Mirali YILDIRIM
Kriz oldu mu olacak mı?
Dünyamız; son yüzyılda büyük krizler yaşadı. Günümüzde de Corona’dan dolayı bir kriz yaşıyor. Felaket senaryoları ürkütüyor. Rabbim beterinden saklasın.
Coronanın krize sürüklediği dünya, çare için seferber olmuş gibi(!). Aynı dünya; yüzyılın başı(1914) ve ortasındaki(1940) krizler için de çözümler aradı ama beteri olan iki tane Dünya Savaşı buldu… Çünkü çözüm arayanların ameli de niyeti de bozuktu.
Rüzgâr ektiler, fırtına hatta kasırga biçtiler, biçtirdiler.
Sebep oldukları talan, harabe ve katliamları önceden çok iyi biliyorlardı. Tesadüf yoktu. Biliyorlardı; “savaş kandır, ölüm ve yıkımdır. Kurşun öldürür, atom ise tabiat ve insanı söndürür..”
Onlar; “Bir makineli tüfeğin saniyede kaç mermi attığını da iyi bilirler..”
Bizim de öğrendiklerimiz vardır: “..Su insanı boğar, ateş yakarmış!/ Her doğan günün bir dert olduğunu,/ İnsan bu yaşa gelince anlarmış.”
Son pişmanlık fayda vermez! Birine YUH; ötekine YAZIKLAR olsun… Sonuçta Katil Batı’nın bildikleri de Gafil Doğu’nun sonradan öğrendikleri de dün işe yaramadı; bu gün de yaramayacaktır!
İkisi de “Bor’un Pazarı geçtikten sonraki, derslerdir. Hasıl-ı kelam, ikisinin de değişmesi şart.
Gelelim, bu gün bir kriz var mıdır, yok mudur bahsine! Ağzım kurusun ama kriz vardır, dahası da yolda..
IMF, salgın için; “II. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük kriz” diyor. Doğrudur. Görülen köy kılavuz istemez!
Hesapları alt üst eden sarsıcı bir kriz, artan sarsıcı dalgalarıyla yayılıyor. Bir sel felaketi, dünyamızı kaplamış; önüne gelen her şeyi beraberinde sürüklemiştir. Felaketin, bizden neler götürdüğünü şu an kestirmek zor. Asıl hasar tespitleri; sel çekildikten sonra, bizler derdimizle baş başa kaldıktan sonra netleşir.
Bu bir İlahi imtihandır. Cahiliye dönemlerinde helak olan şirk toplumlarının yaşadığı imtihanlardan geçiyoruz. Kimlerin ne bedel ödediği, daha ne bedeller ödeyeceği; kimlerin selamete ereceğini zaman gösterecek.
Tefekkür yok.. Dünyanın ekseri; “şu yüksek tepelere çıkar kurtulurum” hesabında! Şu küfür ve zulüm dünyasında Nuh’un Gemisine gidecek adres bile henüz meçhul! Rabbim istikamet üzere, muhafaza eylesin, bize rağmen..
Corona Salgını; tüm hayati alanları etkilemiştir. Normalleşme süreçlerini başlatan her devlet; tanımsız düşmanın ikinci, üçüncü dalgalarına yakalanıyor. Bu musibet, yakamızdan düşmeyeceğe benziyor.
İşin tıbbi ve maddi yönü, sahadaki bilim adamlarının mevzusudur. Manevi açıdan baktığımızda; “Kendi elimizle yaptıklarımızdan dolayı, dünyanın istikrarını bozduk.” Corona da bunun bir sonucu olarak devam ediyor ama değişen bir şey yok. Dünyamız, yine eski dünya; yine herkes eski yanlışlarına; suç ve günahlarına devam etmekte…
Yine güçlüler haklı; yine oturup konuşamıyoruz; kangren sorunları çözmenin tek yolu yine “sorun yoktur(!?)” cümlesindedir. Korkularla yüzleşme yerine, yine korkularla yaşamak esastır. Yine herkesin olan dünya, bazılarının masasında/kasasında. Yine “Güçsüz adalet ve adaletsiz güç hükmediyor! Yine ilk vuran kazanıyor; “ruveybidalar” (liyakatsizler) konuşuyor! Yine red, yine inkâr; yine iz’an ve vicdanlar körelmiş, silahlar konuşuyor...
İşin daha da vahimi; bütün bunlar, bilerek veya bilmeyerek bizim de gururumuz oluyor…
Sünnetullah ve tarihe bakarak “el-iman, el-iz’an, el-vicdan..” diyelim: Bu akl u fikr ile nereye? Belaya mı, Mevla’ya mı?
“Ey Fihroğulları! Ey ‘Adiyoğulları…!!” çağrısına muntazırız! Sahil-i selamete çıkaracak devlet ve lider nerede? “Allah yolunda benim Ensarım (yardımcılarım) kim????” diye çağırsın! “Lebbeyk…!!!” diyelim!
“Ben o kudrette adam görmüyorum. Sen göster!” vesselam!
HİSSE:
1-ABD Beşşar Esed ve eşi dâhil olmak üzere 39 üst düzey yetkiliye, ‘Sezar Yasası’ kapsamında yaptırım uygulayacak-mış! “Esed’ın gereksiz, acımasız savaşı bit-meli-y-miş!” Güzel ama hadi ordan demezler mi? Saddam sonrası Irak.. öyle mi?
2-NATO Genel Sekreteri Stoltenberg; "Libya'daki durum çok tehlikeli gidiyor. Toplu mezarlar hakkında çıkan raporlar endişe veriyor. BM, bunların soruşturmasını destekliyorum.." demiş.
Sorun; UMH’nin başarısı mı, insanlığınız mı? CIA’nın Hafter’ini değiştirecekler de…
3-Aziz Babuşçu(AKP, İst. vekili), Keşmir Müslümanların DRAMI VE Hind zulmü için, marka isimlerle “Benim Adım Keşmir - Kashmir Is My Name” adlı bir kliple bir proje hazırlamış. Bu; en kolay ama en etkili yöntemlerdendir. Yüreğine sağlık.
4-Abu Dabi Beyliği; Yemen ve Libya’dan sonra, Somali’de de iç savaş için kolları sıvadı. Şu Şıh Begim; neden, kime ve neye güvenerek böyle davranıyor gelo?
5- Irkçılık karşıtı göstericiler; AB ve ABD’deki soykırımcıların heykellerini gözüne kestirmiş! W.Churchill'in heykeli de nasiplenmiş.. Ümmet uyurken; Firengistan’da “Îbrahîmê me mezin bu!” O zaman, haydi! “Kır şu Evin Putlarını İbrahim!” Wesselam..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.