KGB Ajanlarından Nur Talebelerine Baskın
Olayları anlatan Rusya Nur talebeleri, herkesten dua beklerken meteor düşmesine de dikkat çektiler
Rusya'da Nur talebelerine yönelik baskın ve yıldırma politikası devam ediyor. Şimdiye kadar ispatlanamamış olan “şiddet” gerekçesine dayanan kararlar insan hak ve özgürlüklerine büyük darbe vuruyor.
Risale-i Nur’dan bazı kitapların yasaklanma kararından sonra 25 eve sabahın erken saatlerinde baskın yapıldı. KGB ajanları ve polislerin silahla yaptıkları baskınlarda bir çok kişi gözaltına alındı.
Olayları anlatan Rusya Nur talebeleri, herkesten dua beklerken meteor düşmesine de dikkat çektiler.
İşte Rusya Nur talebelerinin mektubu:
MÜSBET HAREKETTEN ASLA TAVİZ YOK
Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur hizmetindeki çilekeş serüveninde ve kendini vakfettiği iman davasının cadde-i kübrasında müsbet hareketten asla taviz vermeyerek yürümüş, bunun yanında hücumatın şiddetlenmesi ve Risale-i Nur’a ilişilmesine mukabil zaman zaman arzi ve semavi musibetlerin geleceğine dair Risale-i Nur Külliyatı’nın birçok yerinde bu duruma işaret ederek ikazlarda bulunmuştur:
“Sabri’nin tabiri ve istihracıyla, Sûre-i Ve’l-Asr işaretine muvafık olarak Risale-i Nur, Anadolu’yu Cebel-i Cûdîde sefine gibi ve Isparta ve Kastamonu’yu âfât-ı semaviye ve arziyeden muhafazalarına bir vesile olduğunu ve Risale-i Nur’a ilişmesinler, yoksa yakında bekleyen âfetler geleceklerini bilsinler, akıllarını başlarına alsınlar. (On Üçüncü Şuâ)
“Risale-i Nur’un kerametlerindendir ki, Üstadımız Hazretleri “Ey mülhidler ve ey zındıklar! Risale-i Nur’a ilişmeyiniz, Risale-i Nur, âfâtın def’ine sadaka gibi vesile olmasından, ona karşı olan hücum ve onun tatili, âfâta karşı olan müdafaasını zaifleştirir. Eğer ilişirseniz, yakından bekleyen belâlar sel gibi üstünüze yağacaktır” diye, on senedir kerratla söylüyordu. Bu hususta şahit olduğumuz felâketler pek çoktur. Dört seneden beri Risale-i Nur’a ve şakirtlerine her ne vakit ilişilmişse, bir felâket, bir musibet takip etmiş ve Risale-i Nur’un ehemmiyetini ve âfâtın def’ine vesile olduğunu göstermiştir. İşte Üstadımız Bediüzzaman’ın Risale-i Nur ile haber verdiği yüzler hâdisat içinde felâketler zelzele eliyle doğruluğunu imza ederek gelen dört felâket, Risale-i Nur’un bir vesile-i def-i belâ olduğunu gösterdi. (On Üçüncü Şuâ)
“Evet, Risale-i Nur’a ilişenler tokatlar yerler; yüzer vukuat şahittir. Fakat Risale-i Nur, tokatlarda istimal edilmez ve niyet ve kasıtla tokatlar gelmez. (Kastamonu Lahikası)
