Zihin ve gönül dünyamıza sığdıramadığımız hissiyatlarla bizi sarıp sarmalar “Kudüs”.

“Kudüs” anlam dolu, göklerde dalgalanan bayrak misali…

“Kudüs” ümmetin karanlığını aydınlatan eskimez bir meşale…

“Kudüs” kalplere muhabbet elçilerini salan Aşk’ın dergâhı.

“Kudüs” iki gözün birbirinden kıskandığı Mem’in Zin’i. Mecnun’un Leyla’sı, Kerem’in Aslı’sı…

“Kudüs” özüyle hamıyla hamuruyla lübbüyle kışrıyla kutsiyet kokan Mescid-i Aksa’nın diyarı.

Mirac’ın mekânı, namazın girizgâhı, cümle peygamberin secdegahı ve Sidretül müntehaya giden yolun menzili.

Elindeki taşıyla sapanıyla çağın en modern silahlarına kafa tutan kahramanlığın kitabını yazan çocuk generallerin karargâhı.

“Kudüs” kuşatılmış şehirlerin kalbine temiz kan pompalayan, ümmete intifadanın ruhundan deste deste güller sunan, zalime karşı Hüseyni kıyamın gülistanı.

Her bir mısrasında İzzettin El Kassam, Fethi Şikaki, Yahya Ayyaş, Şehit Şeyh Ahmet Yasin, Abdulaziz Rantisi gibi yiğitlerin destanının olduğu şahadetin bestesi.

Mananın cenk meydanında kelimelerin karşısında beyaz bayrak kaldırdığı hüsnün, muhabettin ve zarafetin memleketi.

İşte bundan ey Kudüs!

Tarihin derinliklerinden istikbalin uçsuz bucaksız mekânlarına doğru özlemlerimizle hasretlerimizle hayallerimizle beklentilerimizle arzuladıklarımızla kanat çırpıyoruz; seninle.

Bereketli toprakların havasını solumuş, kutsiyeti özümsemiş beldelerde hayat sürmüş peygamberlerin risaletini ve Kudüs’ün bağrında iffeti, abideliği dokuyan Hazreti Meryem’in masumiyetini duyumsuyoruz; seninle.

Yoldan çıkmış, sapıtmışlara karşı Hazreti Zekeriya’nın net duruşunu, kanıyla küfre ve zulme galebe çalan Hazreti Yahya’yı yaşıyoruz; seninle.

Evet, sen kalbimin mısra mısra dokuduğu şiir belde. Şairin özene bezene çimentosunu imandan, suyunu gözyaşından edinip dokuduğu şiir şehir.

Sana ve yiğitlerine selam olsun.

Davana ve sevdana selam olsun.

Aşkına ve heyecanına selam olsun.

Başkaldırına ve intifadana selam olsun.

Ümmetin hürriyetin doruklarına seninle kanat çırpacağı yarınlara selam olsun.

Bizim ruhlarımız esir, seninse fizikin. Biz maddeten hürüz, sen ise manen. Ruhlarımıza hürriyeti kana kana içireceğin anı bir an önce yaşamak temennisiyle vesselam.