Mehmet Zülfi TAN
Kudüs’e Sahip Çıkmak
Yetimler Vakfı, Kudüs için duyarlılık oluşturmak amacıyla güzel bir etkinlik oluşturmuş. Mescid-i Aksa’nın minyatür maketini tırın dorsesinde sergileyerek yola çıkmış. Belli bir güzergâhı takip ederek il il dolaşacak. Böylece hem Kudüs gündemde tutulacak hem de insanımız bu konuda bilgi sahibi olacak. Eldeki imkânlar değerlendirilerek bu tür etkinlikler arttırılmalı. HÜDA PAR da çeşitli illerde resim sergisi, araç konvoyu ve basın açıklamaları yaparak olayı halkın gündemine yaymıştı.
Biz de sorunlarımızı sürekli gündemde tutarak halkı bu konuda teyakkuzda tutmalıyız. Gaflet ölüm demektir.
Daha dün Siyonistler bayrak yürüyüşünde kutsal değerlerimize etmedik hakaret bırakmadılar. Bunlar kameralar önünden söyledikleri alçakça sözler, kameraların arkasında söyledikleri ve yaptıkları rezilliğin hadi hesabı yok.
Dolayısıyla bu "habis ur"a karşı Müslümanların sessiz kalmaları onları daha da cesaretlendirecektir.
İsrail işgal rejimi sadece Filistin topraklarını gasp eden bir yapı değildir. Bugün bir ümmeti esir almış bir yapıdır. Biz bu olaya sadece Filistin topraklarını işgal etmiş bir devlet gözü ile bakarsak çok yanılmış oluruz.
Öncelikle, bu işgal devleti ümmeti parçalamak ve yutmak için yapılan planın ikinci adımıdır. İlk adımı Osmanlı’yı yıkıp yerine kendi kontrollerinde küçük küçük devletçikler kurmaktı. Bunu başardılar. İkinci adımında da başaramadıkları haçlı seferleri emellerine Yahudiler üzerinden ulaşmaktır. Çünkü kilisenin amacı dünyaya Hristiyanlığı hakim kılmaktır. Önce Avrupa, sonra Afrika ve en son da Asya’ya. Şimdi sıra Asya’da.
Bu işgal için, doğrudan saldırıların amacına ulaşmayacağını bildiği için bunu israil üzerinden gerçekleştirmek istiyor. Şu an etrafı kuvvetten düşürülmüş. Önünde duracak ülke kalmamış. Bundan dolayıdır ki israil çok pervasız. Amerika’dan başka kimseyi dinlemiyor.
Bu anlamda Türkiye’nin Filistin ile yaptığı güvenlik ve işbirliği anlaşması çok önemlidir. Tüm İslam ülkeleri bunu yaparak onlara sahip çıkmalıdır. Bunun ikinci adımı oraya asker göndermek, askeri eğitim vermektir. Böylece siyonizme karşı desteklenmiş olurlar. Onlar da kendilerini yalnız hissetmezler.
Madem bizimle onlar (Siyonistler) arasında büyük bir savaş çıkacak, elbette ona hazırlık yapmak borcumuzun borcudur. Bunun için öncelikle aramızdaki ihtilaflar çözüme kavuşturulmalı, toplumsal barış sağlanmalıdır.
Tarihteki Moğol saldırısından ders çıkarılmalıdır. Her devlet kendi başına karşı çıktı ama kimse baş edemedi. Devletler ve milletleri ayaklar altına aldı. Tarihte görülmemiş bir katliam ve kıyım yaptılar. Şu anda Asya ve Avrupa’da hatta Amerika’ya kadar birçok ülke, medeniyetimizi talan etmek için fırsat kolluyor. Eğer biz birbirimize sahip çıkmaz isek, Moğollar nasıl bu coğrafyayı yakıp yıktıysa tekrar yakıp yıkacaklar. Zaten şu anda yarısını yıktılar bile.
Bundan dolayı ümmet olarak birbirimize sahip çıkmak zorundayız. Dertlerimizi ve sıkıntılarımızı paylaşmak zorundayız. Ortak düşmana karşı beraber hareket etmek zorundayız.
Bu konuda ferde, topluma ve devlete düşen sorumluluklar vardır. O zaman devletten önce fertler bu işi yüklenmeli, sonra toplumu harekete geçirmeli, toplum da devleti harekete geçirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.