Hem ne vakit Risale-i Nur’a ilişilmişse, bir nevi umumî korku başlamış görüyoruz. Demek bu vatanın belâlardan muhafazası için Risale-i Nur bir kat’î vesiledir. (Emirdağ Lahikası 1)
Hem biz müşahedatımızla kat’î bir kanaatteyiz ki, Risale-i Nur’a ilhad ve zındıka namına ilişildiği zaman, umumî bir musibet geliyor. Taarruzun aynı vaktinde dört defa büyük zelzelenin vukuu ve çok hâdisâtın aynı vakitte zuhuru, bu kanaatimizi tasdik etmiş. (Emirdağ Lahikası 2)
SABAHIN ERKEN SAATİNE YAPILAN BASKIN
Son zamanlarda Rusya genelinde Nur talebelerine ve Risale-i Nur’a şiddetli bir tarzda ilişmeler neticesinde, Rusya’da Üstadımızın tespitlerini teyid eder hadiseler vukua gelmektedir. Şöyle ki;
14 şubat 2013’te sabah saat 6-7 sularında emniyet güçleri ve Rusya istihbaratı FSB (KGB) Rusya’nın Naberejnıye Çelnı şehrinde, resmi kayıtlara göre bayan ve erkek dersaneleri ve şahsi evleri kapsayan 23 adreste baskın gerçekleştirdi. Bu baskınlar sonucunda hac organizasyonu için biriktirilmiş 1 milyon rubleye ve 1000’den fazla Tatarca, Rusça, Türkçe Risale-i Nurlara, bilgisayar, elektronik cihazlar, ses ve görüntü kayıtlarına el konuldu. Laura Hapinova isimli hanım kardeşimiz sabah 6.30 da çelik kuvvetler eşliğinde kendi evinde arama yapılıp İslamiyete ait her türlü dökümana ve pasaportuna el konulduğunu ifade etmiştir. Ayrıca aynı evdeki Zerima Rabedanova isimli diğer kardeşimizle karakola götürülmüştür. Akşam 6’ya kadar 12 saat süreyle durmadan sorguya çekilip daha sonra serbest bırakılmışlardır. Toplamda 25’den fazla genç yaşlı hanım kardeşimize de aynı muamelede bulunulmuştur. 54 yaşındaki Nakiya Şerifulina ablamız ve tanınmış İslam hocası 26 yaşındaki İlnur Hafızov kardeşimiz sabaha kadar tutuklu bekletilip ertesi sabah mahkemeye çıkarılarak haklarında dava açılmıştır. İlnur tutuklanmış, Nakiya Şerifulina ise hastalığından dolayı evinde gözetime alınmıştır. Bütün Rusya’daki hizmetlerin yasaklamanmasında sebep gösterilen anayasının 282.maddesinin 2.kısmının 1.bölümünden(radikal örgüt kurmak suçu) hareketle tutuklanmışlardır. Son zamanlarda yasak kitapların, tercüme edilmiş broşürlerin sayısı esassız kararlarla aşırıcılık gerekçesiyle her geçen gün artmaktadır. Ayrıca Kaliningrad, Krasnoyarsk, Novosibirsk, Mahaçkala şehirleri başta olmak üzere birçok şehirde ciddi suçlamaların yapıldığı davalar açılmıştır.
