Hasan SABAZ
Komplolara Dikkat!
İslam coğrafyasında karmaşa ve kaosun hakim olması için büyük çabalar harcayanlar var. Fitne odakları her yerde harekete geçmiş durumda. Bazen askeri güçleriyle, bazen işbirlikçileriyle, bazen ideoloji ve sermayeleri ile görünüyorlar; ama hepsinde tahribata ve zulümlere imza atıyorlar.
Çatışma olan bölgelerde Suud ve Katar’a özel bir görev verilmiş gibi.
Tüm sermaye ve güçlerini işgalci zalimlerin emrine vermiş olan bu ifsat şebekesi, fesadın yaygınlaşması için elinden geleni yapıyor.
Afganistan ve Pakistan’daki katliamlarda işgalci NATO güçlerine lojistik ve istihbarat desteği sağlıyor. Yaptığı eyleme dünya barışına katkı ve eşkıyayı temizlemeye destek adını veriyor.
Bahreyn’deki halk hareketini bastırırken keskin bir mezhebi görüntü vermeye özen gösteriyor. Şiilere karşı Sünni dünyanın hamisi pozuna bürünüyor.
Yemen’de şekil tümüyle değişiyor. Şii/Zeydi olan diktatör Ali Abdullah Salih’e en büyük destek yine malum ifsad şebekesinden geliyor. Uçaklarıyla “Sünni” direnişçilerin mevzi ve karargâhlarını bombalıyor Suud rejimi.
Mısır’da İhvan-ı Müslimin iktidara gelmesin diye laiklere ve firavun rejiminden yana olanlara destek verilmesi için çaba harcıyor.
Wikileaks belgelerine göre Amerika’dan israil’e tehdit oluşturan Hizbullah’a karşı operasyon istiyor.
Ürdün kralına vaad ettiği reformlardan vazgeçmesi karşılığında yardımda bulunacağını söylüyor. Reformlar yürürlüğe girseydi, Ürdün İhvanı seçimleri kazanıp yönetimde söz sahibi olabilirdi. Böylece Ürdün’ün israil’e karşı tavrı değişirdi. Suud Krallığı böyle bir değişimin olmaması, israil’in zarar görmemesi için Ürdün Kralına şantajda bulundu ve reformların geri alınmasını sağladı.
Şimdi Suriye’de önemli bir rol üstlenmiş.
Zalim Baas rejimine karşı direnen Müslümanların başına yeni bir Baas bela etmek için uğraşıyor ifsad şebekesi.
Gelişmeleri takip ediyorsunuz.
Bir yıldır en acımasız yöntemlerle katlediliyor Suriye halkı.
Ama direniş mevzi anlamda geri çekilmelere rağmen umut vaad etti, güçlendi.
Devreye ifsad şebekesi girdi.
Parayla, makam vaadiyle satın alınan Baasçılar, birer ikişer “muhalif” saflarına katıldılar.
Özellikle subaylara dikkat ediyor musunuz, bilmiyorum. Halkın çilesini hiç anlamamış, sürekli zalimlerin en sıkı maşası olmuş tipler seçiliyor sanki.
Çoğunun bir yıldır eli Müslüman kanıyla kirlenmiş durumda.
Hatta geçmişleri daha da karanlık olan tipler var.
Menaf Tlas mesela…
Beşar Esad’ın yakın arkadaşı, cumhuriyet muhafızlarının komutanı.
Basçı, sosyalist ve laik bir İslam düşmanı.
Alın size ilginç bir ayrıntı daha:
Menaf Tlas’ın Beşar Esad’a yakınlığı kadar babası Mustafa Tlas’ın Hafız Esad’a yakınlığı vardı.
Yani aile boyu Baasçı.
Bir de şöyle bir ayrıntı var.
Mustafa Tlas, Hama katliamı sırasında Suriye Savunma Bakanıydı.
İşte bu derece keskin bir Baasçı olan Menaf Tlas, kendisine her ne vaad edildiyse en yakın dostunu satıp kaçtı.
Şam’dan Fransa’ya kaçtığı söylendi; ama Suudi’den çıkıp Türkiye’ye geldi.
Şimdilerde Esad sonrası Suriye için lider olarak pazarlanıyor.
Türkiye’de Ahmet Davutoğlu ile görüşüyor, çok samimi bir görüntü veriyorlar.
Bu Suriye direnişine, mazlum Suriye halkına hakarettir.
Devrim sonrası Siyonistlerin istediği şekilde bir yönetimin getirilmesi çabasıdır.
Amaç direnişi rotasından saptırmaktır.
Projenin üzerinde iyi çalışılmış.
Baasçı katiller “muhalif” ismini alarak ellerindeki silahı bırakmamış olacaklar.
Baasçı siyasetçiler, Esad sonrası “Yeni Suriye”nin başına geçecekler.
Böyle bir projeleri var.
Allah’ın izniyle çabaları boşa gidecektir.
Müslüman halkın, komplolardan haberdar olduğunu düşünüyoruz.
Baasçı zalimleri de ifsat şebekelerini de görüyorlar.
Ve Allah’ın izniyle hepsini def edecekler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.