Konya katliamı, acı tablomuz ve ihmaller

Malumunuz Konya merkez Meram ilçesi Hasanköy mahallesinde 20 Temmuz 2021 tarihinde Kars'lı Dedeoğlu ailesinden 7 kişi hunharca katledilmiş ve evleri ateşe verilmişti.

Bu insanlık dışı katliam üzerine çok farklı yorumlar yapıldı. Kimi Dedeoğlu ailesinin mağduriyeti üzerinden olayı etnik bir çatışmaya taşıma çabasına girerken kimileri de sanki hiç bir şey olmamış gibi kamuoyunun aklıyla alay edercesine "kedi kavgası" diye olayı basitleştirmeye çalıştı.

Oysa ne ortada etnik bir çatışmaya sebep olacak toplumsal bir olay vardı ne de basite alınacak bir durum.

Ama bir tarafta münferit olarak ırkçı tehditlerde bulunan bir aile, hunharca yapılan bir katliam ve vahşice işlenen bir saldırı; diğer tarafta neredeyse yok olan bir aile ve dayanılması çok zor olan bir mağduriyet vardı ortada.

Elbette olay çok yönlü araştırılıyordur. Katil dahil 11 kişi tutuklanmış, olaydan yaklaşık 2 ay önceki saldırıdan da 1 kişi hala tutukludur.

Sosyolojik travmanın sonucu olan bu katliam ve bu katliamda dahli olan sözde insanlardan bahs etmek bile istemiyorum. Sadece işin emniyet ve adli boyutunun ihmali yanında bir de işin toplumsal dayanışma boyutuna kısaca değineceğim.

Hasanköy mahallesi merkezden yaklaşık 10 Km uzaklıktadır. Bütün kenar mahalleler gibi bu Mahalle sakinleri de merkezde yaşayanların aksine bir birlerini iyi tanır, komşuluk ilişkileri olan ve adeta köy hayatı yaşarlar. Zaten bir çoğu hayvancılık ve çiftçilik ile uğraşırlar.

Böyle bir mahallede iki aile arasında 10 yılı aşkın bir süredir husumet var. Ne muhtar ne mahalle sakinleri ne STK yetkilileri ne de bir kanaat önderinin arabulucu girişimine bulunulmaması yada yeteri kadar ilgilenmemesi toplumsal olarak içine düştüğümüz acı tablonun net fotoğrafıdır.

Bu insanlık dışı katliam bize gösterdi ki toplumumuzda, toplumsal dayanışma kültürü kalkmış ve işin bu boyutu içler acısıdır.

Olay sadece emniyet ve adli makamlara bırakılmış ve onlar da her olayda olduğu gibi klasik işlemler yapıp mahkeme gününü beklemekle yetinmişler.

İhmallere gelince; Bir tarafta saldırı altında ve 2'si ağır 7 yaralısı olan ama haklarından vazgeçmeyen mağdur bir aile var. Diğer tarafta "biz ülkücüyüz sizleri buradan kaldıracağız" gibi ırkçı söylemlerle muhataplarını baskı altına almak isteyen ve onlara diş geçirmeye çalışan diğer aile var.

Bu iki ailenin mezkur durumları adli mercilerce bilinmesine ve bu çerçevede yargıya taşınmasına rağmen etkili bir koruma alınmaması açık bir ihmal ve göz göre göre bir ailenin katledilmesine zemin oluşturmuştur.

Adaletin tecellisi ve kamu vicdanının rahatlatılması için; bu katliamı yapan, zemin hazırlayan, azmettiren ve ihmali olanlardan en ağır şekilde hesap sorulmalı ve kamuoyu şeffaf bilgilerle bilgilendirilmelidir.

Ayrıca siyasi parti ve STK'lar başta olmak üzere duyarlı çevreler de bu olayın takipçisi olup her kesin hak ettiğini alması için çaba sarf etmelidirler.

İlk günden beri tarafsız ve yapıcı bir yaklaşımla olayı aydınlatmaya çalışan HÜDA PAR'ı takdir ediyor ve HÜDA PAR'ın konu ile ilgili hazırladığı raporu herkesin okumasını tavsiye ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.