M. Şerif DURMAZ
KHK’lar ve mağduriyetler
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, kanun hükmünde kararnameler, güvenlik soruşturmaları ve mülakatlar sebebiyle mağdur olan birçok vatandaşımız var.
Son dönemlerde, mağdur olan vatandaşlar seslerini yetkililere duyurma çabasındalar.
İstekleri, mağduriyetlerin giderilmesi, haksızlıkların sona ermesi ve böylece adaletin yerini bulması.
Öncelikle şunu ifade edelim: Adalet için herkesin ve herkesimin bir çaba ve gayret içerisinde olması gerekmektedir.
Adaletin yerini bulmasının mağdurlar tarafından istenmesi çok doğal ve yerinde bir istektir.
Bu isteğin karşılık bulması için neden şu ana kadar ciddi bir adım atılmamıştır?
Hatırlarsınız; FETÖ ile mücadele edilirken Sayın Erdoğan’ın dile getirdiği bir söylem vardı: “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet.”
Evet, bu çok doğruydu. FETÖ’nün tavanı yani yönetici kısmı ihanet içindeydi. Bunlar darbeye karışan, darbeyi sevk ve idare eden kesimdi. Bunlarla sonuna kadar mücadele yapılması gerekirdi.
FETÖ’ye, menfaati için bağlı olan “ticaret” kısmı da vardı. Bunlar da zaten her dönem gücün ve iktidarın yanında bulunan menfaatçi bir kesimdi.
Bir de en alt kısım vardı. FETÖ’yü o dönemlerde İslami bir cemaat bildikleri için yanlarında bulunan bir kesim. Bu kesim FETÖ’nün istismarına maruz kalan bir kesimdir.
Şimdi soruyorum: Bu üç kesimden en fazla hangileri mağdur oldu?
“İhanet” denilen kesim, yaşanılacakları öngördüğü için evvelden tedbirler alıp yurt dışına kaçtı. Şimdi çoğu yurt dışında.
“Ticaret” denilen kesim, bir yolunu bulup tanıdıkları vesilesiyle haklarında işlem yapılmış olmasına rağmen serbest bırakıldı. Şu anda serbestler.
Peki, ibadet denilen tabana ne oldu?
En fazla mağduriyet yaşayanlar, KHK’larla ihraç edilenler ve şu anda cezaevinde bulunanların geneli kimler?
Çoğunluğu ibadet tabakasından kişilerdir.
Bu ciddi bir sıkıntı oluşturmakta ve aynı zamanda adaletsizliği ortaya çıkarmaktadır.
Bu adaletsizliğin bir son bulması ve yeni mağduriyetlere engel olunması için artık bir adım atmanın zamanı gelmemiş midir?
Bu ayırımın yapılmasının çok zor olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun için adaletin merkeze alınması gerekir. Adaletin merkeze alındığı bir sistemde zulüm ve haksızlık sona erer.
O halde, bugün yeni mağduriyetlerin yaşanmaması ve mevcut mağduriyetlerin giderilmesi için sistemin adalet merkezli olması gerekmektedir.
Adalet herkese lazımdır ve hiçbir şeye feda edilemeyecek kadar kutsaldır. Zira adaletli davranmayı ve bir hüküm verilirken adil olmayı Cenabı Allah emretmektedir.
Gelin hep birlikte Allah’ın emrini yerine getirelim.
‘Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ ilahi buyruğunu şiar edinelim.
Haksızlık, hukuksuzluk, zulüm ve mağduriyetleri adalet merkezli sistemimizde sona erdirelim.
Vallahi bu bizim dünya ve ahiretimiz için daha faydalı olacaktır.
Henüz geç değildir, hala adımlar atılabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.