SEMAVİ TAŞLARIN YAĞMASI
Bunların yanı sıra birkaç ay evvel çok ibretlik bir olay yaşanmıştır. Bu süreçte Çelyabinsk şehrinde de aynı şekilde baskınlar yapılmış ve Munira adlı genç hanım kardeşimiz polislerin kışkırtmasıyla belli kimseler tarafından taşlı saldırıya maruz kalmış, canını zor kurtarmıştır. Hizmet arkadaşlarına bu hadiseyi naklederken “Yok mu sahabet edecek kimse?” şeklinde ızdırabını dile getirmiştir. Ehl-i hizmet harekete geçerek gerekenleri yapmaya çalışsalar da istenen netice alınamamıştır. Tevafuğa bakın ki Cenab-ı Hakk ıztırar derecesine gelen duaya 15 şubatta aynı şehrin başına semavi taşlar yağdırmak suretiyle cevap vermiştir. Bunun üzerine okullar ve üniversiteler tatil edilmiştir. Ayrıca halkın çok büyük bir endişeye kapıldığı ve halen korkularının devam ettiği ifade edilmiştir. Yine bu tevafuğu takviye eden Rusya’da yıllar evvel yaşanmış benzer bir hadiseyi üstadımız şöyle tevil etmiştir:
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bütün tarih-i beşeriyede, katiyen misli görülmemiş ve kavm-i Lut un başına yağan semavi taşlardan daha müthiş taşlar, dinsizlik hesabına milyonlarla ehl-i imanı ve masumları edyan-ı semaviye ve kavanin-i İlahiye haricine dehşetli vasıtalarla sevk eden bir memleketi semavi taşlarla tokatlamasının bir mukaddemesi olarak, resmi gazetelerin kat i haber verdikleri bir hadise-i semaviyeyi, adetime muhalif olarak bir Nur şakirdi bana haber verdi. Dedim: Yirmi beş sene gazetelerin havadislerini merak etmedim. Fakat bu taşlar, Risale-i Nur'un dinsizlere manevi tokatlarını temsil ettiği cihette ve beş-altı sene evvel ondan haber verdiği için o şakirde dedim: "Git, yalnız o hadiseyi tamamıyla oku, tahkik et." O tahkik etti, geldi. Diyor ki: "Bu baharda, Rusya’nın Vladivostok Ormanlarına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, yirmi beş metre uzunluğunda ve on metre boyundadır. Düştüğünde etrafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar husule getirmiş. Tetkik edilen parçalarında demir, çelik ve başka maddeler, karışık olarak mizansız bulunmaktadır." (Emirdağ Lahikası 1)
Kur'an'a ait en cüz'î, en küçük bir nüktenin de kıymeti büyük olduğundan, İşârât-ı Kur'aniyenin bu zamanımıza temas eden küçük bir şuası, bugün, Sûre-i ve'l-Asrî nükte-i i'câziyesi münasebetiyle, Sûre-i Fil'den, mana-yı işârî tabakasından, tevafuk düsturuna istinaden bir nüktesini beyan etmem ihtar edildi. Şöyle ki:
Sûre-i meşhur ve tarihî bir hâdise-i cüz'iyeyi beyânla küllî ve her asırda efradı bulunan o gibi ve ona benzeyen hâdiseleri ihtar ve tabakat-ı işariyeden her tabakaya göre bir manayı ifade etmek, umum asırlarda, umum nev-i beşerle konuşan Kur'an-ı Mucizü'l-Beyânın belağatının muktezası olmasından, bu kudsi sûre, bu asrımıza da bakıyor, ders veriyor. Fenaları tokatlıyor. Mânâyı işârî tabakasında bu asrın en büyük hâdisesini haber vermekle beraber, dünyayı her cihetle dine tercih etmek ve dalâlette gitmenin cezası olarak, cifir ve hesab-ı ebcedle, üç cümlesi, aynı hadisenin zamanına tetabuk edip işaret ediyor. (Kastamonu Lahikası)
HÜCUMLARA RAĞMEN HİZMETLER DEVAM EDİYOR
Biz de bu beyanların rehberliğinde, böyle bir musibetin Fil suresinin mana-yı işarisine alamet olan en küçük bir nüktesi olarak büyük kıymet taşımasından ve tevafuk cihetinden hizmetimizle çok kuvvetli münasebeti olmasından dolayı bu yazıyı kaleme aldık. Bahsi geçen hücumlara rağmen hizmetler istikamet, metanet ve büyük bir gayretle devam etmektedir. Son olarak Üstadımızın mevzumuza bakan şu satırlarıyla bitiriyor ve çok muhtaç olduğumuz dualarınızı bekliyoruz.
Kardeşlerim, bu geniş hücum, Risale-i Nur’un fütuhatına karşıdır. Fakat anladılar ki, Nurlara iliştikçe daha ziyade parlar, ders dairesi genişlenip ehemmiyet kesbeder ve mağlûp olmaz… Biz madem inâyet altındayız; elbette kemâl-i sabır içinde şükretmeliyiz. (On Üçüncü Şuâ)
Risalehaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.