"Kızlı erkekli öğrenci evleri karma eğitimin bir sonucudur"
Dershane tartışmalarının gölgesinde kalan kızlı erkekli öğrenci evleri ile ilgili tartışmaların yankıları da devam ediyor. İlahiyatçılar ve STK yöneticileri kızlı erkekli yurt ya da evlerin karma eğitimin bir sonucu olduğuna dikkat çekti.
VAN - Kızlı erkekli öğrenci yurtları-evleri ile ilgili çalışmaların dershane tartışmalarına kurban edilmemesi gerektiğini ifade eden, İlahiyatçı ve STK yöneticileri, öğrenci evleri ile ilgili çalışmaların devam etmesi gerektiğini belirterek, bunun en büyük sebebi olan karma eğitimin de tartışılmasını istedi.
"Kızlı-erkekli öğrenci evleri ile ilgili söylemler havada kalmamalı"
Kızlı erkekli öğrenci yurtları ve öğrenci evleri ile ilgili Başbakan'ın tavrının doğru olduğunu savunan İkra Eğitim, Sağlık Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İkra-Der) Başkanı Necip İlbay, konu ile ilgili çalışmaların dershane tartışmalarının gölgesinde kaldığını ifade ederek, "Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen karma öğrenci evleri ve öğrenci yurtlarıyla ilgili söylemler yerindedir. Onun için bu söylemlerin eyleme dönüşmesi ve konu ile ilgili çalışmanın mutlaka devam etmesi gerekiyor. Çünkü ahlak seviyesinin düşmesi aslında İslami camiaların de gündemindedir. Her dernek her cemaat ve tarikat aslında sohbetlerinde seminerlerinde bu konuyu işlemektedir. Öte tarafta Türkiye medyası adeta sinemalarıyla dizileriyle magazin adını verdikleri ahlaksız programlarla insanları ahlaksızlığa ısrarla teşvik ediyor. Bu açıdan hükümetin bu girişimini destekliyor ve devamını tam bir kararlılıkla bekliyoruz." dedi.
"Karma öğrenci evleri karma eğitimin bir sonucudur"
Bu konuda yapılması gerekenleri daha önce de basına deklare ettiklerini dile getiren Başkan İlbay, "Öncelikle karma eğitimden biran evvel vazgeçilmesi ve öğrencilere tercih hakkı verilmesi gerekiyor. Evet, Başbakan'ın bu çıkışına muhalefet, insanların yaşam tarzına müdahale ediliyor diye itiraz ediyor. Peki, o zaman dininin gereklerini yerine getirmek isteyen ve bunun için erkelerle beraber okumak istemeyen bir bayan veya bayanlarla okumak istemeyen erkek öğrencilerin yaşam tarzına niye müdahale edilip karma okutuluyor?" diye sordu.
Daha önceleri İslam'a düşmanlığıyla bilinen bazı derneklerin üniversitede kızlı-erkekli kalınması şartıyla öğrencilere burs verdiğini belirten İlbay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet, bu günlerde bile her türlü ahlaksızlık ve kötü işlere teşvik serbest olduğu halde dindar bir nesil imar etmek isteyen duyarlı Müslümanlar potansiyel suçlu gibi kabul edilmekte ve attıkları her adım takip edilmektedir. İslami derneklere giden gençlerin evlerine polisin gidip gittiği yerleri kötülemesi muhbirlik teklifinde bulunması da hükümetin ayrıca bir ayıbıdır. Bunu da biran evvel düzeltmesi gerekiyor. Köpekleri açık taşları bağlı bir memleket istemiyoruz."
"Öğrenci evleri tartışmalarında sonuca ulaşılması önemlidir"
Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Vecihi Sönmez ise, kadın ve erkeklerin fıtrat itibarıyla farklı yaratıldığına dikkat çekerek, "Bayanın konumu yeri bellidir. Erkeğin yeri konumu bellidir. Hatta İslam çalışma ortamını bile düzenliyor ve kadının kadınlara hizmet etmesi gerektiğini belirtiyor. Kaldı ki kız ve erkekli ortamlarda nikâhsız kalınması kesinlikle uygun değildir. Haramdır. Bu konunun gündeme getirilmesi kadar burada bir sonuca ulaşılması da önemlidir." dedi.
"Öğrenci evleri dershane tartışmalarına kurban edilmesin"
Bir milletin ayakta durması için ahlaki zafiyete uğramaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Vecihi Sönmez, zamanında tedbir almayan Avrupa toplumlarının bugün artık gençlerini buhranlardan alıkoyamadığını ifade ederek, "Bugün Avrupa toplumu eğer gerçekten kendi kendine yetmiyorsa, gençliğin buhranlarıyla mücadele yöntemlerini başlattılarsa, bu zamanında gençlerine sahip çıkamamalarından kaynaklanıyor. Türkiye bu anlamda bu gün münkeratlarla yani fuhuşla, eroinle ve ahlaksızlıkla mücadele edilmezse yarın bunun için çok geç olabilir. Bu nedenle Başbakan'ın söylemleri yerindedir. Bunun dershane tartışmalarına kurban edilmemesi gerekir. Kimileri bunu özel hayatla ilişkilendirse de bunun özel hayatta hiçbir alakası yoktur. Bu tür yerlerin devamı ile aslında gençliğinin bozulması aile hayatının bozulması hedeflenmektedir." ifadelerini kullandı.
Bu konuda Başbakan'ın söylemlerini yerinde ve haklı bulduğunu dile getiren Sönmez, Bir an önce bu münkeratların ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. (Murat Dalgın - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.