde Kerbela'ya gitti. Burada ceddi Resulüllah gibi, zulme boyun eğmeden ümmetin yeniden kendisine dönmesi ve dirilmesi için mücadele etti. Bu mücadeleyi şahadetle taçlandırdı.
Çünkü Hz. Hüseynin mücadelesinin temelinde 'Yok olmadan var olamazsın, arkaya bakarsan menzile varamazsın' şiarı vardı. Bu şiarı risalettin ve nübüvvettin mektebinde yetişen Hz. Hüseyin çok iyi biliyordu. Yaşatmak için kendisini feda etmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Eğer Habil kardeşi kabil karşısında kendisini feda etmeseydi insanlığın iyilik damarı kuruyacaktı. Eğer Habil kılıcını eline alıp kabili vursaydı o'nun kabilden farkı kalmayacak ve bugün farklı bir şekilde anlatılmış olacaktı.
Ama Habil, kardeşine "Sen beni öldürsen de ben sana bir şey yapmayacağım" dedi. İnsanlığın kurtuluşu için kendini feda etti. Kendinden sonra gelenleri var etmek için yok etti kendisini. İşte Hz. Hüseyin de o cehaletin torağına kanını akıtarak ceddi Muhammed'in dinini ve davasını yeniden diriltmek için bu adımı atmıştı" diye konuştu.
Hüseyn'in mücadelesi izzeti, Yezit ise zilleti temsil ediyor
Yezid'in, dünya menfaati, dünya sevdası ve ırkçılık için Hz Peygambere ihanet ettiğinin altını çizen Ay, "Yezit Hz. Hüseynin ne kadar izzetli, onurlu ve şerefli olduğunu biliyordu. Hz. Hüseynin cennet gençlerinin efendisi olduğunu biliyordu. Ama Yezit, kendi ırkının üstün olduğunu belirterek ırkçılık yaptı. Dünyanın menfaati, makamı ve mevkisi onu tıpkı şeytan gibi kudurttu. Sonun da bu ırkçılık onun elinde dinini, şerefini ve izzetini aldı.
Fakat Hüseyin ve taraftarının izzet ve şerefini artırdı. O gün tarafsız kalanlar gönlü Hz. Hüseyin'de kılıcı yezitten yana olanlar, hüseynin kanı akınca dirildiler. Dün Yezitlere karşı, Hüseyinler dirilerek canlarını feda ettiği gibi, bugün de çağın Yezitlerine karşı direnen Hüseyinler bu davayı yükleyerek canlarını feda etmişlerdir.
Kerbela, Hüseyinlerin Yezitlere karşı direnişidir
O gün nasıl gönlü Hüseyin de kılıcı Yezit'ten yana olan Müslümanlar hüseynin kanıyla dirildiyse bu gün de dirilecektir. Bu bağlamda Kerbela'yı sadece tarihi bir olgu değil, ümmetin zulme karşı dirilişidir. Bir yanda Kerbela ikinci bir hicrettir. Ceddi Muhammed'in kurduğu İslam devletinin bekasını sağlamak için canıyla, malıyla ve evladıyla hicret etmektir." şeklinde konuştu.
Program Erdal Tunçtan Hoca'nın yaptığı duanın ardında aşure ikramı ile sona erdi.(Şükrü Tontaş-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.